Halkaların islami geleceği ve Ortadoğu
Bilindiği üzere Suudi
hanedanlığının vefat eden kralının ölümünden sonra hanedanlıkta başlayan
çekişmeler ayyuka çıkmıştı.
Körfez ülkeleri yada petrol
zengini Arap ülkelerinin tamamı ülkelerinin geleceğini; halkının refahında
değil, işgalci ve sömürgeci ülkelere(Amerika-israil-Avrupa) bağımlı
hanedanlıklarının bekasında görmektedirler.
İktidar ve saltanatını devam
ettirmek için sömürgecilerle, binlerce yıllık medeniyet ve inancımızın
düşmanlarıyla her türlü ittifakı mubah gören bu yapılar maalesef Müslümanlara
oynanan her türlü oyunun parçası olmuşlardır.
Sömürgeci ve medeniyetimizin
azılı düşmanları, Suud hanedanlığının korktuğu Orta Doğu ve Mısır'daki Müslüman
halkın lehine olan gelişmelere karşın darbeye destek verdirmiş, ardından
Yemen’e saldırtmıştır.
Suud’un komşu Yemen’e
karşı başlattığı savaş ve zulümlerin özelinde hanedanlığını korumaktan
başka bir amaç taşımamaktadır. Başlattığı bu harekatı kamufle etmek için bir
mezhep çatışması varmış gibi göstermeye çalışıyor. Müslümanları bunun üzerinden
uyutmak ve dikkatleri mezhep çatışmasına çekmek için hatırlanacağı üzere idam
edilen Şia âlimi ve 47 kişi oynanan oyunun kurbanları olarak seçilmekten başka
bir günahları yoktu.
Bugün yeryüzünün dört bir
tarafında İslam ve Müslümanlar; Şia'sı Sünni’si veya diğer mezheplere
bağlı olanlar, ölümleri yedikleri sürgünler ve yaşadıkları her türlü zorluğa rağmen
sesi çıkmayan gıkı çıkmayan, bir kuruşluk katkı sağlamayan bu hanedanlıklara
ne oldu da Müslümanların izzeti namusu ve bedenleri çiğnenirken hatta
kendi halkını dahi katletmekten çekinmeyen bu yapılar ne oldu da mezhep kisvesiyle
silahlara sarıldılar?
Oyunu hazırlayan ve uygulamaya
koyan bölgemizin en önemli sorunun kaynağı israil-Amerika ve sömürgeci Avrupa
artık oyunun en büyük sahnesi olan İran -Türkiye sıcak çatışmasıyla Orta Doğu’yu
minimize etmek için Müslümanlara belkide bir kaç asır sürecek darbeyi
geçen yıllarda ve yaşanan paralel oyunlarla sağlayamayınca aynı oyunu Suud
üzerinden bu defa uygulamaya koydular.
Görünen o ki Suud görevini ve
emirleri tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirmeye büyük bir hevesle
çaba sarf ediyor. Yani oynanan oyunun başına geçirilmiş ve girdabın içine
alınmış durumda.
Diğer taraftan Suud’lar tam da Cumhurbaşkanımızın ve yine önemli bir
konferansa katılan Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Görmez’ görüşmelerinden bir
gün sonra söz konusu infaz senaryolarını devreye koymaları, bizleri de kendi
oyunlarının tarafı göstermeye çalışan kabile taktiği ve oyunundan başka bir şey
değildi.
Paralel darbeyle Ülke içindeki
işbirlikçilerle ele geçirilmeye çalışılan inisiyatif sayesinde uygulamaya
konmak istenen asrın oyunu İran-Türkiye Çatışması bugün için
başarılı olmayınca yukarıda sözünü ettiğimiz ‘B Planı’ devreye
alınmıştır. Suud’un başlattığı mezhep savaşları sayesinde diğer Arap körfez
ülkelerindeki hanedanlıklarda kendi geleceklerini Suud’un bu oyununda görmüş ve
yanında yer almalarını sağlamıştır. Hatta İsrail'e bugüne kadar yenilgiyi
gerçek anlamda tattırmış Ortadoğu'daki en büyük yapıyı terörist ilan
etmişlerdir. Bu durumda İran’ın Ortadoğu'daki etkinliğini kıracak söz konusu
mezhep oyununa Türkiye’yi dahil etmek en büyük amaç olmuştur.
Türkiye'yi asrın oyununa sokacak
ve Müslümanların en büyük darbeyi almasını sağlayacak asıl ve en kolay yol tabii
ki Parelel darbedir. Eğer bu darbe gerçekleşirse; İsrail'inde Amerika'nın da Avrupa’sından
da Rusya’sına en büyük hayal olan büyük İslam çatışmasını İran'a karşı
hiç düşünmeden ertesi gün uygulamaya koyacaklarından kimsenin şüphesi olmasın.
Türkiye'yi top yekûn teslim alacak
alt yapıya sahip paralel yapıyı çürümeye bırakmama adına (Arabı, Kürdü,
Türk'ü ...)Ülke içinde kafa karışıklığı oluşturup inisiyatifi elden bırakmama
adına halka rağmen ve her türlü kayba rağmen devreye alınan çukur ve barikat gibi
oyunlarla ülkeyi teslim etmek istedikleri paralel güçlere zaman
kazandırarak ve dahi bu yapıdan sözüm ona yeni kahramanlar çıkararak kaybedilen
güveni geri getirmek niyetindedirler.
Her şeye rağmen bu kafa
karışıklığı ve hedef saptırmacılığın başarılı olamadığını, patlatılan
bombalarda görüyoruz.
Artık
söz bitmiştir yola çıkanlara merhaba
Bıkmadan
usanmadan yürüyenlere merhaba
Sırtlarında
azık olsun diye umudu taşıyanlara merhaba.
Merhaba yol yürüyen, merhaba dağ
aşan!...
Selam ve dua ile.