Geçmişten Günümüze İz Bırakan Mardinli Doktorlar
İnsanların gönül rahatlığıyla birbirlerine sarılarak öpüştüğü ve günlük havanın tereddütsüz ciğerlerin en derinine kadar çekildiği…

Komşusu açken tok yatmayanın, bakkal defterlerine yazılan borçlarda sadece hane halkının değil gönül insanlarının ihtiyaçlarının da yazıldığı…
Kibir deryasında şaşkına dönmemişlerin, cihan benim diyenlerin gafletle randevulaşmadığı…
İnsana özgü organ basmanın daha eşiğinde olunmadığı…
İnsan vücuduna yerleştirilecek Nanobotların denenmemiş olduğu…
Sentetik Biyolojik Çağın, makine insan etkileşimine etki edemediği…
Corona virüs denen zamazingonun geçtim 1. Caddeyi, kışlanın takalarında dahi barınmaya cesaret edemediği,
Zamanlarda…
Spora düşkünlüğünü delikanlılık boyutunda yaşayan. Çalıştığı dispanserde hastalara sevecenlikle yaklaşırken, ayağındaki takunyayı bu kadar kendisine yakıştıran. Babamın sınıf arkadaşı olduğu kadar çözüm bulunamayan mustarip olduğu bademcik sorununu, eliyle boğazına dalıp hiç kimsenin cesaret edemeyeceği bir yöntemle kalıcı sağlığa dönüştüren, cennetmekan Sevgili Abdülrezzak Kurbanyağcı, geçmişin iz bırakan doktorlarındandı.
Doktor denilince akla genelde ilk gelen, şimdinin gününde geçmişte hep elinden geçilen. Dâhiliye uzmanı olduğu kadar siyaseten de Mardin’i milletvekili olarak temsil eden. Dedem Zeki Çorapçı’nın evinde otururken yıllarca yakinen tanıdığım. Devamında Anavatan Partisinin organizasyonlarında yıllarca yan yana doktor değil siyasetçi kimliğiyle bulunduğum. Babacan tavırları kadar hastalarına nüktedan kişiliğiyle yaklaşıp teşhisler koyan, sadece Mardin değil tüm ilçe ve köylere günün dermanı olma şartlarını zorlayan, Sevgili Vahap Dizdaroğlu, geçmişin iz bırakan Mardinli doktorlarındandı.
Tüm lise yaşamım boyunca sıra arkadaşlığımı yapan. Yaptığı her iş ve amelde Yaradan’ın rızasını gözeten. Mardin Lisesinde daha sıra arkadaşıyken ‘sen doktor olacaksın söz ver bana tüm aileme ücretsiz bakacaksın’ şeklindeki şakacı ısrarlarıma dayanamayıp, tüm samimiyetiyle matematik defterimin arkasına, hatırımı kırmama adına “Söz, Fırat ve tüm ailesine her zaman ücretsiz bakacağım” diyerek yazıp imzalayan. Şimdilerde Dicle Üniversitesinde bölüm başkanı olan can dost, Sevgili Prof. Dr. Remzi Çevik, sadece geçmişin değil, günümüzün de hala iz bırakan Mardinli doktorlarındandı…
Mardinli olmadığı halde memlekette yıllarca Kadın Doğum Uzmanı olarak çalışan. 1970 ve sonrasında yaklaşık 20 yıl boyunca geceli gündüzlü çalışan. Dedemin evinde kiracı olarak otururken yorgunluktan baygın yattığı evinde kapıyı kırarcasına saatlerce çaldığımız halde
uyandıramadığımız. Her ne akla hizmetse benim sivri zekâmla apartmanının koca havalandırma boşluğundan değme cahilin cesaretiyle 15 metrelik boşluğunun mutfak penceresinden içeri girip, kapıyı içeriden açtığım ve devamında apartman ahalisince uyandırdığımız. Stresli doğumların yorgun savaşçısı, Sevgili Tahsin Türksoy, geçmişin iz bırakan doktorlarındandı.
Yaşamın her bedende ayrı akıyor olmasına rağmen, samimiyetin zehirli telaşlara henüz dönüşmemiş olduğu seksenli yıllarda. Dürüstlük ve efendiliğin meziyet değil de insani bir irade olduğunu her daim davranış boyutuyla zihnime kazıyan. Onca yıllık lise sıra arkadaşlığımda birçok haşarılığımı göz ardı edip, azmiyle çalışıp, doktorluğunu insan onuruyla bir bütün halinde tüm gerçekliğiyle taşıyan ve vatanseverliğinden bir an dahi şüphe etmediğim, Sevgili Prof. Dr. Faruk Geyik, sadece geçmişin değil günümüzün de hala iz bırakan doktorlarındandı.
