Çukur/Çöküntü Cadde ...

KÖŞE YAZISI

   TESTERE AĞZI GİBİ TİTRETİP HOPLATARAK KESİYOR
                             1 Mayıslara hep Taksim'de


Anlamlı yaşamın bir parçası olmaya çalışmanın kolayca ulaşılamayacak kadar değer taşıdığının bilincinde olmak,belki de nasıl yaşanması gerektiğinin sırrına ulaşmaktır.

Kapıdan çıkar çıkmaz adımınızı rahat atacak koşullardan yoksun sokaklardaysanız, caddeleriniz bunca ödeneklere ve yardımlara rağmen çukur/çöküntü ve testere ağzı gibi titretip hoplatarak kesiyor,yaşama hızınızı düşürüyorsa o vakit dönüp bir Mardin gerçeğiyle seslenmek gerek:

'' Heyf u-ğebinê a'le hekil beled,teykun h'ekımu veled.''  
     (Yazıklar olsun öyle bir kente ki hakimi çocuk olsun.)

Tarihte halklarının yaşamdan beklentilerine yanıt olamayan zalim Neron'un yaktığı Roma gibi adından söz ettirip korku salmaya ya da bugünkü uydurukçu kandırmalarına boy boy afişlerle bir şeyler başardığının kendisini bile inandıramayacağı vitrinlerle hiç sıkılmadan  kim bilir kaç annenin taşıdığı canlara bedel olurken hala halk arasına çıkarak mağdur esnafa sırıtmak,yaşamı daha da çekilmez hale getirmiyor mu?

Neron önce annesini sonra ilk eşini öldürürken ikinci ve üçüncü eşlerini de sinsice sürgünde öldürtür ve kendisini eğiten filozof Seneca'ya:

'' Yokluğumda bana baş kaldırma hazırlığı içindeydin;kendini öldür.''

Diyerek,

'' Ey yaşam senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir.''

Diyen Seneca,kendi bilek damarlarını keserek yaşama veda etmiştir.Edebiyat,tiyatro ve resim sanatıyla ilgili duyarlı bir filozofun dirençli olup mücadeleye devam etmesi gerekirken yaşamına son vermesi Neronlar için hiç de bir kayıp değer olarak kabul görmemiştir.Neron'un yokluğunda Roma, barışın tadına Seneca ile varırken dehriyye,maddeci/materyalist dedikleri filozofların ya da üreten self-lord,işçi-işveren gibi sınıfların çelişkilerini görüp Karl Marx ve Engels'e '' Diyalektik Materyalizm.'' dedirtmiştir.

Felsefeyi yaşama katanların uğraşıları,yaşamı daraltılan halkların lordlarına veya bugünün üretim ilişkisi ve çelişkileriyle patronlarına kalkışmalarının bir tesadüf olmadığının bilincinde olan hak arayışçıları,tarihte hayatı yaşanır ve onurlu kılmak için hep bedel ödemiştir.

Güya hayatı yaşanır kılmak için yaz-boz tahtasına dönen Mardin'in altyapısı ''Olmadı-yeniden'' diyerek,her projeyi önce parlatıp sonra defalarca kendini kötü tekrarlatıp takılan taş plaklar gibi:

'' Yeniden yapılacak..,yeniden kazılacak.., yeniden kazıklanacak...,yeniden işkence.''
Bu mu altyapı projeleriniz?

Taş plaklar bile dile geldi:

''A'v veftinni! .... a'v veftinni!.''
     (Bıktırdınız! .... bıktırdınız!.)

Seslenerek, Neron'un yapamadığını kim bilir kaç düşük/cenin,kaç kırık kol/bacak ya da kaç ton lağım karışımı tozu ''hizmet'' diye yutturdunuz?

      '' Ken ğar ı'mri a'leyki Mêrdîn.''
 (Ömrüm senin için yıkılsaydı Mardin.)