Elektrik ve Sosyal Patlama...

KÖŞE YAZISI

Mübarek ramazan ayına girmiş bulunmaktayız.  Bu mübarek aylarda özellikle de yaşadığımız coğrafyada tutulan oruçların mükafatı, kuşkusuz ki serin coğrafyalara göre çok daha fazladır.

Güneş ışınlarının dik ve yakıcı bir açıdan ısıttığı memleketimizde oruç tutmak gerçekten de sağlam inanç ve sağlam irade işidir. İşte bu mübarek orucu tutuğumuz şu günlerde ise çağın teknolojisini kullanarak serinlemeyi istemek abartılı bir talep olmasa gerek. Kimisi için serinlemekten daha önemli bir şey daha var ki o da aydınlık bir ortamda iftar açmak. Bu da abartılacak bir talep değil herhalde. Bu sayılanların ikisini de nafile olarak düşünürsek, en azından sahur yapmak için ihtiyaç duyulan ışığın talebi lüks olmaz değil mi?

Ve eğer, cehennem sıcaklarının yaşandığı şu günlerde hass…….t.r denilecek bahanelerle insanların bu insani ihtiyaçlarına lazım olan elektrikler kesiliyorsa, burada bizlere de hooppp arkadaş demek düşecektir ve hooopppp diyeceğiz elbette ki…
Birileri mübarek ramazan ayında toplumun sinir katsayısını ölçmek, tahammül ölçüsünü tartmak üzere çok tehlikeli bir oyunun içine giriyor.

İddia o ki,

DEDAŞ yetkililerinden gelen talimatla Kızıltepe, Nusaybin ve Derik’le birlikte daha bir çok yerleşim alanında DEDAŞ trafo merkezlerinde bulunan çalışanlar görev yerlerini de boşaltmak süretiyle alanı terk edip, yerleşim yerine enerji sağlayan trafo şartellerini indirdi.

Yakıcı sıcaklara rağmen insanlar, arızalara dayalı kesintileri sabır ve anlayışla karşılanabiliyorlardı. Ancak DEDAŞ görevlilerinin de gayri resmi olarak çevresindekilerle paylaştığı bilgilerin ışığıyla, bu talihsiz uygulamaların arızalardan kaynaklı olmadığı, vatandaşları sıkıntıya sokmaya yönelik bir enerji kesintisi olduğu çok geçmeden anlaşıldı.

Halk, yayılan bu söylentilerin üzerine toplandı ve önce DEDAŞ’a ait trafo merkezine ardından da kaymakamlıklar ve hükümet binalarına doğru yürüdü. Bölgede tam bir infial, tam bir sosyal patlama korkusu yaşanırken sağduyu timsali Kızıltepe Kaymakamı Erdoğan Turan Ermiş, ortaya çıktı. 

Halk adamı, ufku açık başarılı bir idareci olan Kaymakam Ermiş, Kızıltepe Belediyesi eş başkanları ve STK Temsilcilerinin de aralarında bulunduğu öfkeli kalabalığı sağduyu içinde dinledi ve harekete geçti. DEDAŞ yetkilileriyle, genel müdürle görüştü ve elektriklerinin bilinçli bir şekilde kesilmesi yönündeki iddiaların toplumda önü alınmaz bir infial yaratacağını, kesintilerin vatandaş İle devleti karşı karşıya getirebileceğini öfkeli kalabalığın meraklı bakışlarının arasında ilgililere iletti.

Aslında kaymakam çok akıllı davrandı. Görüşmelerini vatandaşların önünde yaparak öfkeli halkın yanında olduğunu ve olayın takipçisi olacağını belirterek bir anlamda güven telkin edip, öfke ve sinirlerini almış oldu bir diğer yandan da öfkeli halkın, DEDAŞ başta olmak üzere devlete ait bütün binalara zarar verilmesine karşı onları bir anlamda koruma altına almış oldu. İşte kaymakam başarısı diye ben buna derim…

Halk bu keyfi uygulamaya hep birlikte hoopppp dedi, değerli kaymakamımız da ilçedeki devlet büyüğü olarak bu hoopp’un yanında tavır aldı ve bu tavrıyla olabilecek bir yığın üzücü olayın önüne geçmiş oldu.
 
DEDAŞ tarafından bugün gazetecilere gönderilen açıklama ise bu talihsiz uygulamadan daha talihsiz oldu. Açıklamada mealen, ‘Kaçak elektrik yüzünden bu kesintileri uyguluyoruz’ deniliyor.  Bu bir adalet değildir. İçinde 99’u suçlu, biri suçsuz olan bir geminin batırılması o suçsuz şahıs için adaletten uzaklaşma anlamına gelir ki kesintilerin uygulandığı yerde takır takır parasını ödeyen binlerce insanın olduğu da bilinmelidir.
 
Ben elektriğin kaçak kullanımına karşıyım ama kaçak kullanımı bahane ederek tüm memleketin cezalandırılmasını da kabul edemem. Herkesi ve her kesimi potansiyel bir elektrik hırsızı olarak gören o hastalıklı anlayışa Hoopp derim. DEDAŞ yetkilileri çözümü bu şekilde arayamaz ve dahası yakalayamazlar. Ya mantıklı bir çözüm üretir ya da işi ehline bırakır giderler. Hepsi de bu kadar basit!..