Gençlerin Evlenmesini Teşvik Edelim, Kolaylaştıralım -1-
Gençlerin ve gençliğin anatomik yapısı unutulmuş,toplumun şekillenmesi hayal olmuş,maneviyat,insani duygular, helal ve haram kavramları adeta mefta (ölü)konumuna sokulmuştur.
Herkese tanıdık gelecek “Güney Kore’li öğrenci grubundan bir kız 28 yaşında evleneceğini, 1.çocuğunu 30, 2. sini 33 yaşında yapacağını, eğitim aşamalarını da şu zamanlarda bitirerek iş hayatına atılacağını vs.vs teker teker sayıyor.Öbür Koreli öğrencilerin düşünceleri de pek farklı değildir.” Neden bu örnek ile yazıya giriş yaptığımı ileri ki satırlarda göreceksiniz.Ne olmuş yani? Ne güzel her şeylerini adım adım planlıyorlar dediğinizi duyar gibiyim.Düşünerek olaya bakıldığında bu işin ileriki safhasında aksine, hayret ve çok acayip diye karşılayacak olanlarınız çoğalacaktır.Uzak doğulu bireylerin matematik sınavlarında çok başarılı oldukları herkesin malumudur.Böyle olmasına rağmen bir insanın hayatı bu kadar basit hesaplanabilir mi?sorusu aklımıza gelmez mi?
Eğer insan hayatından duyguları ve maneviyatı sökerseniz , sadece matematiksel bir düzen yani rasyonellik yerleştirirseniz eminim çok rahat bir şekilde bu sonuçlara sizlerde ulaşırsınız. İnsanı hiç bozulmayan bir makine, değişmeyen tek tip bir düzende çalışan bir olgu olarak görürseniz tabii ki hayatınızı sene sene, gün gün ve hatta saat saat hesaplayabilirsiniz.Oh süper, tekdüze bir topluluk ne güzel,herkes,okusun,herkes keyif çatsın,kimse zamanında evlenmesin,çocuk olmasın veya az olsun,robotik bir şekilde programlanmış bir yaşam…Olmaz değerli kardeşlerim,olmadığı gibi yanlış ve sakıncalarını son zamanlarda alenen görebiliyoruz.Ne kadar hesaplanırsa hesaplansın,ne kadar plan yapılırsa yapılsın insan hayatı inişler ve çıkışlarla doludur.Palanlar ve hesaplar çoğu zaman tutmayabilir.Hani “Evdeki hesap çarşıya uymaz” misali,İnsanoğlunu tetikleyen ve çoğu zaman olmazsa olmaz duygulara sahip olduğu unutulmamalıdır. İnsani duygular unutulup askıya alınırsa şayet, sevgi,saygı,merhamet, üreme, üretme,büyüme,gelişme ve en önemlisi insani özellikleri ya tarih sayfalarında yada rüyalarda rastlarsınız.
Bugün özellikle genç erkek ve kızlarımıza o duyguları unutturulmaya çalışılan ve belli yaştan sonra adeta dayatılan bir duruma gelindiğini görüyoruz. Son yıllarda durmadan çalış,üret,kazan,hesap yap,akıllı ol,kendinden başkasını düşünme ve de kimseye güvenme,yalnız yürü,yalnız yaşa,tek takıl,kimsenin derdini çekme,umursama vs.leri aşılayan ve yalnızca maddiyat diyen bir zihniyetin “Kadim-köklü ve maneviyatçı diye bilip gurur duyduğumuz “ toplumumuza hakim olmuş durumdadır. Evlenmek,yuva kurmak,hayatı acısıyla-tatlısıyla paylaşmak kimsenin aklına bile gelmiyor.Adeta son sıralara terk edilmiş durumdadır.Böyle giderse unutulması ve terk edilmesi normal bir hal alacaktır.”Biz böyle değildik sonradan olduk” diyerek bu işi geçiştirmek acizliktir.
Maneviyatı sömüren her türlü müdahale bu noktada üzülerek ifade edeyim,mubah gösterilmektedir. Bir aylık oruç tutmak büyük bir iş gücü kaybıdır,erken yaşta evlenen bir kişi ilgilenmesi gereken bir ailesi olacağından daha az üretim yapacaktır,en verimli yıllarını %100 performansla değil de %60-70 performansla devam ettirecektir,bir hanımın çocuğuna bakması üretimi düşürür vs.lere sahip bir zihniyet tabi ki maneviyat değil maddiyatı savunacaktır.Koreli kız öğrencinin planı şimdilerde sadece gençlerin değil bütün aile hayatına sirayet ettiğini görüyoruz.Bundan dolayı başta bu örneği verince tanıdık ifadesi kullanmıştım.Bizlerde gençlerimiz başta olmak üzere ve dahi toplum olarak bu çalkantının ortasında kalmış durumdayız.Haksız mıyım?
Bir anne veya babanın dayattığı sırasıyla önce okul, askerlik, iş, para kazanma, hayatı garantiye al gibi hep dünyevi ve maneviyattan uzak işler hallolduktan sonra “ Hiç ölmeyecekmiş gibi” evlilik düşünülmesi bugün genelde kabul görmektedir. Aksini düşünenler sistemin dışındadır, yanlıştadır, ve gerekli azarlarla düzeltilme yoluna gidilmektedir.İş,okul vb. dayatmalar sonucu aileler sürekli hem kız evlatlarına hem de erkek evlatlarına küçüklükten itibaren bunları halletmeden mümkün mertebe evlenmemelerini ,hatta "evlilikten ne hayır gördük" tarzında konuşan teyzeler de etrafta bolca bulunur. "Bir akıllıya 40 kez deli dersen deli olur" misali gençlerin gündeminden de bir süre sonra evlilik, her şeyi tam ettikten sonra gerçekleştirilecek bir olgu olarak kabul edilmeye başlandı.Haydi zamanı geldi diyen gençler de bir bakar ki, gençliklerinden bir eser kalmamış.Ne oldu abartıyor muyum?
Gençlerin ve gençliğin anatomik yapısı unutulmuş,toplumun şekillenmesi hayal olmuş,maneviyat,insani duygular, helal ve haram kavramları adeta mefta (ölü)konumuna sokulmuştur.Sevme ve sevilme ihtiyacı zamansız gelmemesi lazım,istenildiğinde gelir ve gider duruma getirilmiştir.Unutulmaması gereken önemli durum insanın dürtülerinin var olduğu ve bunların da zamanında giderilmesi gerektiğidir.Normal ve meşru yollarla giderilemeyen bu dürtü ve isteklerin sonucunda,maazallah gayrı meşru günübirlik ilişkiler devreye girmektedir.Bir çocukla uğraşmanız da gerekmez. Gerekse bile sistemin aksamayacağı bir şekilde olur. Evlenip sorumluluk almanız ve ailenize vakit ayırmanız da gerekmez. Basit bir “bir gecelik” ilişki kısa bir çözüm getirebilir olgusu kabul gören bir hal alır.Hayvani duygularla eşdeğer olan bu durum, başta ailenin,toplumun ve insanlığın çürümesine ve yok olmasına sebep olacaktır.Gidişatın bu şekline dur demek ve rotasını değiştirmek büyük zafer kazanmak gibidir.Devamı gelecek.Sağlıcakla Kalın.
Editör: Osman Yıldız