diorex

Doğum Teşvik Paketi

Doğum Teşvik Paketi

Kişi başı gelir seviyesi yüksek ülkelerin işgücüne katılım oranında kadınların oranı gün geçtikçe artmakta ve gelir seviyeleri ile bu oran paralellik göstermektedir. Ülkemizde de kadınların işgücüne katılım oranı artarak ilerlemekte ve yine milli gelirimiz de artmaktadır. Azalan nüfus artış hızı karşısında hükümetin üzerinde çalıştığı doğum teşvik paketi de özellikle çalışan kadınları teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Konuyu her ne kadar boşanmaya bağlamayacak olsam da boşanmaların da arttığı artık herkesin bilgisi dâhilindedir. Bir yandan doğum oranın artması için çaba gösterilirken, öte yandan kısa süreli evliliklerinin çözümü için de çalışmalar yapılmalıdır. Son on yılda (2001-2011) TÜİK verilerine göre boşanmalar %34 artmıştır. Yıl içerisinde boşanmalarda %14’lük oran ile daha ilk yılını doldurmayan evliliklerin payı evliliklerde ne denli sıkıntılı bir durum olduğunu göstermektedir. Hemen çalışan kadın sayısının artmasının boşanmaları arttırdığı iddiası ile bu yazının yazıldığı düşünülmesin. Ailelerin ruh sağlığı çok çabuk ve basit nedenler ile bozulmaktadır. Doğum teşvik paketine, evliliği ve uzun süreli evliliği teşvik paketi eklenebilir. Evlilik okulları açılarak, evlilik psikolojisi üzerine eğitimler verilip sertifika almaya hak kazananların evlilik akitleri yapılabilir. Nikahlanma için istenen belgelere bu belge de eklenebilir. Aslında evliliklerin ilk yıllarında rastlanan problemler ortaktır. Her çift yaşadığı problemi sadece kendisi yaşadığını zannetmektedir. Evlilik okullarında ortak sorunlara karşı geliştirilen çözüm yolları verilebilir.

Çocuk, eşleri aile yapan en temel unsurlardan biridir. Birçok evlilikte çocuğun varlığı eşlerin birbirini tanımasına imkan vermektedir. Çocuk, evliliklerde eşlerin birbirine olan tahammül eşiğini daha yükseklere çıkarabilmektedir.

Kadının çalışması elbette olumludur. Hele ki sağlık ve eğitim alanında, onda yer alan şefkat duygusuna insanlık muhtaçtır. Her ne kadar iş koşullarının ağırlığı ve kadın fıtratının narinliği ile kadının ruh hali bozulsa da!

Gelir seviyesi yüksek ülkelerden biri olan Finlandiya’da, doğum sonrası kadına üç yıl ücretli izin verilmektedir. Ülkemizde ise bazı iş kollarında kadınların doğum yapmasına bile karışılmakta ve doğum sonrası ücretsiz izne ayrılması, sorumlu yönetici tarafından hoş karşılanmamaktadır. Ülkemizde sıkça duyduğumuz üç çocuk hedefine ulaşmada teşvik çalışmaları oldukça yavaş ilerlemektedir. Bugün çalışan kadınlara doğum sonrası iki yıl aldığı maaşın yarısı ücretli izin olarak verilse birçok evli çiftin maddi sıkıntılar ile –bir kısmı evlilik borcu, bir kısmı ev veya araba kredisi, kariyer düşüncesi- yapmayı erteledikleri çocuğu tekrar gündemlerine alacaklarına eminim. Evet, ifadelere bakınca sanki ev değil işyeri değil mi? Yapmak, gündeme almak, karar vermek vb. ifadeleri bu durumu özetliyor. Ayrıca teşvik paketine okulların açılacağı hafta ebeveynlere okul izni verilmesi eklenebilir. Okulun ilk haftasında okula başlayan çocuklarının yanında olmayı isteyen nice çalışan, iş koşullarından bu isteklerini gerçekleştirememekte ve çocuğun bu manevi ihtiyacı karşılanamamaktadır.

Çocuğun belirli bir yaşa kadar annesi ile -mümkünse iki yıl- geçirmesinin her anlamda olumlu olduğu uzmanlarca belirtilmektedir. Bu süre sonrasında iş yaşamına dönecek anneyi, bakıcı veya kreş sıkıntısı almaktadır. Özellikle her kurum kendi bünyesinde kreş ve anaokulu imkanı sunabilmelidir. Anne bebeğini ihtiyaç halinde emzirebilmelidir. Çalışan anne iki yıl öncesinde işe başlayacak ve çalıştığı sektörün ihtiyacı da ortada ise süt izninin bir yıldan iki yıla çıkarılması gerekmektedir. Annelere yarım gün çalışma imkanı verilmeli, öğleden sonrasını bebeği ile geçirebilmelidir. Emzirme süresi ile ilgili Sağlık Bakanlığı’nın bilgilendirme broşürleri, çalışmaları ile bundan daha önemlisi Kur’an’da Bakara (233), Lokman (14), Ahkaf (15) sürelerinde yer alan ilgili ayetlerde “Anneler çocuklarını tam iki yıl emzirsinler” emrine riayet için hükümetin süreyi iki yıla çıkarması gerekmektedir.

Doğum teşvik paketinin bu hususları da dikkate alarak hazırlanması halinde her ne kadar kısa süreli de olsa çalışan kadınlar iş ortamından uzak kalacak olsa da, gelecek nesil sağlıklı olacaktır. Ülke kaynakları daha ekonomik kullanılabilecektir. Eğitimli anneler, çocuklarına daha fazla vakit ayırarak eğitim kalitesinin artmasında da katkı sağlayabilecektir.

Kısaca bir yandan doğum oranının artması teşvik edilirken, evlilikleri daha sağlam temeller ile kurmak için evlilik okullarının açılması ve çalışan annelerin iş koşullarının iyileştirilmesi, yetişecek yeni neslin gerek sağlık gerekse de eğitim anlamında daha donanımlı hale gelmesini sağlayabilir.

 

Yorum Yaz