Dünya Vicdanının Turnusol Kağıdı: Gazze
Bugün, takvimler 7 Ekim'i gösteriyor. Bizim için sıradan bir gün gibi görünse de, Gazze'de yaşayanlar için bu tarih, acının ve direnişin simgesi haline gelmiş durumda. Yıllar önce, bu topraklarda yaşananlar, sadece Gazze'nin değil, tüm insanlığın vicdanında derin yaralar açtı.
Gazze'de katliamcı İsrail'in saldırıları sonucunda şehit olanların sayısı 42 bini aşmış durumda. Bu ölümler arasında en az 8 bini kadın ve 12 bini ise çocuk bulunuyor. Ayrıca, Gazze'de 500'den fazla sağlık çalışanı ve en az 115 gazeteci ve medya çalışanı hayatını kaybetti. Yardım çalışanlarından ise 284 kişi şehit oldu.
O günden bugüne, Gazze'de bir katliam ve soykırım yaşanıyor.
İnsanlar, evlerinden, sevdiklerinden koparıldı. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar... Hiçbir ayrım gözetilmeksizin, masum canlar yitirildi.
Aklı modernite ile kirlenmiş, kalbi dünya sevgisi ile dolmuş İslam ümmeti ise ne insanlığını koruyabildi ne de mazlumunu...
Bu olaylar, sadece Gazze'nin değil, tüm dünyanın gözleri önünde cereyan etti.
Gazze halkı, yıllardır süregelen bu zulme karşı dimdik ayakta duruyor. Onların direnişi, sadece fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda bir varoluş savaşı. Her şeye rağmen, umutlarını kaybetmeyen bu insanlar, bizlere insanlığın ne demek olduğunu hatırlatıyor.
Bugün, Gazze'nin sesine kulak vermek, onların acılarını paylaşmak ve adalet arayışlarına destek olmak, hepimizin insanlık görevi. Unutmayalım ki, Gazze'de yaşananlar, sadece bir bölgenin değil, tüm insanlığın ortak yarasıdır. Bu yara, ancak birlik ve beraberlik içinde sarılabilir.
7 Ekim, bizlere bir kez daha hatırlatıyor ki, barış ve adalet için mücadele etmek, her birimizin sorumluluğudur. Gazze'nin acısı, bizim de acımızdır. Onların direnişi, bizim de direnişimizdir. Ve en önemlisi, onların umudu, bizim de umudumuzdur.
Gazze, insanlığın ortak yarasıdır. Bu küçük toprak parçasında yaşanan insani dram, dünya vicdanı için adeta bir turnusol kağıdı görevi görüyor. Siyonist ve terörist İsrail’in uyguladığı politikalar ve saldırılar sonucunda bütün dünyanın gözü önünde canlı yayın eşliğinde, Gazze’de soykırım uygulanıyor. 21. yüzyılın piyanist filmi Gazze'de birebir canlı olarak yaşanıyor. Bu durum, sadece İslam dünyasının değil, tüm insanlığın vicdanını yaralayan bir gerçekliktir.
Gazze’deki insani dram, dünya vicdanı için bir sınav niteliğindedir. Bu durum uluslararası toplumun adalet ve insan haklarına olan inancını da sarsmaktadır.
İsrail’in Gazze’ye yönelik isanlık dışı saldırıları ve ablukası, BM yetkilileri tarafından gündeme getirilerek kınanılsa da, engel olunması gerektiği istenilse de, uluslararası hukuk mahkemelerinde aleyhinde kararlar verilse de arkasındaki Amerika ve Batı ülkelerinden aldığı cesaretle katliamlarına devam ediyor.
Gazze'yi unutmayalım, unutturmayalım.
Editör: Mehmet Nezir Güneş