Cuma günlerini sadece Cuma namazının kılındığı gün olmasının dışında, hastalarından muayene ücreti almadığı Yaradan’ın rıza günü olarak kullanan. Kentin siyasetinde ilk senatörlerden biri olma sıfatını, memleketine adadığı kişiliğiyle yetmişli yılların gündemine oturtan. Aynı zamanda Mardinsporun Kurucu Başkanı olan Sevgili Edip Erdolu, geçmişin iz bırakan Mardinli doktorlarındandı.
Sağlık Müdürlüğüne baktığı yıllar dahil memleketine hizmeti borç öder gibi üstlenirken her talep ve isteğe çare olmaya çalışan. Zorluklar ve olmayacak istekler karşısında bile yüzündeki gülümsemeyi esirgemeyen Sevgili Celal Abakay, sadece geçmişin değil, günümüzün de hala iz bırakan doktorlarındandı.
Seksenli yılların ortalarında lise ikinci Sınıftayken güneydoğu bölge fizik teşvik ödülünü alan, lise son sınıfta ise güneydoğuda matematik dalında TÜBİTAK ikincilik ödülü alıp aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanan. Mardin lisesinin gurur panosunda resmi yıllarca kalan. Okuduğu tıp fakültesinde matematik zekâsının zorlandığı yıllarda, okulla sıkıntılı bir süreç yaşadığında 3 yıl sonra yine üniversite sınavına girip Hacettepe Tıp fakültesini bir kez daha kazanıp kaldığı yerden devam eden. Şimdilerde ise başarılı bir Kardiyolog olarak görevine devam eden Sevgili Olcay Eldem, sadece geçmişin değil, günümüzün de hala iz bırakan doktorlarındandı.
Ortaokuldan liseye tamamında sınıf, bazı zamanlarda sıra arkadaşlığımı yapan. ’Bu çocuktan adam olur mu’ sözünün, daha o yıllarda ‘adam olan bu çocuktan ders alır mı’ gerçekliğinin canlı örneği. Edep sözünün davranışta, tekâmül tanımlamasının ise felsefede vücut bulduğu. Evveli ahirimizin kara toprak olduğu şu yaşamda hekim kimliğini İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları bölümünde geliştirip şimdilerde Medipol Üniversitesinde görev yapan, Sevgili Prof. Dr. Zeki Günlüoğlu, sadece geçmişin değil, günümüzün de hala iz bırakan doktorlarındandı.
Yıllarca dâhiliye uzmanlığı yaptığı kadar bu görevini yöneticilikte Baştabip olarak da ifa eden. Çalışkanlığı kadar sempatik kişiliğiyle de öne çıkan Sevgili Çetin Yücesoy, sadece geçmişin değil günümüzün de hala iz bırakan doktorlarındandı.
Gençlik yıllarının kafada yeller estirdiği dönemlerinde, hayatını ticaret yaparak şekillendirmek isteyen. Girdiği ilk üniversite sınavında tüm yakın çevresinin üniversiteye farklı illere gitmesi sonucu, Mardin çevrem dağıldığında gerçekle yüzleştim diyen. Kendisini (yanında şimdi kendisi de bir doktor olan Sevgili Murat Öncel ile birlikte) her gün lisenin önünden elinde dönemin aşama dergisi ve kaynaklarıyla, halk kütüphanesine mesai titizliğinde gidip gelirken gördüğüm. Tozlu bir arabanın üzerinde denklem çözecek kadar, kader denen olgunun imkansızlıklara rağmen insanın elinde olabileceğini de sergileyen. Tahsin Türksoy’un uzun yıllar yaptığı kadın doğum uzmanlığı rekorunu kıran. Çoğu şeyi planlayarak, zamanında ve severek yapmayı kendisine hayat felsefesi edinen Sevgili Adem Özden, sadece geçmişin değil, günümüzün de hala iz bırakan doktorlarındandı.
