Çölyak Günü

9 Mayıs,çölyaklıları anlamak adına özel bir gün olabilir ama onları tanımak ve sıkıntılarını bilmek adına yeterli bir adım değildir.Ve belki de daha fazla anlaşılmaya ihtiyaçları vardır.
Ülke,toplum ve hele ki Türkiye’de ki aşçılar olarak çölyaklıları hep görmemezlikten geldik.Ülkemizde özel günlerin sadece isimleri var gerisi yok.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, fakat kadına şiddetin en fazla uygulandığı ülkelerden bir tanesi Türkiye.
14 Mart Tıp Bayramı, ama gel gör ki sağlık çalışanlarına en fazla şiddet uygulayan toplum, yine bizim toplumumuzdur.
10 Mayıs Dünya Engelliler Haftası, fakat engellilerin önündeki engelleri kaldırmakta geç kalan ülke yine Türkiye.
18 Mart Yaşlılar Haftası, ama gelin görün ki Türkiye’de yaşlılarhaftası, huzur evlerindeyaşanan hüzünlü bir tablodan ibarettir. Yaşlılarımızı terk ettiğimiz yerlerde hatırlayıp, ziyaretlerine giden bir ülkenin fertleriyiz.
Ve9 Mayıs DünyaÇölyak Günü’’
Ne var ki gelişmiş ülkeler arasında çölyağaen yabancı olan toplum yine Türk toplumudur.
Zira Türkiye’de yaşayan çölyaklılar için en büyük sorun,toplum içindeki yaşantılarının kendilerine getirdiği sıkıntılardır.Bu sıkıntıları aşamıyor olmak onlar için temel bir sorundur.
Bilindiği üzere çölyak, glutensiz ürün tüketme zorunluluğu olan insanların yaşadığı bir ince bağırsak rahatsızlığıdır. Tedavisi şimdilik mümkün olmayan çölyak, pençesinde tuttuğu insanları zoraki bir diyet sürecine sürüklüyor. Ve bu diyet programı onlar için zorunlu bir yaşam biçimine dönüşüyor.
Yaşam biçimidir diyorum!
Çölyaklıların dediği gibi; çölyak teşhis edilinceye kadar ki süreçte hastalık,teşhis edildikten sonra ki süreçte ise bir yaşam biçimine dönüşüyor.
Tedavisi şimdilik mümkün olmayan bu hastalığın tek çaresi, çölyak diyetine uyum sağlayıp,ömür boyu glüten diyeti ile yaşamaktır.
İşte bu evrede onları anlamamız çok önemli bir husustur.
Türkiye’de ki çölyaklıların yaşadığı en temel sorun, dışarıda veya içeride yemek yerken insanların onlara karşı duyarsız ve bilinçsiz olmasıdır. Bu, bütün çölyaklıların isyan ettiği bir konudur.
Özelikle cafe, restoran v.b ortak yaşam alanlarında ki sıkıntıları had safhada.Anlaşılmadıklarını düşünüyorlar. Tahammülsüz bir toplumuz ya, empati veya duygudaşlık yapma gereği duymuyoruz.
Mesela bir çölyaklı dışarıda yemek yediğinde;
Garson veya aşçının gözünde çölyaklı,kendisini beğenmiş,kibirli,önüne gelen hiç bir şeyi beğenmeyen insan figürüdür.Hâlbuki baktıkları pencereden gördükleri gibi değildir çölyaklılar. Çölyaklı seçici olmak ve ne yediğini bilmek zorundadır. O yüzdendir ki yanlarında hep çantalar dolusu yiyecek taşırlar.
Çölyaklılar, sadece toplum tarafından değil, devlet tarafından da yeterince desteklenmiyor.
Maalesef ve acıdır ki, çölyak zengin hastalığı olarak bilinmektedir. Glutensiz ürünlerin pahalı oluşu,maddi durumu iyi olmayan çölyaklılar için büyük bir sorun teşkil etmektedir.
Türkiye’de glutensiz ürün üreten yerli üreticiler yeterince destek görmüyor.Dışarıdan ithal edilen glutensiz ürünlerin pahalı oluşu da ayrı bir sorun teşkil etmektedir.
Çölyaklıların sahip olduğu belli başlı sorunların gündeme getirilmesi ve çözüme kavuşturulması yaşam kalitelerine olumlu etki edecektir.
Mesela;
Çölyaklıların KDV’den muaf tutulması,SSK ödeneklerinin asgari düzeye getirilip iyileştirilmesi ve yerli üreticiye destek verilmesi,çölyaklıların sorunlarını büyük ölçüde hafifletebilir.
Türkiye’de çölyaklı çocuk sayısı da çok fazla,okulların kantinlerinde onlar için yiyecek bir şeylerin bulundurulmasından ziyade kantin işletmecilerini de bu hususta bilinçlendirilmeleri gerekmektedir. Çölyaklıçocuklar, yetişkinlere oranla daha çok zorlanıyorlar.
Çölyaklı,aynı zamanda iyi bir etiket okuyucusudur. Gıda ambalaj etiketlerinde glutensiz ibaresinin olup olmadığını görmek isterler. Bence bu davranıştan ötürü onları yargılamayın. Gıda ambalajlarında, ürünün gluten bulaşmasına maruz kalıp kalmadığı da etiketlerde görmek isterler.
Başımıza gelmez demeyin, unutmayın ki sizlerde birer çölyak hastası olabilirdiniz.Ve olmayacaksınız anlamına da gelmez.Onlara yapılabilecek en büyük iyilik,onları anlamaktır.
Kendinize gelin ve fark edin onları.