diorex

Diyalektik

Diyalektik

2004 ya da 2005 yılında olması lazım. Van’da,  yüzlerce koyunun intihar haberini duymuştuk.  Yüzlerce koyunun uçurumdan yuvarlandığı bir gerçekti. Ancak habercilerin muzipliğiyle bu talihsiz hadise “intihar” oluvermişti. Hâlbuki koyunlar intihar etmez.  Mesele sadece terminolojiye  “sürü psikolojisi” olarak girmiş olan ve sık tekrar eden bir meseleydi. O baştaki koyun başını kaldırmadan taaa uçurumun başına kadar gelmiş ve hoooopppp, uçurumdan aşağı gidivermişti. Arkadakiler de başlarını kaldırmadan aynı şekilde devam ettiklerinden kendilerini uçurumun derinliklerinde parçalamaktan alıkoyamamışlardı. Olaydan kısa bir zaman sonra bu konuyu üniversitede yeri geldiği için ele almıştık. Acaba, demiştik, o sürünün arasında bir keçi olsaydı onları uyandırmaz mıydı?   Önemli olan soruydu, cevap değil. Bunu geçelim. Şunu bilmek gerekir:

O yüzlerce koyunun dışında olmak, pek üzülecek bir durum değildir.

                                                                 ***

İlkokul dördüncü sınıftaydım. Evdeki kitaplar arasında şöyle A5 boyutunda, kırmızı kaplı, biraz kâğıt biraz da nem kokan, 1975 basımlı yaklaşık dört yüz sayfalı bir kitap buldum: Peygamberler Tarihi. Kendi kendime “okur musun, okumaz mısın” diye söylenmeye başladım. “Oğlum sen bunu bitiremezsin, sıkılırsın, al şimdiye kadar okuduğun kalınlıkta bir kitap ve oku”, diğer taraftan “ama artık bunları öğrenmenin zamanı geldi” düşünceleri. İkinci düşünce galip geldi, akşam yemeğinden önce başladım okumaya.  Günlerce devam…Hz. Adem(Habil ile Kabil de yer alıyordu orada), Hz. İdris, Hz. Nuh….Hz. İbrahim! En etkilendiğim o idi.  Kıssanın tümünü aktarmayacağım. Yalnızca bir bölümünü hatırlayalım.

            Nemrud ile mücadele eden Halîlullah, artık arada değildi. İlahlık davasında bulunan ceberrudun, gayrı, helâk olma süreci başlamıştı. – O vakit devamını bilmediğim için bu kısımda gözlerim fal taşı gibi- Kendini mükemmel bir korunağa almış olan Nemrud’a Allah, bir sivrisinek yolladı. Rivayete göre topal bir sivrisinek. Bu gün için de üst düzey sayılan koruma tedbirlerini aşıp geçen sivrisinek, anahtar deliğinden, o tek giriş olan anahtar deliğinden girerek Nemrud’a musallat olmuştu. Burun deliğinden girerek o ilahlık iddiasındaki kör beyninde vızıldamaya başlamıştı. Kibirli Nemrud, dayanamıyordu, bir şey keşfetmişti. Kafasına vurunca rahatlıyordu. Büyük bir tokmak yaptırdı ve kafasına vurdurmaya başladı. Öylece aczini unutmuş, unuttuğu da yetmiyormuş gibi ilahlık davasında bulunmuş Nemrud geberip gitmişti.

Şimdilerde kıssayı okusam, duysam, hatırlasam gözüm fal taşı gibi açılmıyor. Benzer durumlar görünce gözüm fal taşı gibi açılıyor. Ama diyorum ki: Allah’ın hiç mi topal sivrisineği yok.

Yorumlar

Image
SÜPERSİN Mizgin
23.06.2011 / 23:08

Sağol, güzel söylemişsin.<br>Yazarın da kalemine sağlık, Allah yardımcınız olsun.

Image
abdülkerim
23.06.2011 / 16:10

syn yazarım kaleminize sağlık derim.... gerçekten güzel olmuş....yeni yazılarınızı bekliyoruz... Şimdilerde kıssayı okusam, duysam, hatırlasam gözüm fal taşı gibi açılmıyor. Benzer durumlar görünce gözüm fal taşı gibi açılıyor. Ama diyorum ki: Allahın hiç mi topal sivrisineği yok. o paragrafı biraz örnekleseydiniz iyi olurdu lüfen yeni yazlar yazın merakla bekliyorum

Image
mizgin
25.05.2011 / 16:20

veysi bey bir solukta okudum yazınızı. günümüze uydurunca çok manidar bir hikaye. topal sivrisineğe gelince bölgemizde lağım çok ulunca haliyle sivrisinekler hem kör hem topal ve hemde sürüyle. Nemrutların hakkından gelecek kadarda dermaledirler

Yorum Yaz