Engelli Park Yerini İşgal eden “ENGELSİZ ENGELLİLER”
Suç, toplumsal düzenin devamı açısından korunması gereken hukuki değerlerin bilerek ve istenerek ihlalini (kast) veya bu değerleri korumaya yönelik kurallara karşı özensizliği (taksir) ifade eden insan davranışlarına denir. Diğer ifadeyle suç, isnat kabiliyetine sahip bir kişinin kusurlu iradesinin yarattığı icrai veya ihmali bir hareketin meydana getirdiği, kanunda yazılı tarife uygun, hukuka aykırı ve yaptırım olarak bir cezanın uygulanmasını gerektiren hareketlerdir.Bu sebeple suç bir haksızlıktır ve kanunun cezalandırdığı eylemdir; ancak her haksızlığın da suç teşkil ettiği söylenmediği bir gerçektir.Dolayısıyla suç bir mağduriyet yaratacağı göz önünde bulundurulursa,her suçun bir mağduru olacağı kesindir.
Mağdur, suçu oluşturan eylemden doğrudan etkilenen kişi veya kişilerdir. Bir başka deyişle mağdur, ceza normu tarafından korunan ve suç tarafından ihlal edilen yani suçun hukuki konusunu oluşturan hukuki varlık veya çıkarların sahibidir.
Konumuzun içiriği yazının başlığından anlaşılacağı üzere burada tek mağdur engellilerdir.Engelli kişilerin suçtan zarar görmesi halinde ya suçu işleyenin doğrudan cezalandırılması, ya da verilen cezanın arttırılması yoluna gidilmektedir.Benim kanaatim şudur ki,bazı konularda bu yol izlenmesi gerekebilir fakat, ufak,basit ve açık olan hakların “Engelli park yeri,otobüs sırası,işlem önceliği vs “ gaspı konusunda,bilinç çok daha önemlidir ve bu yöne ağırlık verilmelidir.Aksi durumda en ufak meselede ceza,daha daha fazla eziyet yarardan çok zarar getirecek,nihayette çözüm getirmeyeceği gibi daha da sorunun büyümesine sebep olacağıdır.
Engelli park yerlerine, yasak-park edilmez ve uyarı işaretleri olduğu halde engelli olmayanların “Akıldan engelliler-kötü niyetliler-engelli hakkını ayrımcılık olarak görenler-kanuna karşı gelenler vs” park ederek haksızlık yapmaları kabul edilebilir bir durum değildir. Bu tür hareketlerde bulunanlara hırsız,gaspçı,engelsiz engelli,beyinden engelli ve kendisinden başkasını düşünmeyen duyarsız insanlar olarak kendilerine yakıştırılacak ifadeler yerinde olacaktır.İşin ilginç tarafı kendisi engelli olmadığı halde bir yakını veya tanıdığının ismi üzerine engelli aracı alarak kullananların bu konuda çok daha fazla bencil ve duyarsız oldukları gözlerden kaçmamaktadır.
Engelli park yerlerine izinsiz olarak park etmek, engelli bireylerin sosyal hayata katılımlarını engellemek son derece yanlış bir davranıştır. Engelli park yerlerine izinsiz park etmek, engelli bireylerin günlük yaşamda karşılaştıkları engelleri artırır ve bu, toplum olarak üzerinde durmamız gereken bir konu olduğu bilinmelidir. Bu ihlal, sadece bir mali cezayla sonuçlanmakla kalmaz, aynı zamanda engelli bireylerin karşılaştığı günlük zorlukları da artırmaktadır.Burada engelli insanlara araç park yeri “AİTTİR” tahsis ediliyor olması asla ve asla kendilerine pozitif bir ayrımcılık olarak algılanması,bu şekilde bilinmesi veya bu minvalde yaklaşılarak ihlal edilmesi yanlıştır.Böyle yaklaşılması ahlaksal sonuçlar doğuracağı gibi,insani ilişkileri de zedelemektedir.Engelli park yerlerini kullanma hakkı, yalnızca engelli bireylere ve onların kullanımı için özel olarak tasarlanmış araçlara verildiği ve bu alanlarda park etme hakkı, engelli bireylerin veya araç sahiplerinin sahip olduğu özel park izinlerine bağlı olduğu bilinmesinde yarar vardır.Peki bu konuda ne yapılmalıdır ?gibi aklımıza bir soru gelebilir..Yapılanlar yapılmış ve yetersiz kalınması durumunda çözüm odaklı yeni şeyler yapılması gereklidir.
