Güzün Sıcaklığı ve Saygı Beklentisi
Dün ODTÜ’de başörtülü öğrencileri üniversiteden çıkarmak için bir grup öğrenci-öğrenci olduklarını da tam olarak bilemiyoruz- ellerinde pankart ve ODTÜ’nün sahibi edası ile sarfettikleri sözleri ile üç başörtülü genç ile velilerini üniversiteden çıkartmış. Allah'ım bir cuma sabahı bu görüntüleri izlemek ve bu yazının temelini oluşturmak ne acı!
Başörtülü, başörtüsüz. Bu bile bir ayrışma yapısı oluyor. Bıraksak da üniversite öğrencileri diyebilsek. Nedir bu konudan çektiğimiz. Öğrenci öğrenciliğini yapsa, kamu çalışanı işini yapsa. Başörtülü olmuş olmamış ne ehemmiyeti var. Liyakatine göre davranabilsek insanlara. İnsanlara bir korku salınıyor, başörtülüler çoğalacak ve bize yaşama imkanı kalmayacak diye. İnanan inandığı yaşarsa ondan kimseye zarar gelmez. O ihsan (Allah’ı görüyor gibi yaşamak, O’nu göremesen de) şuuru ile yaşar. İnanan inandığı gibi yaşamaz ise bunun cezasını İnandığından zaten görür/görmektedir/görecektir.
Ülkemizde temel problem bu başörtüsü mü? Bu eylemi yapanların amacı nedir? Artık bu tarz eylemleri yapanların kendi duygu ve düşüncelerine hizmet ettikleri kanaatinde değilim. Bu yazı yazılıyorsa istenen inanan kesimden tepki almak ve ülke gündemini yine bu konulara çekerek, asıl sorunlardan uzaklaştırarak, başka amaçlara ulaşmak olduğuna inanıyorum. Bir kısım insan olayın mikro plandaki yanı ile uğraşır ve bunu ortamlarında tartışırken, olayları kurgulayanlar asıl amaçlarına ulaşmak için nasıl pazarlıklar yapıyorlar bilemiyoruz.
İnanan kesimin – bu kelimeyi çok kullanacağım; çünkü inandığı ve Kuran’da açık emir ve Peygamber Efendimiz ve sonrasında net uygulaması olduğu için başını örtüyorlar- tek beklentisi ki bu konuda onu beklentiye sürüklemek de ne derece insani, SAYGI. Temel yaşam hakkından kişinin giyimine neden karışılır? Siyasi simge. Testi nedir? Bakın yine aynı konulara, on yıl öncesine döndürülmek isteniyoruz. Tehlikenin farkında mısınız?
Mevsimi, günü, gündüzü, gecesi, doğası, tarihi ve daha birçok güzelliği bulunan ülkemizde anlayış ve saygı ile yaşamak ne derece zorlaştırılıyor. Burada apaçık şer cepheleri var. İnsanları birbirine düşüren ve ayrıştıran. Sonbaharın sıcak geçeceğini -masum olduğu bir kısım tarafından söylenen- söyleyen kişi nasıl oluyor da aylar öncesinden ve birçok imkandan uzak hapishaneden bunu öngörebiliyor. Ne denli bilgiler ona akıyor veya bu planlar ne zaman yapıldı? Bugünlerde ortaya çıkan haber bu kişinin gerçek bir BASIN MENSUBU olduğunu doğruluyor.