Diyette Doğru Bilinen YANLIŞLAR

KÖŞE YAZISI

Bireyler yaşamlarının her evresinde sağlıklı olma ve sağlığını sürdürme noktasında yeterli ve dengeli beslenmeye ihtiyaç duymaktadır. Obezite, birçok kronik hastalığa neden olmakla birlikte; sosyal ve psikolojik problemlere yol açarak bireylerin yaşam kalitesini düşüren ve bireylerin toplumsal izolasyona maruz kalmalarına neden olan kronik bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Vücutta yağ dokusu artışı ile karakterize, yaşam kalitesini düşüren, hastalık ve ölüm oranının artışına neden olan obezite, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde küresel bir halk sağlığı sorunu olduğu görülmektedir. Obezite neden olduğu beden memnuniyetsizliği ile bireylerin sosyal izolasyonuna neden olarak, depresif semptomların da görülme sıklığının artmasına neden olmaktadır. Fazla kilolarından kurtulmak isteyen bireyler kısa zamanda kilolarından kurtulmak, ince ve fit bir görünüme sahip olmak için yanlış yola başvurmaya oldukça meyillidirler. Hızlı kilo vermek adına izlenen diyet tutumlarının yanı sıra çok düşük kalorili programlar, ağır egzersizler, metabolizmanın alışkın olmadığı eforla karşılaştığı durumlar ile çok sık karşılaşılabilir. Tüm bu yanlışların yanı sıra günümüzde çok sık karşımıza çıkan kulaktan dolma bilgiler ile kilo vermede doğru bilinen yanlışlar

• Sauna gibi sıcak ortamlarda terlemek zayıflatır. Sauna gibi sıcak ortamlarda kaybedilen ağırlık yağdan değil sudan (ödem) kaybedilir. Sauna gibi sıcak ortamlar, organizmanın toksinlerden ter yolu ile arınmasına, kasların gevşemesini ve kırgınlığın atılmasına katkıda bulunabilir ancak zayıflatmaz. Yapılan araştırmalarda toplanılan verilerin sonuçlarına göre ağırlık kaybetmede soğuk ortamların sıcak ortamlardan daha etkili olduğu gözlemlenmiştir.

• Sabahları aç karnına ılık limonlu su içmek zayıflatır. Limonlu suyun bağırsakları çalıştırıcı etkisi vardır. Ancak limonlu su hazırlanırken kullanılan soğuk ya da ılık suyun bir önemi yoktur. Ayrıca limonlu suyun zayıflatıcı etkisi olduğuna dair kanıtlanmış hiçbir veri bulunmamaktadır.

• Maydanoz suyu zayıflatır. Maydanozun idrar söktürücü (diüretik) özelliği vardır. Maydanoz suyu kullanımının karaciğer yağlanma derecesi, boyutu, vücut ağırlığı, kolesterolü ve LDL’yi azalttığına dair kanıtlar mevcuttur. Ancak zayıflamaya etkisi yoktur.

• Bitki çayları zayıflatır. Bitki çayları metabolizmayı hızlandırmaya, ödemin atılmasına yardımcı olur fakat hiçbir bitki çayı sağlıklı bir diyet ve fiziksel aktivite olmadan kilo vermeyi sağlamaz.

• Makarna, pilav, ekmek gibi karbonhidratlar diyetten tamamen çıkarılmalıdır. İnsan vücudu temel enerji kaynağı olarak karbonhidratları kullanır. Ağırlık kaybetme isteği sebebi ile bu besinlerin hiç tüketilmemesi vücuda doğru enerji vermemek anlamına gelir. Bu durum vücutta enerji elde edebilmek için kas ve karaciğerde depolanan glikojeni kullanır. Bu tarz beslenme sonucu sudan (ödem) kilo kaybı oluşur fakat yağ dokusunda herhangi bir değişiklik olmaz. Normal beslenme tarzına geri dönüldüğünde yağdan kilo kaybı olmadığı için kilo artışı neredeyse verilen kilonun iki katı kadar artabilmektedir.

• Diyetteyken şeker içeriği yüksek olduğu için meyve tüketilmemelidir. Diyet yaparken en çok tüketmeniz gereken gıdaların başında, sebzeler ve ardından meyveler gelir. Dünya Sağlık Örgünün önerisi ile sağlıklı bir vücut için her gün en az 5-6 porsiyon sebze-meyve tüketilmelidir.

• Diyetteyken light ürünler tüketmeliyim. Diyet ürünleri zannedilenin aksine kalorisiz değildir sadece belirli ölçüde kalorisi azaltılmıştır. Normale göre kalorisi azaltılmış olsa bile porsiyon kontrolü yaparak o besini tüketmek daha sağlıklıdır. Diyet ürünlerinde etiket okuma bilgisi çok önemlidir. Çoğu diyet ürünleri katkı maddeleri ve koruyucular içerdiği için hormon dengesizliklerine neden olabilmektedir.

• Zeytinyağı kalorisizdir ve sınırsız tüketilebilir. Zeytinyağı sağlığa yararlı birçok etkiye sahiptir. Zeytinyağı; metabolizmayı hızlandırır, inflamasyonu önler, kalp koruyucu etkisi vardır, LDL’yi düşürür, hücre duvarını güçlendirir, sindirim sistemini iyileştirir, karaciğerin detoksifikasyonunda etkilidir. Ancak zeytinyağı kalorisiz değildir. 1 tatlı kaşığı zeytinyağında 45 kalori vardır. Çok fazla tüketilirse ağırlık artışına sebep olmaktadır.

