Hendek ±Bombalı Araç ±Kaos± Darbe =Hesap
Allahın Selami ve rahmeti
üzerimize olsun.
İnsan hakları savunucusu olarak Doğruları gündeme
getirmenin bedeli olarak; Polis zırhlı
aracından evimde taranarak mükâfatlandırılmama yeni anlam vermeye
çalışıyorum.
Hendek ve barikata göz yumarak; Daha acısı
koordine ederek Sürekli o bahane ile sınırsız ve ölçüsüz gaz atmaları ve
taramaları sonucu toplumu kaosa sürdüler. Maddi, manevi çökertip halkı isyana
zorlayan bu çetelerin tespit edilerek cezalandırılmasını acilen Mazlum halk
bekliyor. Adaletin tesisi içinde yakıp yıkılarak viran edilen şehirler ve katil
edilen insanların ve şehitlerin hesabı da Darbeye kalkışan Teröristlerden ve
işbirlikçilerinden sorulmalıdır.
Eylül 2015 Cizre de sokağı çıkma
yasağı uygulanırken; Bakan, Milletvekili, Haber ajanslarının dahi giremeyip
bilgi ve haber alamadığı sıra bilgi rica eden gazeteci dostuma, yetkililere
ulaştırma sözü karşılığında yaptığım araştırma ve edindiğim bilgiler sonucunda
aşağıdaki yazıyı iletmiştim. Anında bakanların ilgilenmeleri ve açıklamaları
ardından sağlık, iletişim ve temel ihtiyaçlar başta olmak üzere düzenlemeler
olmuştu. Kısa süre ardından da operasyon tamamlanmadan sokağa çıkma yasağı
kalkmıştı. Zamanında sorunları doğru yerlere ulaştırmak çare olabilir. Uyarılarım
araştırılmış olsa idi Darbe girişim olmayabilirdi. Başımıza ne geldi ise
korkaklık ve ikiyüzlülükten. Yağ, yalaka, şirin görünme, sorun örtbas nereye
kadar?
Günümüzde yaşananları iyi analiz edip anlayabilmek
için aşağıdaki metni bilgilerinize sunuyorum. Güneydoğu da acıların daha
başında yaşananlar ;
CİZRE DE İNSANLIK DRAMI
Aniden akşam sokağa çıkma ilan edileli 1 hafta insanlık dramı derinleşiyor Başta memurlar
olmak üzere tüm vatandaşlar sürekli 2 tarafın çatışmaları altında korku ve
şiddetle ölüm kalım arasında can çekişiyor. can güvenliği yok, İlaç, su gıda
eksikliği nedeni ile tüm halk perişan. İnsanlar (memur, ak parti üyeleri ve
gönüldeşleri dahil); bu şekilde ağır zülüm ve baskı sonucu şaşkına dönmüş.
Devlet ve hükümete olan inançları yara almıştır. Devlet memurlarını dahi açlık ve ölümle burun buruna bırakmıştır.
Güvenlik, barınma ve gıda sağlanmıyor. Şehrin tamamı rastgele ağır bombardıman altında.
Ayrım gözetilmiyor. İnsan kokusu gelen yerlere otomatik tarayıcılar ateşleniyor.
Halkın güvenliğini sağlamak amacı ile başlatılan operasyon; 130 bin civarı
nüfusa sahip bir şehir nerdeyse kobani’den beter, yok edilmeye çalışılıyor.
Bu denli acımasız ve imha edici yetki ve gücü nerden
alıyorlar? Bu yetki nerden verilmiş? Yoksa başlarındaki amirler başka yerlerden
mi talimat alıyor? Kesinlikle Vali ve diğer yetkililere doğru bilgiler
verilmiyor. Bu halk Soykırımdan geçiriliyor. Cumhurbaşkanı belli saatlerde sokağa çıkma
yasağı diyor ancak 1 haftadır sürekli kesintisiz yoğun bombardıman altında
devam ediyor.
Bu halkın tamamı terörist değildir. Telafi
olamayacak bu denli vahşet Dünyadaki İnsanların devlete güvenini zedeleyecek.
Ey Devlet ve Hükümet yetkilileri lütfen bu YARA daha büyümeden daha kontrollü
terörle mücadele edilebilir. İletişim kesik..Gsm , internet, tel kesik;
Rastgele yoğun çatışmalar trafoları da vuruyor. Su kesik; Gıda erzak yok;
insanlar açlıkla karşı karşıya 1 Fırın açılmış uzun ekmek kuyruğu olmuş. Ekmek almaya giden insanlar taranmış Bebek
maması ve bezi yok. Bebekler ve çocuklar açlık ve çatışma korkusundan ağır
tramvay yaşıyor. Telafi edilemeyecek felç, sinir, bulaşıcı hastalıklar
yaşanıyor Çöpler toplanamıyor; bulaşıcı hastalıklar ve mikroplar baş gösteriyor.
Vurulan hayvan leşleri de sokaklarda. Devlet hastanesinde yatan tüm hastalar
aniden zoraki taburcu edilerek ölüm hallerine terk edilmiş. Hastane
sağlık işlevi görmesi engellenerek, kışlaya dönüştürülmüş Cizre den yaralanan
ve hasta hiçbir hastanın hastaneye ulaşmasına imkân verilmeden taranıyor.
Ölen çocuk kadın sivillerin çoğu kan kaybından ölmüştür. Ölen cenazeler morga
kaldırma yada defin izni verilmediğinden evde veya camilerde kokuşma ile yüz
yüze kalmıştır. Çocuk cenazeleri derin dondurucuya konmak zorunda
kalınmıştır. Hastanede kalan personel sadece 1 acil doktor ve birkaç hemşire ve
teknik personel dışarıdan gelen timlerin baskıları altında zulme uğramıştır alınmayacak
küfürler ve hakaretlere maruz kalmıştır. İdari personel ve hemşire olarak
tartaklanıp dövülmüştür. Hastaneye 5 gün boyunca timlerin getirdiği sadece15
civarı hasta getirilmiş ve ayakta tedavi edilerek dışarıya sevk
edilmiştir. Hastane personele yapılan insanlık dışı zülüm ve baskıya dayanamayan
Cizre emniyetinde görevli amir; personeli timlerin zulmünden korumaya çalışarak
yoğun bakım ünitesine alarak kapıda onlara nöbet tutmuştur. Hatta timlerle
çatışma aşamasına kadar gerginlik yaşanmıştır.