el-Aksa İçin Kıyama

Geçtiğimiz Cuma günü Mescid-i Aksa’nın İsrail askerlerince
Müslümanlara kapatılmasıyla başlayan ve günlerdir Kudüs’ün abluka altına
alınmasıyla başta Mescid-i Aksa ve Kudüs’te olmak üzere tüm Filistin
topraklarında olaylar büyümektedir.
Yatsı namazı esnasında Mescid-i Aksa’nın giriş kapısında terörist
İsrail askerlerince başta Kudüs Müftüsü Şeyh İkrime Sabri olmak üzere birçok Kudüslünün
darp edilmesi ve tutuklanması, işgal devleti İsrail askerlerinin kullandığı bu
zorbalık tutumu her türlü kınamayı ve lanetlenmeyi bir kez daha hak ettiğini
ifade etmek isterim. Yaşananlardan dolayı büyük endişe duymakla beraber şayet Müslümanlar
yekvücut olmasa olayların daha da şiddetleneceğini idrak etmemiz gerekiyor Başta Mescid-i Aksa etrafında olup bitenler olmak üzere, Filistin
topraklarında her türlü zorbalıktan İsrail devletinin sorumlu olduğu ve bu gelişmeler
Müslümanların işgal devletine olan tutumlarını daha da tahrik edeceği
bilinmelidir.
Birkaç gündür Mescid-i Aksa etrafında olup bitenler zaten acılar
içinde kıvranan İslam coğrafyasını tahrik eden, her Müslüman’ı, her inananı,
her akl-ı selim sahibini, her sağduyu sahibini endişelere sevk eden gelişmelere
sahne olmaktadır. Bununla beraber Kudüs Müftüsü, ilim adamı
İkrime Sabri hocamızın terörist askerlerinin tecavüzüne uğramış olması her
türlü kınamayı ve lanetlenmeyi defalarca hak etmekle beraber bütün
bunlar bizleri endişelendirmektedir.
Hz. İbrahim’i, Hz. İshak’ı, Hz. Yakup’u, Hz. Yusuf’u
(aleyhim selam) içinde barındıran El-Halil’in başına dün getirilenler, bugün Miracın
sembolü, Hz. İsa’nın mekanı olan Mescid-i Aksa’nın da başına getirilmek isteniyor. İnsanlığı hakka ve hakkaniyete sevk eden ve içinde dört büyük
Peygamberi barındıran Hz. İbrahim’i, Hz. İshak’ı, Hz. Yakup’u, Hz. Yusuf’u (aleyhim
selam) bağrında taşıyan El-Halil’in başına gelenlerin Mescid-i Aksa’nın da
başına getirilmek istendiğine şahit oluyoruz. Bundan 23-24 sene evvel 1994
yılında bir Ramazan günü müminlerin üzerine ateş açıldı ve yetmişi aşkın insan namazdayken
terörist işgal devleti tarafından şehit edildi. Eskiden dedelerimiz, hacca veya
umreye giderken önce Urfa’da Hz. İbrahim’in makamını ziyaret eder, sonra da
El-Halil’deki kabrini mekanını ziyaret eder Kabetullah’da da Makam-ı İbrahim’e
öyle giderlerdi. El-Halil gibi böyle bir mekan, öyle bir mabed adeta bir
hapishaneye dönüştürüldü. Tarihte Peygamber katledenler, Hz. İbrahim, İshak,
Süleyman, Davut, Yakup, Yusuf (aleyhim selam)… gibi bir çok peygamberin içinde
bulunduğu o büyük mabedi bir hapishaneye çevirdiler. O mabedin yarısını da bir
sinagoga dönüştürdüler. Birkaç defa El-Halil Camisine gitmek nasip oldu ve yaşadığım
acıyı ıstırabı hala bütün iliklerime kadar hissediyorum. Hepimiz görüyoruz ki,
yapılmak istenen El-Halil’de yaptıklarını Mescid-i Aksa’ya uygulamaktır. Aynı
şekilde Harem-i Şerif’in Mescid-i Aksa’nın, içinde insan katledildi. Orada
ibadete gelen kadınlar tartaklanmaya başlandı. Geçtiğimiz Cuma günü 1967’den
sonra ilk defa Mescid-i Aksa ibadete kapatıldı. Daha sonra da elektronik
kapılar olan XRaylar konularak 23-24 sene önce El-Halil’de oynanan oyunun
aynısını Mescid-i Aksa’da gerçekleştirmek istediklerine şahit oluyoruz. İşgal
devleti Harem-i Şerifi tamamıyla kendi kontörlüne geçirmek istiyor.
Bir an önce işgal devleti İsrail bu tutumundan vazgeçmeli ve akl-ı
selim Müslümanlarında bu oyuna yekvücut olarak azgın devletin daha da azmasına
sebebiyet vermemelidir. İsrail devletinin karşısında net tutumunu belirlemeli
ve sesimizi terör devletine karşı yükseltmemiz gerekmektedir. Yolumuzu mutlaka Kudüs’e
ve Aksa’ya çevirip buraya gitmeli ve ribata (Aksa nöbetçisi) durmalıyız. Gerekirse
Aksa murabıtlarıyla (Aksa nöbetçileri) beraber Esbat Kapısı'nda nöbet tutmalıyız.
Türkiye’den giden kardeşlerime de özellikle şu tavsiyede bulunmalıyım; Şu
içinde bulunduğumuz günlerde Mescid-i Aksa'ya girmeyelim! Kafileler sayıları
artarak gelsin ama murabıtlarla nöbet tutmaya gidelim! Üç beş gün kalacağız
Aksa'yı görmeden mi dönelim demeyelim. Şu illetli elektronik kapıları
kaldırılana kadar biraz sabredelim. Bir sonraki gidişimizde gireriz. Kudüslü Müslümanlar
kapıda beklerken o kapılardan geçersek hem Aksa'yı hem murabıtları incitiriz!
Unutmayalım Mescid-i Aksa düşerse Mescid-i Nebevi düşer, Kâbe
düşer. Kudüs düşerse Mekke düşer, İstanbul düşer, Diyarbakır düşer. Filistin düşerse
İslam beldelerinin beli kırılır. Dünyada hesabını vermeyeceğimiz gibi Ahirette
de Allah’ın huzuruna çıkacak yüzümüz olmaz.
Bedenimizle, dilimizle ve kalbimizle el-Aksa’nın ve Kudüs’ün yalnız
olmadığını belirtelim.
Filistin'e,
Kudüs'e, Aksa'ya, esirlerimize özgürlük Ya Rabbi!