Erkek İktidarın Kadın Milletvekili
“Bir toplumun gelişmesini görmek için, önce o toplumdaki kadınlara bakınız.”
Napoleon Bonaparte
Uzun zamandır çok istememe rağmen bu sütunda beni yazı yazmaktan alıkoyan birçok etken oldu. İtiraf etmem gerekirse, Başbakanımızın takdir edip AK Parti ikinci sıra milletvekili olarak belirlediği kadın adayımızla ilgili yazmanın, seçim kampanyası esnasında olumsuz kanaatlerin oluşmasına neden olabileceği kaygısını güttüğüm için bu ana ertelemeyi tercih ettim.
Kendini yüreklice ortaya koyma noktasında sorunlu bazılarının birikmiş kızgınlıklarını klavye arkası sanal cesaretle müstehzi, müfteri ve yaftalayıcı ifadelerle boşaltacak olduğunu da biliyorum.
Hatta mal bulmuş mağribi heyecanıyla sırıtkan bir deşifre çabasını vereceklerini de…
Nezir Güneş kardeşimin nefis yazısında işaret ettiği on birinci köyünde (onuncu köy dolmuş olmalı) yer kaldığı müddetçe çok ta önemli değil aslında.
Hem kalmaz olur mu?
Mevzu bahis olan; kadının siyasi hayattaki yeri konusunda hoşgörüsünü rafa kaldıran hoşgörü şehrinin siyasi anlayışıysa, bu köye pek kimsenin uğramak isteyeceğini sanmıyorum.
Kadın ve Siyaset
Kadının siyasetteki yeri ile siyasal katılımdaki rolü ve etkinliğinin hala tartışılmaya devam ettiği ulusal siyasi gündemimizde, memleketimizin semasına gerilen acı bir gerçekle karşı karşıya kalmanın şokunu yaşadık.
Kadın sesinden korkarak, kadını siyaset alanının dışında tutmak isteyenlerin başlattığı karalama kampanyasının utanç verici şoku…
Işıkta durmayı marifet sananların anlayamayacakları “aydın olmak” gerçekliğini; alçakgönüllülükle kişiliğinde barındırmış ve yaptıklarını pazarlamayarak, şayia mühendislerinin ekmeğine yağ sürmekle kanaatimce hatalı tavır takınmış kadın milletvekilimizden bahsediyorum.
Cumhuriyet tarihinde Mardin’in ilk kadın milletvekili olarak meclise giren ve halkın alışılagelmiş siyasi olgunluk refleksiyle ikinci defa vekil seçmekle iltifat ettiği Mardin’li kadından bahsediyorum.
Vekillik süresi boyunca Mardin’e kazanım getiren bütün projelerin arkasında durup; şehrimize aktarılacak yatırım ödeneklerinin sağlanmasında, il yöneticilerinin üst düzey temaslarını sağlayarak yaşanabilir bir Mardin için içtenlikle mücadele veren,
Seçilmiş diğer milletvekillerimizin esamelerinin bile okunmadığı dönemlerde yerel yönetimlere samimice destek verip, il temsilcilerinin bütün randevularını ve görüşmelerini ayarlayarak memleketin lehine neticelenen her türlü hizmetin arkasında duran…
Mardin’in turizm alanında ki kapasitesinin geliştirilmesine büyük katkıda bulunacak “Mardin Kalesi’ni şehir turizmine kazandırmak için “Başbakanlık” ve “Meclis” arasında mekik dokuyan…
Mardin’in kronikleşmiş sorunlarından biri olan katı atık toplama tesisinin kurulması, şehir altyapısının yenilenmesi ve Mardin sokaklarının ıslahı için ilgili bakanlıklardan destek sağlanması amacıyla müteaddit teşebbüslerde bulunan; takibini yapan ve bunları çözüme kavuşturan…
Üyesi olduğu Mardin Turizm Derneği’nin hazırladığı, birinci caddenin yenilenmesi ve iyileştirilmesi akabinde eski dokusuna dönüştürülmesini hedefleyen projeye; Mardin Belediyesi ve Mardin Valiliği’ni ortak kılıp gerçek bir kentsel dönüşüme en büyük katkıyı sağlayan kadın vekilimizden bahsediyorum.