Terörün en yoğun olduğu yıllarda ilk görev yeri olan Silvan’da 5 yıl görev yapan. Devamında 15 yıl Kızıltepe de Baştabip ve Baştabip yardımcılığı görevini ifa eden. Hasta ilişkilerinde samimi, görev aşkında özverili. Renkli kişiliğiyle tüm Türkiye’nin kendisini ‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasından yakinen tanıdığı. Sunucu Murat Yıldırım’ın ‘Doktorluk dışında neler yaparsınız’ sorusuna yine doktorluk yapıyorum diyen. Yarışma sorusunun doğru cevabı olan mahcup sözcüğünü bir “b” harfi ile kaçırdığı halde, mesleki inanç ve uygulamada hiçbir mahcubiyete yer vermeyen, Sevgili Nuri Ensari, sadece geçmişin değil, günümüzün de hala iz bırakan doktorlarındandı.
Cumhuriyet meydanında eskinin meşhur şoförler lokantasının hemen altındaki ufak çerezci dükkanında. Babası Mahmut amcanın (Beyt Kuseyri) olmadığı zamanların rızık bekçiliğini yapan. O daracık dükkanda elinde kitap ile müşterinin olmadığı anları çalışarak değerlendirdiğini hala hatırladığım. Kısıtlı imkânlar içinde bile olunsa isteme tohumunun çalışma ile her yerde sulanarak filizlenebileceğini ispatlayan. Şimdilerde Sağlık İl Müdürlüğünde, Tüberküloz İl Koordinatörlüğü ve Şube Müdürlüğünü yürüten, Sevgili Günay Kuzeyıl, sadece geçmişin değil, günümüzün de hala iz bırakan doktorlarındandı.
Hayal meyal de olsa yetmişli yıllara kadar dâhiliye uzmanı olarak görev yaptığını hatırladığım. Doktorluğun vakarlığını ve içtenliğini insan kişiliğiyle bütünleyen, Sevgili Ekrem Dinçel, geçmişin iz bırakan Mardinli doktorlarındandı.
Gerek Derik de gerekse de sağlık müdürlüğünde görev yaptığı yılarda alçakgönüllülüğünü elden bırakmayan. Şimdilerde de yürüttüğü Park Hastanesi genel müdür yardımcılığını alışılmış özel hastane mantığının dışında, Hipokrat yemininin şiarıyla hala başarıyla yürüten, Sevgili İbrahim Yücesoy, sadece geçmişin değil, günümüzün de hala iz bırakan doktorlarındandı.
Mardin’i doğup büyüdüğü yer olmasının dışında, tasavvufi bir aşk ile hissedip vecd halinde seven. Dargeçit ilçesinde 1994 yılında başladığı mesleğinde hiçbir zorluktan yılmayan ve
görev aşkını kaybetmeyen. Halk Sağlığı Müdürlüğü dahil bir çok hizmetin gönüllü yüklenicisi, fikir üreteni olan. Rahmetli Edip Erdolu gibi cuma günleri hastalarına ücretsiz muayene hizmeti veren. Her şart ve durumdan memleketine pay çıkartabilecek doktor zekasının dışında. Akışkan olan ömürde farklı yaşamları Mardin mekanında bütünleme alışkanlığını karakteri yapan. Halk sağlığı uzmanı olduğu kadar; yaşama sevinci oksidanı, zor günler dostu, güzel günler muştucusu, gönül alma mihmandarı, bulaşıcı sevgi virüsü gibi alt dalların üst uygulayıcısı. Aman şu aralar birbirimize İngiliz olalım, çok yaklaşmayalımın Corona uyarıcısı. Aynı corona belasının el yıkayıp sabunlama def edicisi, Sevgili Nureddin Özdener, sadece geçmişin değil, günümüzün de hala iz bırakan doktorlarındandı.
Evet Sizler!
Bu kutsal ve bir o kadar da zor olan görevi geçmişte ve akabinde hala özveriyle yerine getirenler.
Esasında sizleri böylesine uzun bir yazının bölümleri halinde değil de tek tek yazmayı daha çok arzulardım.
Belki de bölerek birkaç ayrı yazı halinde bahisle geçmek daha mantıklı olurdu.
Lakin burada dahi, birinizi diğerinizden ayırt etmeye gönlüm elvermedi.
Affınıza sığınarak, sizlerden unuttuğum veya yazmamış olduklarım da olabilir, aklımın kısmi köşelerinin unutkanlık odasına terk edilmiş haliyle.
Hepinizi buradan dakikalık veya anlık bahislerle değil, yaşamımın bütün saat tik-taklarında.
Hele ki şu zor zamanların, belalı virüs ortamında.
İhtiraslı önyargılardan azade.
Her daim en kalbi duygularımla.
Alkışlamak isterim…