diorex

'Demokrasi Nöbetleri'

'Demokrasi Nöbetleri'

15 Temmuz'da yapılan darbe girişiminin ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından halka dönük yapılan 'Meydanlarda Olun' şeklindeki sözü ile Halkı "Demokrasi Nöbeti"ne davet etti. Demokrasi Nöbeti yeni bir kavram olarak Türk siyaset tarihine geçti.

Bu kavramın hiç şüphesiz sosyolojik ve psikolojik yönü de bulunmaktadır. Kavram bu açıdan incelenmeye, irdelenmeye değer.

O gece, cumhurbaşkanının CNN Türk kanalında Gazeteci Hande Fırat ile yaptığı telefon bağlantısı ile şu kısa cümlesi ile halk meydanlara davet edildi:

"Kurucusu olduğum partinin mensupları başta olmak üzere bütün vatandaşlarımı demokrasiye sahiplenme ve darbeye karşı bir duruş ortaya koymak üzere meydanlara davet ediyorum."

Bir süre sonra insanlar sokaklara, caddelere ve meydanlara çıkmaya başladı. "Darbeci askerler" oldukları öne sürülen askerlerle vatandaşlar arasında çatışmalar başladı. Bunun sonucunda ölenler ve yaralananlar oldu. Daha sonra yapılan açıklamalarla ölenler 'Demokrasi Şehidi", yaralananlar ise " Demokrasi Gazisi" ilan edildi.

Meydanlarda toplanan insanlardan ellerinde sadece Türk Bayrağı olması istendi. Bu taleple siyasi görüş ve "particilik" bir kenara atıldı. Toplanan vatandaşlar bu isteğe uydu: Ellerde sadece Türk Bayrağı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer hükümet yetkilileri halktan nöbetin sürekliliğini istedi ve eklediler. Darbe tehlikesi şimdilik savuşturulmuş gözükse de "artcıl" tehlikeleri devam ediyor. Bu söylemle darbe tehlikesi, bugün 20.cisi yapılacak olan nöbetin tutulduğu her gecede hatırlatıldı. Yapılan nöbetin "demokrasi Nöbeti" olduğunun altı hemen her gün çizildi ve bu nöbetin ancak "milli İrade"nin sahiplenebileceği vurgulandı. Oysa halk, nöbetin bir kaç devam edeceği beklentisi içerisindeydi; fakat bir süre sonra  anlaşıldı ki "Demokrasi Nöbeti" ikinci bir emre kadar devam edecekti ve bu emir "Başkomutan" sıfatıyla cumhurbaşkanından gelmişti.

Demokrasi Nöbetleri İstanbul, Ankara başta olmak üzere büyük kentlerden başladı ve gelinen aşamada neredeyse bütün yurtta yapılmaya devam ediyor. Nöbetler devam ederken, darbe girişiminin yankıları içte ve dışta devam ediyor. İlk günlerde başta ABD olamak üzere bütün batılı ülkelerin "kaygıyla izliyoruz" şeklindeki yaklaşımları, yerini demokrasiye sahiplenme adına "Seçilmiş Hükümetin yanındayız, bütün darbelere karşıyız" yaklaşımlarına bırakmış durumda.

1960'ta yapılan askeri darbede başta ordu yek pare olmak üzere, üniversiteler ve basın seçilmiş iktidarın karşısında yer aldı. Milli İrade ise o zaman çok zayıftı. 15 Temmuz'da ise durum tam tersi. Adı geçen kurumlar, darbecilerin larşısında ama seçilmiş iktidarın yanında yer aldı. Milli İrade ise daha güçlü.

Bu bağlamda bugün insanlar meydanlarda "Menderes'i astınız, Özal'ı Zehirlediniz, Erbakan'ı İndirdiniz ama Reis'i Yedirmeyiz" diyor. Bu şiar tarih ve siyasetin buluştuğu nokta olarak görülebilir. Tam da bu noktada darbeye karşıt sürecinin felsefi ruhunu görmek mümkündür.

Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin "Ortak deklerasyonları"nın ardından demokrasi nöbetleri kitlesel açıdan giderek daha da palazlanıyor. CHP'nin, iktidar partisinin de katılımıyla, yaptığı darbe karşıtı mitinge yaklaşık bir milyon 200 bin kişi katıldı.

Darbenin Kürt Yakası

Kürtlerin Demokrasi Nöbetlerine sayısal olarak ne kadarını destek verdiği, alanlarda olduğu belli olamamaktadır, ancak hatırı sayılır bir destek de söz konusudur. HDP tabanını oluşturan Kürtler "Erdoğan'a Destek Olur" kaygısıyla Demokrasi Nöbetlerine fiili olarak katılım göstermemektedir.