Türkiye genelinde meclise gitmesi hedeflenen kadın milletvekili sayısının eski dönemlere nazaran artması yolunda herkesin seferber olması gereken seçim öncesi ve esnasında, mahalli hobimiz olan anlamsız söylentilerle itibarsızlaştırmaya çalıştığımız milletvekilimizden de bahsediyorum aynı zamanda.
Erkek siyaseti
Kadın milletvekilimizin listede yer almasının sadece cinsiyetinden ya da Başbakanın eşine yakın durmaktan kaynaklanan bir avantajı kullanıyor olduğunu düşündürtmeye sevk etmek için fevkalade gayret sarf edenlerin, biraz tarih ve biraz da istatistikle ilgilenmelerini ısrarla tavsiye ediyorum.
Peki, bu şiddet bu garez neden?
Siyasetin sadece erkeklerin faaliyet alanı olarak belirlenmesi dayatmasının karşısında durmanın zamanı geldiğini hatırlattığı için mi bu yalnız bırakmak isteme tavrı?
Yoksa iktidar cinsiyetinin erkek olduğuna karar vermiş “kadın istemezük” güruhunun efelenmelerini gölgelendirecek bir gerçeğin şaşkınlığını yaşatan liste sıralamasına düşmanlık güdenlerin, ilkel hislerine inen bir şamar olduğu için mi?
Oysa kadınları hayatın ortak alanlarında görmeye dayanamayan eril zihniyetin burnundan kıl aldırmaz edasını kıran bir gelişmenin ipuçlarını, aşiretleri ve feodal anlayışı siyasetten uzak tutmak istediği yönündeki açıklamasıyla başbakan zaten vermişti.
İktidarın cinsiyetini belirlerken biyolojik farklılığından öte bir şey ifade etmeyen katatonik yüz ifadesi eşliğinde, buyurgan erkek hissiyatıyla cinsiyete gönderme yapanların, kadını erkeğin arkasına saklayıp dilini lal kılmaya çalışan bir toplumda prim yapmaya çalışan erkek görüntüsü sevdalılarının
Kadını vesayet altında tutmaya çalışanların, bağlanan kadın dilinin meşru zeminde dolaşıma sokulabilmesinin önünde duranların bilmesi gereken gerçek te şu ki:
Bu milletvekilimizin seçim listesinde ikinci sıra adayı olarak gösterilmesinde mecliste göstermiş olduğu performans, temsil ettiği bölgeye getirdiği kazanımlar, meclise devamlılık ve parti merkezi tarafından düzenli şekilde gizlice yapılan ve Başbakanın çok ta önem verdiği anket sonuçları miyarı belirleyici oldu.
“Kurtlar vadisi” ve “Deli yürek” karışımından fırlama, otuzüçlük tespih aksesuarlı, kostak yürüyüşlü karakter tiplemelerinin ölçüsü değil.
Bu seçimle Başbakan; kadınların dilini dolaşıma sokup erkek gırtlağından özgürleştirmek istemesinin yanı sıra, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değiştirmeyen iradesinin vefa örneğini de gösterdi aynı zamanda.
Bazı kadın STK temsilcilerinin kadın aday listesinden dolayı duymuş oldukları memnuniyetsizliklerini kadın doğasında bulunan çekişmeyle yorumlama basitliğinde talil etmek istemiyorum.
Ama,
Kadınların toplumda daha da güçlenmesi gayesinden yola çıkan bu Sivil Toplum Kuruluşlarının “iktidarın erkekliği!” savunucularının çifte standartlı erkek imgesine hizmet ettiklerinden de haberdarlar mı acaba?
Milletvekili seçilmesiyle “Sayın Başbakanımızın teveccühü ”klişesinin konforuna sığınarak hüsn-i talil yapan “kadın istemezuk “ güruhunun yaşadığı hayal kırıklığı gayet açık gösteriyor ki; dillerine pelesenk ettikleri ve gittikçe daralan bu hareket alanının sınırlarını genişletmek zorundalar.
Bu yazının bir methiye ya da bir güzelleme olduğunu düşünenlere sormak istiyorum:
Hayal edilen fiyakalı yaşam standartları rızası için; bir erkeğin sahibinden satılık vicdan pusulasının yönlendirmesiyle başka bir erkeğe yatırım yapıp, kerameti kendinden menkul erdem sloganlarıyla gerekçelendirmesi erkeklik kitabının hangi sayfasında yer alıyor?
Erkekçe siyaset mi dediniz?
Geçiniz….