Toplumsal bilincin artırılması ve engelli park yerlerine yönelik ihlallerin azaltılması için çeşitli önlemler alınabilir. Bu önlemler arasında, engelli park yerlerinin daha belirgin işaretlenmesi, bu konuda toplumsal bilincin artırılması için eğitim programlarının düzenlenmesi ve ihlallerin rapor edilebilmesi için "Engelli yerine park ihbar hattı" gibi sistemlerin kurulması,Trafik memurlarının yanında bulundurulacak "Bu araç ve kullanıcı Engelli Vatandaşlara Saygısızlık yapmıştır" yapıştırmalı amblemleri”Görselli” hemen o anda o araca uygulanmalı ve çıkarılması yasak olacak bir yol izlenmelidir.Çok daha caydırıcı önlemler getirilmesinin yanında, bu tür hareketleri yapanların ifşa edilmesi gerektiğine inanıyorum.Buna benzer örnekler çoğaltılabilir tabi…
2024 yılında getirilen, engellilere ait park yerlerine izinsiz olarak park etmenin cezası, toplumun farkındalığını artırmaya ve engelli bireylerin haklarını korumaya yönelik eksik olsa da önemli bir adımdır.Engelli park yerlerine ilişkin cezaların önemi ve bu konuda toplumsal duyarlılığın artırılması için daha etkili yöntemler uygulanmasında yarar vardır.Engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırmak ve topluma bunu kabullendirmek amacıyla, özellikle park yerleri konusunda belirli düzenlemeler yapılmamıştır diyemeyiz, tabiî ki bazı şeyler yapılmıştır.Bu noktadaki ızdırap yetersiz oluşudur. Engellilere ait park yerlerine izinsiz park etmek, sadece bir trafik kural ihlali değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluk ihlali olduğu kabul edilmelidir. 2024 yılında engelli yerine park etmenin ve engellilere ait alanlara izinsiz park etmenin cezası, bu konudaki ciddiyeti ve toplumsal duyarlılığı artırma çabasını yansıtırken, engelli yerine park etmenin cezası 1.383 TL olarak belirlenmiştir. Bu ceza, engelli bireyler için ayrılmış park yerlerinin korunması amacıyla, bu alanların izinsiz kullanımını caydırmakta az da olsa etkisi muhakkak olmuştur.Fakat buralara haksız şekilde park etmenin karşılığında kesilen cezaların erken ödenmesi durumunda indirime tabi tutulması yanlış bir yaklaşımdır.Bu yaklaşımın en kısa zamanda değiştirilerek yerine,daha yüksek ceza rakamları getirilmeli ve hiç bir şekilde indirime dahil edilmemelidir.
Engelli park yerlerinin doğru kullanımının teşvik edilmesi, sadece cezalarla değil, aynı zamanda toplumsal bilincin artırılmasıyla da mümkündür. Bu konuda yapılabilecek en önemli adımlardan biri, kamuoyunun bu konudaki olumlu bilgi ve algısını artıracak eğitim programları ve kampanyalar düzenlemektir.Yazılı,görsel ve sosyal medya, okullar ve yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilecek bilgilendirme çalışmaları, engelli park yerlerinin önemini vurgulayabilir ve genel olarak engelli bireylere karşı saygı ve anlayışın geliştirilmesine katkıda bulunacağı kesindir. Bu tür eğitimler ve kampanyalar, engelli bireylerin toplumda karşılaştığı zorlukları anlaşılmasına ve empati kurulmasına yardımcı olmanın yanında,engelli park yerlerinin doğru kullanımını teşvik edecektir.