Bu arada HDP, bazı mitingler yaparak tabanını toparlamaya çalışıyor. Bu mitinglerden en dikkat çekeni 31 Temmuz'da Diyarbakır'da yapılanıydı. Bu mitingde Eşbaşkan Selahattin Demirtaş, bir konuşma yaparak darbe ile ilgili görüşlerini şöyle açıkladı:

"36 yıl sonra ilk kez bir askeri darbeyle karşı karşıya kaldık. 12 Eylül’de cuntacı Kenan Evren yönetime el koyduğunda yönetimde Süleyman Demirel vardı. 12 Eylül’den bu yana darbeci bir anlayış zaten devam ediyor. 12 Eylül’de bizler halk olarak bu cuntacı zihniyetin karşısında nasıl durduysak 15 Temmuz’da da aynı şekilde karşı durduk. 15 Temmuz’da darbeye karşı çıkmak Erdoğan’a destek vermek değildir. Demokrasiye sahip çıkmak demektir. Her türlü darbeye hayır diyeceğiz ve demeye devam edeceğiz. Bir kez daha cuntacılar tankına, topuna güvenerek yönetime el koymaya kalkışırsa yine karşısında olacağız. Biz asla askerden yana olmayacağız. 15 Temmuz’da sokağa çıkanları selamlıyoruz. Darbeye karşı çıkmak, darbe zihniyetine karşı net tutum almak demokrat olmak adına zorunluluktur. Darbeden medet umarak kimse demokrat olamaz. Darbeye karşı olmak bir şarttır ama yeterli değildir."

Bu sözlerle Demirtaş, 15 Temmuz gecesinin hemen arkasında yaşanan süreçle ilgili tabanının "şaşkın" yaklaşımına da bir açıklık getirmiş oldu.

Demokrasi Nöbetlerinin İçeriği...

Demokrasi Nöbetlerinin yol açtığı mitingler çeşitli batılı ülkelerde de gerçekleştirilmeye devam ediyor.

Meydanlarda tutulan "Demokrasi Nöbetlerinin" içeriği ile ilgili olarak bir kaç cümle sarf edecek olursak;

İlk günlerde yapılan konuşmalar ve atılan sloganlar büyük bir öfkeyi ortaya koyuyordu. Yapılan operasyonlarla, darbe girişiminin başta askeri olmak üzere, yargı, emniyet, ekonomi, sağlık, spor, üniversiteler, diyanet, eğitim vs... alanlarda potansiyel gücü ber taraf edildikçe meydanlardaki öfke giderek kazanılan moral ile bütünleşmeye başladı. İlk başlarda yapılan konuşmalar daha çok siyasetçiler tarafından yapılıyordu. Arada cumhurbaşkanının konuşmalarından bölümler de dinletiliyor.Daha sonraları ise STK temsilcileri, aydınlar da konuşmaya başladı. Bu kervana ülkenin değişik kentlerinde müzik grupları da katılarak darbe karşıtı bir duruş sergilediler. Bazen de katılımcılar şiirler de okuyarak nöbete edebi bir atmosfer veriyorlar. Nöbetler sabaha karşı sürdüğü için alandaki kişiler acıkınca, ortaya çıkan bu ihtiyac da her gün bir STK'nın katkısıyla mevlid verilmek suretiyle karşılanmaya başladı.

Demokrasi Nöbetleri, Mardin Örneğinde olduğu gibi, il merkezlerinden ilçe merkezlerine taşınmaya başladı. Daha ilk günden itibaren televizyon kanallarınca canlı olarak yayınlanan bu nöbetler tutulmaya devam ediyor. Yorgunluk denmeden tutulan "Demokrasi Nöbetleri" için katılımcılar "Sen 'bitti' demeden bitmez" inancı ve disipliniyle sürdürülüyor.

Milli İradenin gücüyle şimdilik darbe girişimi ber taraf edildi; milli iradenin esas alındığı ve Türkiye'de herkesin (Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz, Ermeni, Süryani vs...) haklarını demokratik olarak kullandığı, özgür olarak yaşadığı bir sistem dileğiyle; demokrasiye sahiplenme açısından meydanlara bizzat katılımıyla, sözü ve duasıyla katkı yaptığı, konuşmalarıyla insanları aydınlattığı herkesi selamlamak istiyorum.

Saygıyla... 

Yorum Yaz