Halklar Arasında ...

ÇATIŞMA MI ?
'' Bir olgu hazırlamak inşa etmektir.Her tarih bir tercihtir.''
Sparta,Atina kent devletlerinde Helot-Eferos/toprak sahipleri-altıdabirler, Hindistan'da
Kast Sistemi,Sümerlerde Ziguratlar ve günümüz dünyasında yerküreyi
paralel-meridyen diye bölük-pörçük dizayn eden uluslararası küresel
güçlerin işgalleri,kan kusan silahları sonrasında açlık/yoksulluk,uzun
sürmeyen anlamlı bir sessizlik...
Birçok yerde ve birçok yerelde tercihmiz olmayan olguları '
tarih ' diye benimsetmenin,dayatmanın koşullarını yaratmak,daha da
güçlenip bir başka gücü yok etmek için yeni olgulara zemin
oluşturma,tarihin seyrini değiştirme/geciktirme adına senaryoları
inandırıcı kılmanın yerellerde etkinleştirmenin binbir türlü '' Ali
Cengiz '' oyunu sahnelere ordan kan ve gözyaşıyla mezarlıklara
taşınır(?)
Okyanus ötesi başlayan toplu kuş ölümlerinin ABD,İtalya üzeri
Avrupa ordan ülkemize de sıçrar korkuları ' ornitolog ' kuşbilimcilerin
dikkatini çekip '' Toplu ölümlerin sürekli meydana geldiğini,paniğe
kapılacak bir şey olmadığını...'' söylenip,durdular.
Oysa çatışmalarda ya da bir iç savaşta karşı-karşıya getirilecek
halkların kayıplarından kimlerin karlı çıkacağını tahmin etmek pek de
zor olmasa gerek;söz konusu kıyımlar insana/insanlığa yönelip toplu
ölümlere neden olunca etrafna öğüt vermeye çalışanların,insan sevgisini '
din kardeşiyiz ' değerlerini atıp nasıl da sus-pus kesildikleri
yetmeyince farklı düşünerek yanıbaşlarında kopan kıyametleri
görmemezlikten geldiklerini Irak'ta,Afganistan'da,Libya'da ve Suriye'de
de gözler önüne sermiştir.
Evet zaman zaman Kürt çocukarı,Arap çocukları gibi kendi
aralarındaki kavgaları yaşar,bir süre sonra barışır kaldıkları yerden
devam ederken;Arap ve Kürt çocuklarının/gençlerinin karşı-karşıya
geldiği,bundan kimlerin karlı çıkacağının defalarca hesabı yapılırken
hiç kimse Mardin'de,örgütlü-planlı bir çatışmayı bırakın,bir kavgayı
bile gösteremez/göstermeyecektir de...
Mardin'de Yeniyol'un ve Saraçoğlu Mahallesi'nin olmadığı
doğuda ' Belsık Deresi ' batısında sırtını ' Imhemmed Il- Zırrar
' eşiğine dayanan gençlerin top oynadıkları 'Tabyé' toprak sahasına
ordan kuzeyine teras bağ ve bahçeleriyle,bahçe sulama havuzları,beşik
tonazlı ayvanlarıyla Mardin Eteğinin danteli gibi uzanan mezarlığında
buluştuk Kürt halkıyla ' Fi Ikbor Kıbli İl-Beled ' Mardin Güney
Mezarlığı 'ında...
Geniş bir mezarlık,her ailenin olmasa bile birçoğunun göçlerden
sonra oluşan ' geto ' nun yaygınlaşması karşısında bir önceki adları '
havka ' olan türbelerinin etrafına duvarlar örerek aile mezarlıklarına
dönüştürüp,korumaya çalıştılar.
Mezopotamya'nın enginliğine bakmadan sevgililerin canlarını bin
parçaya ayıran ciğerlerini barındırdığı içindir ki apayrı
öyküleriyle,yüklenen anlamlarla daha da kutsallaştırılmıştır şirk
koşmadan/koşturmadan.
Çevrelenen toprağına,taşına basılmamaya,perşembe günlerinin
ikindi sonrasında,Ramazan ve bayram arifelerinde ve bayram namazları
sonrasında eve bayramlaşmaya gidilmeden ziyaret edilen;yasinler/dualar
okutulan türbe ziyaretlerimiz gerçekten bütün halklarımız/insanlarımız
için oldukça önemlidir.
''Kıbli İl-Beled'' Güney Mezarlığı'nın ''Ikbor Şéğ Salıh,Ikbor
Şérin Dede'' gibi adlarla adresinin daha da netleştiği Mardin'deki
ziyaretlerin mumlu duvarlarına ailelerimizle paylaşamadığımız
dileklerimizin tutup/tutmayacağını anlamak için sürdüğümüz dilek
taşlarının izlerini halen taşır Şérin Dede duvarları Seyyid diye anılan
Maruf Yusuf'un mekanı...
