Erkek egemen kültüre eleştiri

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününün sembolik anlamı olsa da bu günün kadınlara ne kadar değer verildiğinin bir nişanesi olarak kutlanmasını anlayabilmiş değilim. Yeryüzünde eşit haklara sahip olunması gerekirken erkek egemen kültürün, ezdiği, sömürdüğü, şiddet uyguladığı, emeğini görmezden geldiği kadını 8 Mart dolayısıyla kutlaması manidar geliyor bana. Erkek egemen kültürün bu gün dolayısıyla kadını kutlamasının altında sinsi bir “lütfetmek” var gibi… Ya da şöyle demeliyim, dünya kurulduğundan beri yeryüzünün mirasçılarından olan kadını, özgürleştirmek, özgürlüğünü onaylamak, ya da “senin özgürlüğünü tanıyorum demek,” efendinin kölesini azad etmesi ile aynı anlama çıkmıyor mu? Yâda Özgürlüğünü nasıl ben verdiysem, istediğim zaman esaretim altına alırım deme anlamına da gelmiyor mu?
Dünya’nın ilk dönemlerinden beri, iktidarını kan ve savaş üzerine kurmuş erkek zihniyeti, ilk kanı da kadını esareti altına almak için dökmüş olabileceği, kanısı taşıyorum. “senin iyiliğin için,” deyip hiç kimsenin iradesi ipotek altına alınamaz. Erkek egemen dile ait kadını korumaya yönelik her türlü söyleme itiraz ediyorum. Kadını, bir birey olarak kararlarına saygı duyulan, arkasında durulan ve özgür iradesiyle yaptıklarından dolayı topluma ve çevresine kendisinin hesap vereceğini göz ardı etmeyelim. İster erkek olsun ister kadın olsun, bazı olumsuz tavır, davranış ya da yaşamlardan dolayı cinsiyetçi bir bakış açısıyla eleştirmekten çok, bir birey olarak eleştiri getirilmesinden yanayım. Cinsiyetçi bakış açısından kurtulursak, hem kadınlar hem de erkekler olarak özgürleşeceğimize inananlardanım.
Töre, namus, tecavüz ve taciz kavramlarından yola çıkarak, kadını cezalandırmak, erkeğin ahlaksızlığını meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramaz. İşin İronik yanı ise hiçbir suçu yokken, erkeğin cinsel ya da fiziksel şiddetine maruz kalan kadının, kendi yakınlarının elleriyle yargısız infaza uğraması, buna karşılık kötülüğü yapan erkeğin ise bir şekilde aklanması. İnce bir bağ kurulacaksa, her halükarda ittifak kuran erkek egemen zihniyet ve buna karşın mağdur olan kadın…
Bu günün anlam ve önemine değin söylemek istediğim son söz ise,
Cinsiyet ayırımının olmadığı bir dünya özlemi, olsun.
***
İtalyan Sanatçı Pippa Bacca’nın bir kamyon şoförü tarafından tecavüze uğrayıp öldürülmesinden sonra, Pippa’nın yarıda bıraktığı yolculuğu, yönetmen Bingöl Elmas “Pippa’dan Mektup Var,” isimli bir belgeselle tamamladı. Siyah gelinliğinin duvağına taktığı gizli kamerayla, otostop çekerek yolculuğa devam ediyor Elmas. Belgesel film’i bende izledim. Kendi bakış açımla değerlendirecek olacaksam, birçok arkadaşım gibi filmin çoğu yerinde yüzüm kızardı. Erkek masumiyetinin, kadını yalnız yakaladığında nasıl da bir kurda dönüştüğü filmin birçok yerinde hissediliyor. Bazen bir taksi, bazen bir minibüs, bazen bir kamyon bazen de Tır’lara el kaldırıyor Elmas. Şoförlerin birçoğu Bingöl Elmas’a hayat kadını muamelesi yapıyor. Bindiği her arabada Pippa’nın başına gelenleri ve onun yarıda bıraktığı yolculuğu tamamlamak istediğini söylüyor Elmas. Şoförlerin büyük çoğunluğu Pippa ve başına gelenlere üzülmelerine rağmen, Elmas’a da geceyi birlikte geçirme teklifinden de geri kalmıyorlar. Salyaları çenelerine kadar akan, toplumun her kesiminden birçok erkek takılıyor Elmas’ın gizli kamerasına. Elmas’ın belgesel filmi, şahısları teşhir etmekten çok erkek egemen dünyasının dehlizlerinde kadının durduğu yeri görme adına da çok güzel bir çalışma.
Bu nedenle herkesin bu belgeseli izlemesini tavsiye ediyorum. Filmi kadın arkadaşlarla birlikte izlerseniz, film’de geçen erkekler gibi olmadığınızı hissettirme adına bir çaba içine gireceğinizi söyleyebilirim…
Ferhat ÇELİK
21.03.2013 / 09:02Pippa ve onun dublörü ....<br>Bunlar boş işlerle uğraşıyor kardeşim.<br>Dünya kurulalı beri, ateşle barutun hikayesi anlatılır ve yan yana duramayacakları vurgulanır.<br>Neden tabiat kanunlarını zorluyorsunuz ki,<br>"Haklıdırlar, doğrudurlar" anlamına gelmesin bu sözlerim, ama, bu şekiller sonsuza kadar devam edecek ve bunun eğitimle de alakası falan yok. <br>Çünkü; ateş-barut üçüncüsü şeytan ya da nefis....<br>Peygamber Efendimiz(S.A.V.) böyle bir ortama girmemeyi herkese söylüyor, sadece eğitimsizlere değil. Gerçekçi olalım ve en Gerçekçiyi (s.a.v.) dinleyelim.
mahsun
14.03.2013 / 23:25Önce ermeniler, sonra süryaniler, yezidiler, kürtler.. şimdi de kadın hakları savunucusu. merak ediyorum kime hizmet ettiğinizi