Kanaatimce ve acizane bakış açıma göre bu da gerçek engelli vatandaşa ne derece değer verildiğinin göstergesi olacaktır.
İnsan Hakları sadece insan olmak yönü ile her insanın aynı saygıyı görmesini gerektirir. Bundan dolayı kimseye hak ve özgürlüklerinin kullanılması veya bunların kısıtlanmasında, hiçbir nedenle ayrımcı muamele yapılamayacağını savunurken,engelli insanların bu ve buna benzer bir takım haklara sahip olduklarını “duyuru gibi” sadece ilan etmenin yetersiz olduğunu,devamında uygulama ve uygulama denetimleri yaptırmak olmazsa olmazdır.
Genel anlamda eksikler olmasına rağmen, son yıllarda engelliler ile ilgili hatırı sayılır derecede hukuksal düzenlemeler gerçekleşmiştir.Fakat bu bağlamda yürürlüğe konulan kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, tebliği ve sair mevzuat hükümlerinin başta hukukçular olmak üzere uygulayıcılar tarafından tam olarak bilindiğini söylemek oldukça zordur. Çok nadir Yargıtay ve Danıştay içtihatları dışında yol gösterici içtihatlara rastlamak da ne yazık ki, mümkün değildir. Yine bu alanda bilimsel olarak yayınlanan sistematik ve kapsamlı çalışmaların azlığı da kesindir.Aynı zamanda engellilerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları güçlüklerin önemli bir nedeni, engellilere yönelik mevzuatın uygulanmaması, yanlış uygulanması, ya da yeterince bilinmemesi ve uygulayıcılar arasında uygulama birliğinin bulunmaması sonucunu göstermektedir.Bu nedenlerledir ki, bu alana ilişkin, eksiklikleri ortadan kaldırmak, başta hukukçular olmak üzere bütün uygulayıcıların Engelliler mevzuatı hakkında gerekli olan bilgi gereksinimlerini karşılamak gerekir.
Değerli Okuyucularımız … Engelliler de yaşadıkları toplumun bir parçası olduklarından ait oldukları toplumun bütün bireyleri gibi ceza hukukunun öngördüğü suçlar bakımından bir yönüyle suçun mağduru olmuş veya olabilecekleridir.Bu yazı ile sadece engelli vatandaşları desteklediğimin sanılmasını istemediğimi,yaratılanların en şereflisi olan insanoğlunun her türlü güzelliği,imkan ve kolaylığı hak ettiğine ve kendisine sunulan bu haklara saygı gösterilmesini benimsediğimi çok açık olarak bilinmesini isterim.
.
Sonuç Yerine:
Unutulmaması gereken en önemli husus “istisnasız sağlam görünen ve olanlar dahil” herkesin birer engelli adayı olduğu gerçeğidir.Fakat bu ince noktaya çok az dikkat edildiğine hep şahit olmuşuzdur. Zaten hayatın bir çok alanında zorluklar çeken,bir çok haklardan mahrum olan gerçek engellilere tahsis edilen “Engelli Araç Park Yeri” ufak bir bölgenin sindirilmemesi,bu alana göz dikilmesi,gasp edilmesi,normal gibiymiş edasıyla araç park edilmesi,işgal edilmesi veya boş kalmasına tahammül edilmemesi akıl ve vicdan ölçüleri dışındadır.Böyle davrananlara “hani kanun,hani ceza” yüksek sesle haykırmak,fazladan yaptırım getirin demek içimden gelse de,insanın kendi iç dünyasında başkalarının haklarına saygısı yok ise en büyük cezayı bir şekilde “saygısız” alacağını ve bunu “işgalci etiketi” kapacağını bildiğimden haykırışımdan vazgeçiyorum.Kalın sağlıcakla….
Editör: Beşir Şavur