Dipten Gelen Dalga
İlya Ehrenburg’un “Dipten Gelen Dalga” adlı romanını üniversitedeyken aldığım Rus edebiyat tarihinde vize ödevi olarak incelemiştim. Bu romanı bana hocam ödev olarak verdiğinde aman demiştim 2 cilt de bir şey mi toplasan toplasan 800 sayfa eder diye düşünmüştüm. Tabi evdeki hesap pazara uymadı. Meğerse bu roman üçlemenin son kısmıymış. Bundan evvel “Paris düşerken” ile başlayan ve Fırtına ile devam eden iki romanını daha okumak gerekiyormuş. Ancak ondan sonra “Dipten Gelen Dalga” analiz edilebiliyordu. Tüm tatilimi bu üç romana ayırdım. Üzerinden tam yirmi yıl geçtikten sonra o romanın her ne kadar Fransa ve Sovyetleri anlatıyorsa da bana şimdiki Türkiye’yi hatırlattı. Romanın birinci cildi 60 ihtilâlini, ikinci cildi 80 ihtilâlini ve üçüncü cildi de bugünü bu günü hatırlattı.
Bu ülkede yapılan tüm ihtilâller veya devrimler askerin bunu uygun görmesi üzerine yapıldı. Asker ülkenin, cumhuriyetin, laikliğin, sistemin menfaati için demokrasiye el koyup rafa kaldırdı 80 ihtilâlinde. 28 Şubat’ta rejimin raydan çıkmasını engelledi. E-muhtırada hükümete dikkat buyurdu. Nihayetinde son 50 yıldır Askeriye rejimin bir aygıtından çok rejimin etkin bir parçası olarak varlığını sürdürdü. Hükümet veya meclis neyse, askeriye de oydu. Hatta o koalisyon dönemlerinde askeriye önce gelirdi.
Ama son iki seçimdir, sağ olsun AB’nin de ısrarı ve etkisiyle, ordunun etkisi kırılmaya başladı. Zira askeriyenin demokratik yönetimdeki etkinliği her seçimle biraz daha kırıldı. Bir evvelki yerel seçimler öncesi askeriyenin etkisi, yerel seçimlerden sonra ve hele referandumdan sonra daha da azaldı. Bu genel seçimlerde AKP oyların yarısını süpürürken ordunun bundan etkilenmediğini sananlar yanıldı. Ben ikisinden de ümitvar olmasam da ve birini diğerine tercih etmesem de eğri oturup doğru yazmak gerekir. Genel Kurmay Başkanımızın istifa etmesi demokrasinin yükselen gücünü gösteriyor. Bu durum demokratik bir ülkede demokrasinin “yenile yenile büyüyen zaferini” gösteriyor.
Tabii ki hükümet böylesi “büyüyen zaferin” rehavetini en kısa zamanda üzerinden atıp sivil anayasasını hemen yapmalı. Halkın nazarında, en azından bana göre bu istifayla demokrasinin üstünlüğü tescil edilmiştir. Bu demokrasin demokratik ülkelerde son mercii olduğunu gösteriyor. Halk daha önce hep o partiden, bu partiden istifa eden seçilmişleri gördü ama 21 yıldır istifa eden bir Genel Kurmay Başkanının görmedi, ondan öncesini de hatırlamıyor. Çünkü toplumumuzun hafıza çok eskiye gitmez. 1960’daki R.Erdelhun’un ve 1990’daki N.Torumtay’ın istifalarını hatırlamayacağından bu durum AKP’nin arkasına aldığı rüzgarı güçlendirir.