Diyarbakır'ın Delilosu

Yazın sonuna doğru bir oteldeydik. Bir sahil kasabasında olduğu için doğal olarak yabancı turistler çoğunluktaydı. Akşamları otel eğlenceler düzenliyor. Her akşam farklı bir etkinlik. Benim otelde kalma sebebim tatil olmadığı için eğlencelerin de uzağındaydım. 

Neyse efendim, roman havası çaldı birkaç kişi çıktı oynadı. Sonra çifte telli çaldı yine birkaç kişi, sonra yabancı müzik çaldı ve yabancı turistlerin birçoğu çıktı hopladı zıpladı. DJ ne yapsa misafirleri coşturamıyordu. Herkes kendi havasında, sıkılmalar… 

Diyarbakırlı arkadaşlar arada halay CD’sini arabalarından kapıp geldiler. Hafiften davul sesi ile başladılar. Daha iki dakika geçmeden, abartısız söylüyorum, ben ve misafirim hariç bütün herkes pistteydi. O İngilizleri görecektiniz taklit etmeye çalışırken. Taklit edemedikleri anda ise Deliloyu diskotek tarzında oynamaya çalıştılar. 

Yüzüm epey tebessüm etti. 

İşte o an, Diyabakır’ın Delilosunun barışa ne kadar hasret olduğunu bir daha müşahede ettim. Bittabi ne kadar yakıştığını. Umut ile hüzün içimde tepindi durdu. Diyarbakır sokaklarında dolaşırken o şehrin üzerine çökmüş kasvetin hüznü ve son birkaç yılda tarafların çözüme odaklanmaya çalışmalarının umudu. “Bu ölü topraklar üzerinde hiçbir şey ölmek ve öldürülmek kadar kolay değildir.” 

2015 seçimleri bu toprakların dirileceği ve ölmek ve öldürmenin çok zor olacağı bir dönemin başlangıcı olmalı. Diyarbakır Delilosunun dev halkasının kurulması lazım. Bir enerji havzasının tam göbeğinde olan Türkiye’nin, bu şansı risk olmaktan çıkarması yolunda bu halaya katılmamız şarttır. 

Seçimler için biraz geri adım atılmış gibi duruyor. Halkın buna fırsat vermemesi gerekir. Erdoğan çıkıp izleme heyetini beğenmiyorum dese; buna karşılık Demirtaş, biz seni başkan yaptırmayız dese egoizm yapılmış olur. 

Halk bunu hak etmediğini bilerek fırsat vermemeli. 

Seçimler öncesinde ve sonrası için Allah’tan en büyük duam sulh ve selamet içinde bu sürecin atlatılmasıdır. Yoksa son yılların hep kazanan iki partisi olan AK Parti ve BDP(HDP) hep acı çeken iki parti olur. Delilo halkasının da müziği birden kesilmiş olur. Delilo dönmeye devam etsin, biz istersek olur…