diorex
dedas

Çözüm sürecinde Mardin -1-

Çözüm sürecinde Mardin -1-

Mardin, bu hafta sonu çözüm sürecine yönelik bir çok toplantıya ve buluşmaya sahne oldu.  

Bu toplantıların bir kısmında dinleyici, bir kısmında ise konuşmacı olarak çözüm sürecine ilişkin fikirlerimi paylaşma fırsatı buldum.

Kuşkusuz Mardin, yüzyıllar boyunca farklı etnik kökenlerin, dinlerin ve medeniyetlerin bir arada yaşadığı bir kent olmasına rağne, hiçbir zaman sakinlerinin yaşam sahaları arasında hiçbir zaman sınır çizilmemiş, iç içe yaşamışlardır.

Bu iç içelik, modern toplumların algıladığı şekliyle bir sınıra dönüşmemiş, her kesimin şehri kendi lehine sahiplendiği bir kent olagelmiştir.

Türk, Arap, Kürt, Süryani, Ermeni..

Müslüman, Hristiyan, yezidi..

Şafii, Hanefi, keldani, Süryani, Ortodoks, Katolik..

Bütün bu etnik ve dini unsurlar arasında herhangi bir yerde kümelenme veya sınırlaşma söz konusu olmamıştır.

Dolayısıyla kime sorarsanız sorun, o kent onundur..

Kürt için Mardin bir Kürt kentidir.

Arap için Mardin bir Arap kentidir.

Süryani için Süryani kenti, Ermeni için Ermeni, Keldani için de Keldani kentidir Mardin..

Dini açıdan olayı irdelediğinizde de sonuç değişmeyecektir.

Bir Müslüman için Mardin islam şehridir.

Süryani ve keldani için Hristiyan şehri,

Yezidi için Yezidi, Şemsi için de Şemsi şehridir Mardin...

Mardin dışındaki bir takım yerleşim yerlerine baktığınızda farklı din, mezhep veya etnik grupların, kendilerine göre kentin içinde mahalle sınırları çizdiğine şahit olmaktayız.

Oysa Mardin’de durum tam tersinedir.

Dolayısıyla Mardin’de bir Süryani olmak, Müslüman olmak, Arap olmak, Kürt olmak bir başkasını ötekileştirmek için değil, asimile tehlikesini bertaraf etmek adına kendisini tanımlamak için kullanılmıştır.

Bu içiçe yaşam hayatın her alanında kendini göstermekte ve dini yaşantının, bir başkasının yaşam biçimine sınır çizmeye kadar gitmediğine şahit olmaktayız.

 

Mardin’deki bu birlikte yaşama bilinci bir çok alanda kendisini gösterdiği gibi, mimarisine de yansımıştır.

Mardin evleri birbiri üzerine yaslanmış olarak inşa edilmiştir. Her ev kendi damını komşusuna balkon olarak ikram etmiştir. Bu dayanışmacı anlayış Mardin’in kültürel dokusunda da yerini bulmaktadır. Her bir kültürel unsur, diğerine “yaslanmakta” ve birlikte var olabilmektedir

Yine Süryanilere avukatlık yapan bir Müslüman, veya Müslümanın vekaletini yürüten bir Hristiyana mahkeme kayıtlarına rastlamak ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkündür.

devamı bir sonraki yazıda..

sağlıcakla kalın

USTAD  27.04.2013

Yorumlar

Image
Murat
06.05.2013 / 15:25

Mardin Bin seneyi aşkındır Türkler tarafında yönetiliyor. ispatı; içinde namaz kıldığınız, camiler, medreseler, hanlar saraylar.... Kızıltepede 800-900 senelik Türk mührü olan Cami var, ben bunu bilir bunu söylerim gerisi boş....

Image
yok
02.05.2013 / 22:59

sende başımıza...dun

Image
ebsli
30.04.2013 / 16:24

ahmet kardeş; yazılarınla ortalık yıkılıyor resmen her şey iç içi girmiş karman çorban olmuş . allah rızası için bildiğin, vakıf olduğun konularda yaz...

Image
s. hoca
30.04.2013 / 12:30

azizim kavramları çok fazla karıştırıyorsun. içiçe geeçmişlik geçmişte yoktu. müslüman mahallesi ve hristiyan veya yahudi mahllesi vardı. yezidi mahllesi yoktu. her milletin kendi mahallesi vardı ve mahaller arasında duvar yoktu ama kültürel-dini bir sınır vardı. Müslüman mahallesinde hristiyan yaşamazdı. buyüzden içiçelikten bahsetmek mümkün değil. mardinde birlikte ama ayrı yaşamlar vardı. buna ticaret, sanat erbabı ve esnaf hariçti.

Image
inkılap
30.04.2013 / 12:13

ermeni kaldımı ki ermenilerden bahsediyorsun, tarihsel süreci yazıyorsan 1915 leri de yaz

Yorum Yaz