Hak ve Batıl Savaşı Bitmeyecek!

İslam’ın batılla savaşı
insanlığın ilk gününden bugüne süregeldi. Bu savaşta batılın avantajı; düşman
diye bellediklerinin; insana değer veren, hainliğe imkân tanımayan, düşmanının
dahi iyiliğini isteyen, zulmetmeyen, sömürmeyen, kalleşlik etmeyen, sözünün eri
olan, göründüğü gibi duran, olduğu gibi görünen, rabbinden başka kimseye kulluk
etmeyen, hayatı dünyadan ibaret görmeyen Müslümanlar olmasıydı.
Batılın
bugünkü temsilcisi, Mekke cahiliyesinin bugünkü adresi hiç şüphesiz ki batıdır.
Dün olduğu gibi bugün de batılın kalbi batıda atmaktadır. Müslümanların bu
savaşta dez avantajları ise bencil, maddeci, hain, kalleş, kindar, düzenbaz,
hak hukuk tanımaz, kendi insanından başkasına acımaz, kendinden başka kimseye
değer vermez, göründüğünün tersi, şeytanın gölgesi olan batılın varisi batı ile
düşman olmasıdır.
Biz
Müslümanlar ipin ucunu kaçırdığımız ilk günden bu yana hep yenik devam ettik
hayata. Bizlerin İslam’dan kopması ile başladı her şey. Kaybettiğimiz ilk şey
dinimizdi bizim. Ve ondan sonra geldi tüm kayıplar. Dağıldık. Birbirimize
darıldık. Daraldık. Darda kaldık. Dünyaya daldık...
Kaybettiğimiz
güzelliklere dönmediğimiz sürece hiçbir zaman kazanmayacağız bu savaşı.
Peygamber döneminde dünyanın süper güçlerini dizi getiren Müslümanlar, bugün
süper güçlerin elinde oyuncağa dönmüşlerse bunun nedeni İslam değil İslam’a
teslim olamayan Müslümanlardır. Dün sinsi oyunlarla bozulan birliğimiz,
kaybolan dirliğimiz bugün batının elinde aleyhimizde kullanılan bir güç olarak
durmaktadır.
En
az şeytanın çalıştığı kadar çalışmayan, şeytanın bozduğu kadar düzeltmeyen,
kâfirden bir derece az çalışan Müslümanlar her zaman suçludurlar. Günah nedir
biliyor musunuz? Kâfirlerden daha az çalışmaktır, dünya malı için koşturup
Allah’ın davasını unutmaktır. Kâfir dört çalışırken bizim iki veya üç
çalışmamızdır. Unutmayın! Yeryüzünde akan her kanda, yapılan her ifsatta
çalışmadığımız kadar payımız vardır.
Batı
varlığını sömürgeler üzerine kurmuş barbarlar medeniyetidir. Tarih batının
barbarlığının şahididir. Yakın tarihte yaşananlar, Ortadoğu’da oluk oluk akan
kanlar ikiyüzlü, cani ruhlu batının oyunu sonucudur.
Barbar
batı medeniyeti İslam’ı ve Müslümanları her zaman tehlike görmüş ve düşman
bilmiştir. Türkiye terörü bitirmesin, toparlanmasın, güçlü olmasın, batı
medeniyetine başkaldırmasın diye sinsice ve kalleşçe savaşa sürüklenmektedir.
Orta Doğunun tek umut vadeden ülkesi olan Türkiye’yi savaşa zorluyorlar. Bu
atmosferde Türkiye’nin savaşa girmesi doğru olmaz. Ancak savaş kapıya dayanırsa
kaçması da doğru olmaz.
Bugün
ülkem şeytan ittifakı ile karşı karşıya. Dost görünen de düşman bilinen ülkeler
de Türkiye’ye karşıdır. Çünkü Türkiye artık Orta Doğunun parlayan yıldızıdır.
Müslüman halkların liderliğine aday tek ülkedir. Adeta yeni bir Osmanlı dirilmektedir.
Batı bunu görmekte ama hala içimizdeki hainler bu gerçeği kabullenememekteler.
Eğer
bir gün ülkem savaşa girecek olursa Rabbim mazlumların yanında yer aldığı için
mutlaka muzaffer eyleyecektir. Yaşamak için öldüren, doymak için sömüren,
egemenliğini korkular üzerinde inşa eden bir ruh hastası batı mutlaka
kaybedecektir. Ne Rusya, Ne İran, ne ABD ne İsrail ne de diğer batı ülkeleri
asla ve asla kazanamayacaklardır.