Halkın Fendi- Darbecileri Yendi
15 temmuz gecesi başlayan neden ve nasıl haberlerinin yansıtıldığı, iletişim kanallarında “Ordu Yönetime El Koydu, Ülkede Darbe Oluyor” söylemleri hızlı bir şekilde yayılmaya başlandı.Tarihinde buna benzer çok ortamı yaşamış Türkiye ve Türk halkı bunu sindirmiyor,istemiyor,beğenmiyor ve desteklemeyeceği belli olmasına rağmen, korku ve psikolojik baskı araçları, asker-silah-tank ve uçak görüntüleri korkutuyordu.
Nihayetinde kısa bir zaman içerisinde mevcut iktidar, hükümet,Başbakan,Bakan,vekil,Meclis, Muhalefet ,Cumhurbaşkanı’nın ve en önemlisi bir işaret bekleyen tereddütsüz tüm halk sakin,soğukkanlı ve duruma karşı hazır ve bu durumu tasvip etmemeleri bu tiyatronun son final perdesini kendileri istediği gibi kapattı.Bunun üzerine yazılacak o kadar şeyler vardır ki,lakin şimdi işin içi yüzünün sorgulanma vakti olduğunu düşünüyorum.
Nasıl olur da…Bu işe bu derce hazırlık yapılmış?..Bu kalkışma bu saatte yapılabilmiş?..Ne kadar organize olunmuş?..Nasıl olur da farkına varılamamış?...Devletin içine,kurumlar içersine (Askeriye,emniyet,yargı) yayılmış? Ve önemlisi hazırlığın farkına varılamamış?.Mış-Mış-Mış…
Bu ülkenin tarihi darbelerle daha önce lekelenmişti.Fakat o darbelerde, hatta ülkeler arası savaşlarda bile Gazi Meclis saldırıya uğramamış, bu derece seviyesiz uygulamalar, belden aşağı vurmalar sergilenmemişti.Bunu yapanlar başarı lı olması durumunda bu ülkeyi yönetme konumuna geleceklerdi.Akıl ve izanla tarif edilecek bir iş değildir.
Tarihimize kara bir leke olarak (yapanlar adına) girecek olan 15 Temmuz gecesi (Darbe Girişimi-Kalkışması) fiyaskoyla sonuçlandıktan sonra, kısa bir zaman sonra Ordu,emniyet ve yargıda çok kişi göz altına alındı,tutuklandı,görevden el çektirildi.Bunlar nasıl tespit edildi.Öncesinde bu işi yapanlar neden yapmadılar sorgulanmalıdır.
ÖNE ÇIKAN BAZI BAŞLIKLAR:
*Görüntüsü Pısırık bir şekilde de olsa darbe teşebbüsünü boşa çıkaranların başında gelen şahsiyet…Bir Ülkenin Kaderini Değiştiren Adam “1. Ordu Komutanı Org. ÜMİT DÜNDAR “Tarih senin adını altın harflerle yazmalı, yazdı, yazacak….
1. Ordu Komutanı Org. ÜMİT DÜNDAR, Darbe Gecesi Cumhurbaşkanı RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I arayıp: “Sayın Cumhurbaşkanım siz meşru Cumhurbaşkanısınız. size bağlıyım. Ankara’ya gitmeyin. İstanbul’a gelin, ben sizin güvenliğinizi sağlarım” dedi. Org. Dündar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hızlı hareket etmesini istemişti. Erdoğan, hareket ettikten 62 dakika sonra darbeciler Cumhurbaşkanı’nın Marmaris’te kaldığı oteli bastı. Ancak Erdoğan’ın elini çabuk tutması darbecilerin planını bozdu. Önceki darbelerin hepsini 1. Ordu Komutanları yapmıştı
Sonrasını biliyorsunuz ..
Org. Ümit Dündar ülkesi için yaptığı tercih ve milletin adamının arkasında durmasıyla darbeci tayfanın psikolojik üstünlük kurmasının önüne geçip o an büyük bir komutanlık örneği ile askeri karşı operasyona koordine eden isim olmakla,olası olumsuz gidişatı engellemiş oldu.
*İki sat içinde 2745 hakim ve savcıyı tespit eden MİT, ülkenin altını üstüne getiren darbecilerin birini fark etmemesi manidardır.Daha da önemlisi Genelkurmay başkanını ve kuvvet komutanlarını tutuklayıp kaldıranları, Genelkurmayın içerisinde fark edemeyen Genel Kurmay istihbaratı ne iş yapıyordu.Bunlar ve bunlara benzer diğer önemli noktalar iyice sorgulanmalıdır.
*Daha düne kadar sıkışınca “ordu göreve, ordu göreve “ diyenler, “Cemaat göreve diyorlarmış” galiba…
*15 temmuz sadece Türkiye'de değil bütün dünyada darbe tarihinin sonudur. Dünya darbeyle mücadele yolunu öğrendi.
*İlk andan itibaren, meydanları ve caddeleri doldurarak darbecilere karşı sergilediği bu onurlu ve dik duruşundan dolayı 7'sinden 70'ine bütün halk ( siyasi parti gözetmeksizin) takdiri sonuna kadar hakketti.