• Açken spor yapmak daha hızlı kilo verdirir. Antrenman sırasında insülin salınımı artmaktadır ve aç karnına spor yapıldığı zaman kan şekeri düşmektedir. Buna bağlı olarak baş dönmesi ve bayılma görülebilmektedir. Yemeklerden en geç 2 saat en erken yarım saat sonra yapılacak sporlar ağırlık yönetiminde daha etkilidir.

• Meyveli soda kilo vermeye yardımcı olur. Meyveli sodanın içerisinde şeker bulunur. İçerisinde bulunan şekerden dolayı vücudu şekere bağımlı yapar ve bu şeker hastalığına yol açabilir. Diyabet hastalarının kullanması sakıncalı olabilir.

• Kahvaltı günün en önemli öğünüdür bu öğün atlanılırsa kilo verilemez. Kahvaltının iştah yönetiminde ve kilo kontrolünde etkisi çok büyüktür. Kahvaltı alışılagelmiş olan peynir, zeytin ve yumurtalı kahvaltı yapılması zorunlu değildir. İştah durumuna bağlı küçük ara öğünler ile de atlatılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken konu kahvaltının içeriğinden ziyade uyandığımız andan itibaren metabolizmamızı harekete geçirmektir. Kahvaltı öğününü atlamayarak hem metabolizmayı harekete geçiririz hem de kan şekerini stabil düzeyde tutarak bir sonraki öğünde gözü dönmüş bir şekilde yemek yemeyi önlemiş oluruz. Diyette öğün atlamak metabolizmanın yavaşlamasına sebep olur. Ayrıca öğün atlandığında kan şekerinde düşme olduğu için bir sonraki öğünde besin tüketimi artar ve vücut yağ depolar.

YANLIŞ BİLGİLERİ UYGULAYARAK HIZLI BİR ŞEKİLDE KİLO VERİRSEK NE OLUR?

• Uzun süre açlık hissetme ve kan şekerinin düşmesi: Karbonhidrat açısından fakir beslenme kan şekerinin sürekli düşük seyretmesine sebep olur. Bu durum açlık hissinin artmasına hatta zamanla dayanılmaz hale gelmesine, asabiyet, halsizlik ve yorgunluğa sebep olur.

• Metabolizma hızının yavaşlaması: Hızlı kilo verme süreci esnasında metabolizma yavaşlar ve su dokusu kaybı yaşandığı için vücut üzerinde birtakım sağlık sorunları oluşur. Bunların dışında hızlı kilo vermenin zararları arasında; safra kesesi taşı, sindirim sistemi bozuklukları, dolaşım problemleri, tansiyon dengesizlikleri de şok diyetlerin sonuçlarıdır. Bu durumun sebep olacağı en büyük risk ise kalp krizine sebep olma ihtimalinin yüksek olmasıdır. Bu tablo ani ölümlerle sonuçlanabilmektedir.

• Vücut sıvı-elektrolit dengesinin bozulması: Düşük kalorili diyetlerde hızlı kilo kaybı ile görülen yorgunluk ve baş ağrısının nedeni su kaybına bağlı dehidratasyondur. Vücut suyunun %2’lik kaybı bile fizik ve mental durumu, ısı düzenlemesini bozabilmektedir. Kalpte ritim bozuklukları ve şok durumlarına bağlı tansiyon düşmeleri görülebilmektedir.

• Kas kaybı ve buna bağlı organ fonksiyonlarında bozukluklar: Uzun süreli yanlış diyetlere maruz kalan vücut açlık durumuna bağlı olarak kas kaybetmeye başlar. Beslenme ile doğrudan ilişkili olan organlarımız karaciğer ve böbrek kas erimesine bağlı olarak fonksiyon kaybetmeye başlar. Kalp kaslarının erimesi ve hatta kemik yoğunluğunun azalması eklem ağrılarına, yorgun uyanmalara neden olurken kalp kasının erimesi kalp krizine kadar varabilmektedir.

• Yanlış yollarla verilen kilolar hızla geri döner: Yanlış diyet tutumu uzun süre tolere edilemeyeceği ve kişi normal beslenme seyrine döneceği için kilolar hızla yeniden alınmaya başlar. Dolayısıyla uygulanması gereken en mantıklı yol; uzman kontrolünde kişinin fizyolojik ihtiyaçlarının düşünüldüğü, kilosunun, yaşının, sosyoekonomik yaşamının hesaplanarak planlandığı, tamamen bireye özel beslenme programıyla kilo vermektir.

YANLIŞ BİLGİLERİ UYGULAMAK YERİNE NELER YAPABİLİRİZ?

• Diyet kişiye özeldir. Bilinçsizce diyet uygulanmamalıdır.

• Diyet yaparken yaşadığınız önceki başarısızlıklardan dolayı motivasyonunuz bozulmamalıdır. Diyet sürecinde kendinize ulaşılabilir kolay hedefler koymak motivasyonunuzu yükseltecektir.

• Diyet yapma psikolojisi ile strese girmek yerine sağlıklı beslenmeye alışkanlığı kazanılmalı ve aktif, hareketli bir yaşam tarzı benimsenmelidir.

• Tek tip beslenmeye dayalı kalori açısından düşük diyetlerin sağlığınızı olumsuz etkileyeceğinin farkında olunmalıdır. Öncelikli hedefiniz aç kalmak değil dengeli ve düzenli beslenme olmalıdır. • Su tüketimi sorgulanmalı ve günlük su tüketimi arttırılmalıdır.