Çocukluğumun Kızıltepesi

KÖŞE YAZISI

Çocukluğumun Kızıltepe'si sinemalarıyla, 

Çocukluğumun Kızıltepe'si Zergan deresinin çocukları ağırlayan Gol-a Rakko'suyla, 

Çocukluğumun Kızıltepe'si 'tepesi'nde piknikleriyle; 

Çocukluğumun Kızıltepe'si Türk, Kürt, Arap ve Çeçenli Kızıltepespor’uyla

Ve çocukluğumun Kızıltepe'si at yarışlarıyla gönlümde. 

Sinemalarımızı televizyonlara, 

Suyunu yitiren Zergan Deremizin Gol-a Rakko’sunu havuzlara, 

Höyüğümüzdeki pikniklerimizi uzaklardaki mesire alanlarına bıraktık, 

Kızıltepespor’muzu sahipsizliğe terk ettik. 

Ya at yarışlarımız? 

Her bir özlemimizin yerini başka şeylerle doldurmaya çalıştık ama yerini dolduramadığımız tek şey ise at yarışlarıdır maalesef.

Giydirildikleri renk renk elbiseleriyle yarış alanına getirilen atların uyandırdığı heyecana, 

Yarışın başladığı anlarda alanı dolduran halkın coşkusuna, 

Ata Eser'e ait olup çoğunlukla ve birkaç boy farkla yakaladığı birinciliklerden dolayı sahibine "ATA BİRİNCİ" lakabını taktıran 'Rima' isimli ata, şu an 40'lı-50'li yaşlarda olan her Kızıltepelinin duyduğu bir özlem vardır. 

Kırk yıldan beri süregelen bu özlemi bitirebilmek için şehrin içinde alan kalmadı belki ama bugünün Kızıltepe Belediyesi, o yarışları sembolize eden atların heykellerini,  Şenyurt Kavşağı’na yerleştirdi. İşte o atları ve İpekyolu’nun önemli bir ticaret merkezi olduğumuzu hatırlatan deve kervanı heykelini Hastane kavşağına yerleştirmeyi akıl edenleri kadim medeniyetimizi hatırlatması münasebetiyle elleri dert görmesin, diyorum.