Dostluk
Bin dost azdır, bir düşman çoktur; der atalar. Düşman kazanmak için çırpınanların kulağına küpe olsun.
Hayat dostlarla, dostların maddi ve manevi paylaşımıyla güzeldir. Hayata can veren, mana katan; insanın üzüntüsünü azaltan, sevincini artıran hakiki dosttur/dostluktur.
Vakit akar, insan akar; muhabbet ve hürmeti takan, gönülleri yakar. İncelik, nezaket ve hikmete bakansa, dostluğa selam çakar, dostluğa kapı aralar.
Fakat “Arkadaşın, sana doğruyu söyleyendir; seni tasdik eden değil” dir. Menfaati için yanlışına da göz yuman dostun, üzerinden boruyu kestiğin an sana düzenbaz diyecektir. Çünkü o sana değil gördüğü menfaate dosttur. Kendi menfaati için, başkalarını basamak gören zihniyet mi? Onlar kendi hedefleri için her şeyi meşru gören tiplerdir. Şaşırmayın. Bundan dolayı menfaat döngüsü üzerinde kurulan dostluklar fay hattı üzerinde inşa edilen binalara benzer.
Hakiki dost, menfaatinden, malından, şanından, makamından hatta canından geçen; fakat asla senden vazgeçmeyen kişidir.
Dostluğun bir yüzü de birisini gıyabında sevmek, ona sempati duymak ve özenmek veya kılavuz ve rehber edinmektir. Peki, kimi niçin sevmek lazım? Kimi niçin takip etmek lazım? Kimi seviyorsanız sevin, kimi takip ediyorsanız edin. Ama gerçekten sevilen ve takip edilen kişi iyi tanınmalı, bilinmelidir.
Bir Müslüman olarak önderin kimdir, Müslüman!
İstediğini sevmekte, beğenmekte ve takip etmekte herkes hür ve özgürdür.
Ama unutma, dinin gereklerine uymadan kurulan dostluklar ağlatır hüngür hüngür.
Mesela İslami ölçülerden ödün verip, sırf milli ve ideolojik duygularla hareket edip dinden imandan uzak önder, lider ve öncülerini yüceltenleri, yücelttikleri onları hesap günü olan ahirette kurtarabilecekler mi?
Ne gezer, kendilerini kurtaramayan başkalarını nasıl kurtarsın.
Tabi yine insanlar tercihlerinde serbest, sorumluluklarında derdesttirler. Çünkü “kişi sevdiğiyle beraber”, “kişi arkadaşının dini üzeredir” ve “herkes dostluk kurduğuyla haşrolunacaktır” hakikatleri ortadadır.
Zaten bizde alıp vermede ölçü, düşünceye katılmasak da saygı var. Kem söz de sahibine aittir.
Fakat bizce insanların mabeyninden en hayırlı dost Allah için olanı, insana Allah’ı hatırlatanı, iyiliği emredip kötülükten sakındıranı, sadece dünyanın değil ahiretin de dostu olanıdır.
Bundan dolayı da öte en şerefli en saygın ve hayırlı dostluk; Allah ve peygamber dostluğudur ve yine Allah için olan Müminlerin dostluğudur.
Evet, sevgi pınarını kalpte bitiren bir tek Allah'tır. Dostu sevince onun için sevmeli, kişi sevilecekse onun için sevilmeli. Sevginin padişahı da muhabbetullahtır.
Sevginin namı, diğer adı duadır. Hangi duraktasın kardeşim. Ölümün mü, hayatın mı; nefretin mi sevginin mi? Neyse, nerde duruyorsan dur da, yeter ki Allah için olsun.
Yani, Allah ve peygamber dostluğundan sonra biri sevilmeli ki, öyle biriyle dostluk kurulmalı ki, ahirette ondan dolayı yüzler ak; razı olan Hak olsun.
Fatih AKMAN
Editör: Nezir Güneş