*TRT'de okunan bildiri.. Atatürkçülükle kamufle edilmiş ve bunu kendilerini saklamak için kullandıkları bazı kelimelerle malum zatın bir çok yerde kullandığı kelimelerle eşleşmesi bir çok örtülü durumu ortaya çıkarmaktadır. Bu kadar benzer kelime ve cümlelerin geçtiği darbeyi ve darbe bildirisinin kimin yaptığı kime bağlı kişilerin planladığı ap açık kendini ele vermiştir.
*Tiyatroyu andıran bu darbe girişimi önemli bir durumu daha da ortaya çıkarmıştır.Halk partizanlık mı yaptı, Meydanlara dökülen halk parti propagandası mı yapıyordu, diğer partilere kendilerini mi göstermek istiyorlardı,lidere karşı sevgilerini- darbeci askerlere öfkelerini mi gösteriyordu yoksa işin gerçek yönü “DARBE” lere karşı mı geliyordu.
*Canını dişine takan,ölmeyi göze alan, çoluk çocuğunu ve ailesini gece yarılarında çekinmeden sabahlara kadar ölümü ve saldırının nereden geleceğini önemsemeden gencinden –yaşlısına eline albayrağını alıp “Asker Kışlaya-Darbeye Hayır-Demokrasiye Evet” diye haykıran aziz millet bir mesaj veriyordu. Bu mesaj da şuydu “BEN DARBE İSTEMİYORUM; DEMOKRASİ İSTİYORUM” diyordu.
*Bu mesaj çok önemliydi.Dünya bile bu mesaj dan bir şeyler anlamalıydı.Halka rağmen hiçbir şeyin yapılamayacağıdır.Burada şu önemli noktayı atlayamayız.Recep Tayyip Erdoğan’ın sevgisi ve kendisine bağlılığın payı çok büyüktür.Meydanları işaret etmesiyle 10-15 dakikada o kadar kalabalığın ortaya çıkması bir parti, bir siyasi düşünce ye bağlılık olarak değerlendirilemez.İlk dakikadan itibaren Muhalefetin duruşu, STK’lar,Sendikalar ve söz sahibi herkesin sağduyulu ve bilinçli olarak DARBE’lere karşı duruş ve mesajları çok önemliydi.
*Lider ve siyasi görüş bağlılığı olsa dahi,top yekün millet “DARBE”lere karşı olduğunu ve tevessül edilmesi durumunda ilk başta karşılarında olunacağı,millete rağmen bu girişimlerin başarılı olunamayacağı ortaya çıkmıştır.Başarısız olmuş olması bile bu tür kalkışmaların milletin içinde derin yaralar açtığı,dünya kamuoyu nezdinde Türkiye hakkındaki fikirleri ve düşüncelerinde olumlu-olumsuz bir kanıya varılacağı,soğumaya yüz tutmadan hemen başta MİT,İstihbarat ve kolluk kuvvetlerinin her daim teyakkuzda olma zorunluluğu doğmuştur.Boşluğa ve fırsatlara mahal vermeyecek şekilde incelemelerin yapılması,Dış bağlantılara en fazla dikkat edilmesi gereken durum şimdi daha da önem kazanmıştır.
Şu cümleyi yazmasam kendimle çelişirim “Ne istediler de vermedik dediklerimiz, verdiklerimizle bize darbe yapmaya kalktı..Şimdi verdiklerimizi alma zamanı gelmiştir. Devlet bu yönde yapılması gerekenler adına hemen harekete geçmelidir.
SONUÇ OLARAK:Böyle kalleşçe ( milletin silahını millete doğrultma) bir darbe girişimi ancak muz Cumhuriyetlerinde olabilecek bir durumdu.15 Temmuz 2016 da Demokratik/ Parlementer Rejimi silah zoruyla ve kan dökerek ortadan kaldırma kalkışması, gerekçesi ne olursa olsun meşru görülemez,görülmedi, görülmeyeceği ortaya çıkmıştır.
Bu kalkışma yüzlerce insanımızın ölümüne,binlercesinin yaralanması sonucuyla bertaraf edilmişse de, bu kanlı darbe girişiminin tüm müteşebbisleri ve arka planda destekleyici unsurları hukuk içerisinde en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.Hukuk devleti gereği bir daha bu teşebbüslere tevessül edilmemesi için ve bu tür girişimlerin tarihin en karanlık sayfalarına gömülmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.Yaşanan bu süreç içerisinde fırsattan istifade etmek isteyenler,halkı birbirine düşürebilecek provakatif eylemlere girişebilme olasılığına karşın, devletin yetkili kurumları teyakkuzda olması, olaylara anında müdahale etmesi iç barışımız adına çok büyük önem arz etmektedir.Unutulmamalıdır ki, darbelere karşı devletin rejimi ve halkın güçlü iradesi birleşmesi durumunda neler olabileceği ortaya çıkmıştır.
Osmy47@gmail.com