Deprem, Ne Oluyor?
28.10.2011 günü 20 kişiden oluşan Milletvekili heyeti Depremin vurduğu Van’a gittik.
Kaymakamlıkta Kalkınma Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz bizi karşıladı. İlk değerlendirmeyi aldıktan sonra depremden en çok etkilenen Erciş’i gezmeye, incelemelerde bulunmaya başladık.
80 Civarında bina enkaza dönüşmüş, ölümlerin çoğu buralarda meydana gelmiş. Enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyordu. Her enkazın başında iki üç ekibin çalıştığını gözlemledik. Amaç bir canlı daha çıkarmaktı. Erciş’te 3-5 ferdini kaybeden aileler var. Kurulan taziye çadırlarının sekizini toplu olarak ziyaret ederek acıları paylaştık.
Akşam Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker ve diğer yetkililere gözlemlerimizi paylaştık.
İkinci günü Van merkeze bağlı aralarında Bardakçı, Çapaktaş, Arısu, Çiftören, Alaköy, Ağartı, Özyurt, Dağönü, Yeşilyurt, Güveçli köylerini ziyaret ettik. Taziyelerde acılarını paylaştık. Eksiklikleri not etme imkânımız oldu. Bizi görmenin sevinci gözlerinden okunuyordu. Şikâyet ve beklentilerini tevekkül ve umutla anlatıyorlardı. Milletvekillerini karşılarında görmek büyük bir memnuniyete neden oluşturuyordu.
Üçüncü günü Van merkezdeki esnafı gezdik. Sonra çadır kentleri dolaştık. En düzenli olanı İran’ın kurduğu çadır kentti. Bütün malzemeler yeniydi. Tuvalet ve banyo yetersizliğinden yakınmaları not ettik.
Stadyumda Kızılay tarafından kurulan ve “Mevlana Evleri” olarak adlandırılan prefabrik evler gerçekten güzeldi. İçeride ikili dört ranzalı yerden biraz yüksek ve ısıtması elektrik sistemi ile donanımlı meskenlerdi. Görevli bir gün sonra teslimatın başlanacağını ifade etti. Hatta sosyal bir konutun olacağını ve sakinlerin ortak olarak kullanacağını belirtti.
Gece şehirde elektriği yanan bina yok gibiydi. İnsanlar evlerine girmekten korkuyorlardı. Artçı sarsıntılar ve şiddetli deprem olacağı söylentisi endişeleri arttırmaya, insanların psikolojisini bozmaya yetiyordu. Maalesef insanların acılarını istismar edecek tiplerin olduğu çok defa duyduk.
İnsanları mütevekkil gördük. Ancak 600’ün üzerinde ölü, binlerce yaralı ve önemli miktarda maddi kayıp gerçeği önümüzde dağ gibi durmaktaydı.
Sayın Başbakanı’nın birkaç saat içinde bölgeye gitmesi insanlarda umut ve moral olmuş. Sayın Beşir Atalay’ın başkanlığında beş Bakanın bölgede işin başında olması konuya gösterilen önemin göstergesidir.
Sağlık ve kurtarma alanında başarılı bir çalışma gerçekleştirildiğini herkesin ortak kanaati idi.
Ancak evleri hasarlı olmayanlarında çadır talep etmeleri, çadır kentlere gitmeyip evlerinin bahçesinde çadır kurmak istemeleri 30 bin çadırın yetersiz kalmasına neden olmuştu. Yüz bin civarı gibi bir potansiyele takabül eden bu kadar çadır talebi stoku zaten mümkün değildi. Dolayısıyla evleri oturulacak durumda olanların bir an önce evlerine geçmeleri gerekiyordu.
Tutundukları nokta yerinden oynamıştı. Dayanılan yer yerinden oynamış insanlar dayanıksız kalmıştı. Biraz mütereddit ve kuşku ile bakıyorlardı.” Bu gün hepimiz Vanlıyız” sözü sevinmelerine sebep oluyordu. Acziyetin, yetememenin fotoğrafını gördük. Hükümetin ortaya koyduğu kararlılık, Kamu Kurumlarının işin başında olması ve Ülkenin her tarafındaki halkın duyarlılığı bu durumu düzeltmenin iradesi ve kararlığı tek teselli kaynağımızdır.
İnsan gayri ihtiyari İlahi fermanı hatırlıyor.”Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan ‘ona ne oluyor?’ dediği zaman. İşte o gün yer, kendi haberlerini anlatılır. (Zilzal:1-4)