Bilirdi Yemen'den Mezopotamya'ya göçün Bedeviliğini,Nebatiliğini, Gassani'liğini
ya da Kahhani'liğini bilirdi;Mardin'li göçün/göçebenin sırtındaki
yükünü,bunun bir de ' Kürt ' e beyden gelen zulmünü duyunca hatırlamaz
mı kendilerinden önceki hamilerini,ev sahiplerini/yük sahiplerini...
27 Mayıs 1960 yıkımının/darbesinin etkileri Mardin'e henüz
yansımadan kırsalını sinsice etki alanına almıştı bile! öylesine ki
köylüyü ' beye ' yenik düşüren gazabın/saldırganlık ve talanın Kürt insanını evinden/köyünden ve toprağından
ederken;Nusaybin'den,Midyat kırsalından söküp atarken kendilerini
mezarlığımızdaki canlarımızla eşit ve yakın görmek istedikleri yerde
çaresiz,gecekondu temellerini kazmayla bu olguları yaşatıp,tarihten
silenlerin suratına indirmiştir her sık nefes alışında halkları
karşı/karşıya getirmek isteyenlerin sinsi emellerine.
Bu trajedinin yerelimizin dışında yaşanmışı/benzerinin olmadığı
bu mezarlıkta 'Kıblı İl Beled' Mardin Güney Mezarlığı'nda birkaç
türbeden çıkan kemiklerin toplanmasıyla ilgili haddini bilen
tartışmalardan sonra hiç kimse ama hiç kimse! Arap-Kürt çatışması oldu
diyemeyeceği gibi Arap-Kürt kavgası bile olmamıştır aksini iddia
edenlere duyurum ve ilanımdır...
Bu sivil tarih çalışmasını aramızda yaşayan yaşlı insanlarımızla
Kürt ya da Arap'a bire-bir sorulduğunda yaşayan gerçek
tarihin/değerlerin nasıl da 'Halkların kardeşliği' ni pekiştirdiğini
dünkü Ermeni ve Süryani kardeşliğinin Arap ve Kürtlerle olan 'İnsan
Hakları' ortak değerlerinin günümüze sorunlar yaratmadan nasıl
geldiği,karşılıklı verilen emeğin geleceğimizin barışını
kalıcılaştırabilecek bu gücün farkındalığını görmemezlikten mi geleceğiz
' üstüne üst(l)ük ' diyen halkımıza rağmen dönüp '' Araplar bizleri
sevmiyor.' ya da 'Kürtler bizlere karşı.' deyip,birkaç
alış-verişte,dolmuşta/durakta herkesin yaşadığı
tartışmaları,oyunda/maçtaki anlaşmazlıkları büyütüp,bilerek ya da
nerelere gideceğini kestirmeden Selçuk Candansever gibi 'Süryanilere
karşı Arap ve Kürtlerin biriktirdikleri' diyerek,'Dışarıdan gazel
okuma'nın hiç de yakışmadığını biliyoruz.
Ya şimdi ?
Zengin kültür farklılığımızdan ötürü dokuların uyuşmaması gibi
sorunlarımızın olmadığı,her halkın 'akil' insanlarının,birbirini henüz
tanımayan gençlerine,saptırılmasına çalışılan yakın tarihini ve aynı
mezarlıkta yanyana gömüldüğümüz Mardin Güney Mezarlığını ''Ikbor Kıbli
İl-Beled''i anlatması ve genişçe düşündürmesi,savaş naraları atanların
umutlarını kursaklarında bırakacak barışı,Mardin'den örnek vermeye devam
edeceğiz...
Olabilecek provakatif,ani parlamalardan ve saldırganlıklarından
'mavi midyeler' gibi kabuğumuzu kalınlaştırarak yengeçlere karşı 'yaşam
savaşı' vermenin sakıncası mı var?
''Teykun ken lihi seb'i ğevet im-addedet/Ken té-yicevn a'le tirbiti u-teyséhun ğeyté !..
Tul iz-zemen imsıybıt le sarıtıl ki/Me sarıd le-aHHed.''
(Yedi ağıt yakan kızkardeşlerim olsaydı/Mezarıma gelip,kardeşiimm! diye çağrsaydı,
Yaşam boyunca bana olanları/Hiç kimseler yaşamasaydı.)
Kültürlerimiz ve dillerimiz farklı da olsa Mardin'de ''Ikbor
Kıbli İl-Beled'' gibi ağıtlarımızı yaktığımız,acılarımızı paylaştığımız
'ortak mezarlığımız' vardır...
NOT : Makbule Güner Teyzemiz,bir asrın acılarını tekrar yaşamamak
için benimle paylaştı bu anlamlı Arapça ağıtı.Mardin halkları adına
teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum...