Çocuklarımıza Dua Etmeyi Öğretelim

Çocuk, Allah’ın insana en büyük lütuflarından biridir. Bununla birlikte
insan için bir imtihan vesilesidir. Her Müslüman en az çocuğunun
dünyasını imar etmeye çalıştığı gibi ahiretini de inşa ve imar etme
sorumluluğunu da taşımalıdır.
Uzmanların da ifade ettiği gibi insan, çocukluk döneminde çok şey
öğrenir. İnsanların çocukluk döneminde öğrendiği bilgiler bilinçaltında
yerleşir. Unutulmamalıdır ki yetişkinlerin ve çocukların öğrenme,
kavrama ve anlayışları arasındaki fark sadece tecrübedir. Tecrübelerin
dışında, üç yaş ve üzeri çocuklar ile yetişkinlerin anlayışları aynı
derecededir denebilir.
Hatta çocukların ahlaki temelleri daha anne karnında oluşmaya başlıyor
diyebiliriz. Bu yüzden hamilelik dönemindeki kadının dinlediği (Müzik
vs.) dahi çocuğun ahlaki (kişilik) gelişimine tesir edici niteliktedir.
Bundan dolayı, hamile kadının yediğine, içtiğine ve davranışlarına
dikkat etmelidir.
Özet olarak çocukluk dönemi tasvir ettiğimizden daha hassas ve önemli
bir evredir. Önemsenmediği gibi değildir. Bu dönem, dünyaya gelişle
değil, cenine ruh üflendiği andan itibaren başlar. İnsanların iyi-kötü
olması ile çocukluk dönemleri arasında önemli bir bağlantı söz
konusudur. Çocukların bilinçaltları, gelecekteki olaylarda da başat
etkendir. Başka bir deyişle, insanların iyi veya kötü bir karaktere
sahip olması ile çocukluk döneminde atılan temel arasında sağlam bir
bağlantı var demek zor olmayacaktır. Bu bağlamda çocukların
bilinçaltları, gelecek yaşamlarını doğrudan etkilemektedir diyebiliriz.
Çocuk ve dua eğitimi
Çocuklarınıza dua etmeyi ve yakarışta bulunmayı öğretin, bunun size ne kazandıracağını biliyor musunuz?
Çocuğu manevi olarak yetiştirmek anne ve babanın önemli
vazifelerindendir. Manevi dinamikler pek çoktur. Kanaatimce dua bu
dinamiklerin en önemlilerinden birisidir. Çocuklara dua öğretmek,
yaşamlarına pozitif bir etki yapar. Bunun için yapmamız gereken de,
çocuklarımıza çocukluk evresinde dua etmeyi öğretmektir. Rabbinden
istemeyi bilen, rabbine durumunu arz edebilen çocuk, Allah ile samimi
bir bağ kurar.
İnsanlar sürekli kendinden büyük bir(Totem/İdol) şeye gereksinim/ihtiyaç
duyar. Hep kendinden büyük birini arar. Bu, insanın fıtratında vardır.
Bu yüzdendir ki; bazı insanlar bazı yaratıklara tapar ve onlara
yakarışta bulunurlar. Bu bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyaç insanın fıtratında
vardır, fıtridir. Aileler, çocuklarının bu ihtiyacını, onları Allah’a
yönlendirerek gidermeliler.
Bu durum toplumumuzda önemsiz olabilir ama bir toplum huzur ve barış
dolu bir yaşam istiyorsa bunun için dua ve dua eden çocuklar gereklidir.
Pedagogların da bu konu üzerinde önemle durması gerekmektedir.
Yetişkinler için dua kitapları var ama çocuklar için ya yok veya yok
denecek kadar azdır.
Dua; Allah’la konuşmaktır, Allah’a arzuhaldir, halini Allah’a arz etmektir.
Bizler nasıl ki çocuklarımıza dünya yaşamını ve geçinmenin yollarını
öğretiyorsak dua etmeyi de öğretmeliyiz. Evet, çocuklarınızı dünya ve
dünya işlerine, okuma ve dünyadan faydalanmaya alıştırın. Fakat o evrede
dua etmeyi de öğretiniz. Geçim sıkıntısını gidermek için, geçimlik elde
etmek için nasıl yol ve yordam varsa dua etmenin de yol ve yordamı
vardır.
Çocuk ilk önce duanın ne olduğunu, niçin yapıldığını ve kimden istekte
bulunulduğunu bilmeli. Dua; istemek ve yakarıştır. Çocuk önce kimden
istediğini bilmeli ve istekte bulunduğu kişiyi tanımalı. Bu konu çok
önemli bir konudur. Çocuklarımıza, yanımızda kimse olmazsa, zor bir
durumda olduğumuzda bile, Allah’ın yanımızda ve bizi işitiyor olduğunu
anlatmamız gerekir. O’nu çağırdığımız zaman bizi işitir ve imdadımıza
yetişir.
Zor ve sıkıntı anında rabbinden yardım alacağını bilen bir çocuk
ümitsizlikten kurtulur. Aslında böylece çocuklarımızı ümitsizlikten de
kurtarmış oluyoruz. Bu inanç büyük bir önem arz ediyor. Unutmayın,
ümitsizlik yenilmenin anasıdır. İnsan bu tuzağa düştüğünde öyle bir
duruma düşer ki kendi hayatını kendi elleriyle sonlandırabilmektedir.
Anladığım kadarıyla, tecrübe dışında erişkin ve çocukların akıl ve
hisleri aynıdır. Büyükler için önemli olan şeyler, çocuklar için de
önemlidir. Dua konusunun önemi de burada belirginleşiyor. Belirtmeliyim
ki; eğer çocuklarımıza duanın kabul şartına göre dua etmeyi öğretirsek,
yaşamlarına etki edip büyük bir anlam kazandırmış olacağız.
Nasıl ki biz büyükler, duanın kabulü için kötü şeylerden uzak durmak
gerektiğini bilir ve bu yüzden ‘Salihlerin, iyilerin duası ile’ deriz.
Çocuk da dualarının kabul edilmesinin kötü alışkanlıklardan uzak durmak
nispetinde olacağını anlamalıdır. İnanın ki böyle bir anlayış ilerde
çocuklarımızın hayatında temel taş vazifesi görecek ve pozitif bir etki
edecektir. Çocuklar dualarının kabul edilmesi için doğru bir kişiliğe
sahip olmaları gerektiğini anlayacaklar. Bunun için de kötü
alışkanlıklardan uzak duracaklardır. Bu anlayış çocukların hal ve
hareketlerine de büyük ölçüde etki edecektir.
Günümüze baktığımız zaman, insan, çocukların geleceklerinden korkar
oldu. Bu korku büyüklerde umutsuzluğa yol açıyorken, acaba çocuklarda
neye yol açıyor?
Çocukları kötülüklerden uzak tutacak iyi bir model olmadığı için çocukların kişiliği ve geleceği tehdit altındadır…
Dua nasıl olur da bu kadar büyük bit etkiye sahip olabilir? Duanın
etkili olabilmesi şu sorulara sağlıklı bir cevap verilebilmesi ile
mümkün olacaktır.
1- Dua kimden istenir, yakarış kimedir? Biz, istek ve ihtiyaçlarımızı kime arz ederiz?
2- Yalvardığımız kimdir? Hiç kimseden isteyemediklerimizi istediğimiz kimdir?
3- Yalvardığımız nasıl insanları sever? Bu sevginin derecesi/mihengi nedir?
4- Yakarışta bulunulan ile yalvaran kişi arasındaki iletişim nasıl
olmalıdır? İsteyen ile istekleri yerine getirebilen arasındaki iletişim
nasıl olmalıdır?
5- Kimlerin duaları kabul edilir?
Aslında duadan kasıt bu soruların cevaplarının öğrenilmesi veya öğretilmesidir.
Dua ederken Allah’ın onları dinlediğini öğrenen çocuklar, Allah’ın
duyduğunu ve O’nun duyma şeklinin bizim duymamızla bir olmadığının
bilincine de varacaklar. Çocuklar, Allah’ın onları sürekli gördüğü ve
duyduğunun farkına da varacaklar. Bu farkındalık çocuğa her zaman
kendini kontrol etme gücünü/yetisini de kazandıracaktır.
Ailelerinin vasıtasıyla bu soruların cevabını öğrenen çocuklar, sadece
duayı öğrenmeyecekler, aileleri tarafından sevildiklerini de
kavrayacaklardır. Bu olgu, çocukların bilinçaltında ‘değer bilme’
olgusunun oluşmasında da etkin olacaktır. Böylelikle ailelerinin onlara
değer verdiğini de öğreneceklerdir. Başka bir ifade ile dua; manevi bir
koruyucu ve sığınılacak liman niteliğindedir. Bu şekli ile dua; kul ve
Allah arasında sağlam bir bağ inşa eder. Kendilerine yakın ve dualarını
kabul eden Allah, çocuklara daha sevimli gelecektir. Dua, insanı pozitif
düşünceye sevk eder. Bu durumu kavrayan kişi, kendini bir ‘birey’
olarak görür. Çünkü Allah’ın onu dinlediğinin, muhatap aldığının farkına
varır. Bununda önemli faydaları vardır.
a) Çocuk, Allah tarafından dinlendiğini bilecek. Bu, onu isteklerinde
daha fazla dikkatli olmasına sevk edecektir. Bu bilme fikirlerine ve
hayal dünyasına da etki edecektir.
b) Kendini ifade etmede de etkili olacaktır. Çocuk, kendisini daha iyi ifade edebilecektir.
c) Yanlış olduklarını anladığı fikirlerde ısrar etmez. Kolay kolay yanlış fikirler ileri sürmez.
d) Sorumluluğun farkına varır.
e) Daima ümitvâr olur. Ümitli olduğundan daha rahat ilerler.
f) Sırtını dayadığı sağlam bir yer olduğunu bilir ve daha büyük umutların sahibi olur.
g) En önemlisi de çocuk yüce yaratıcısını sevmeye başlar ve Allah o çocuğun kalbinde yer tutmaya başlar.
Dua ve Başarı
Kişinin hayattaki başarısı ile dua arasında sıkı bir bağ söz konusudur.
Bazıları bu bağı anlamsız bulabilir. Fakat bu saydıklarımız bir araya
geldiğinde kişide özgüvenin oluşmasını sağlar. Kendisinde özgüven oluşan
kişi de başarıya daha kolay ulaşır. Özgüven başarmanın kilididir.
Dua, pozitif söylemlerin oluşmasında da aynı şekilde etkilidir.
Yaratıcısı ile konuştuğunun farkında olan kişi, bu farkındalık ile
konuşur, kelime ve söylemlerine dikkat eder. Her ağzına geleni söylemez.
Duanın Allah’tan istenildiğini bilen çocuk, Allah ile arasının iyi
olması gerektiğinin de farkına varır. O’nun rızası doğrultusunda hareket
eder. O’nun uygun gördüğü paralelde bir yaşantı sürer. Bu sebeple O’nun
yasakladıklarından, kötü saydığından uzak durur. Esasen hayatı bize
anlamlı kılan da rabbimizin istek ve emirleridir. Dosdoğru bir hayatın
kimseye bir zararı yoktur. Ancak yalan rüzgârının herkese zararı
olduğunu ve Allah ile peygamberinin yalandan sakınmayı tavsiye ettiğini
anlatmaya gerek olmadığı kadar aşikâr olduğu kanaatini taşıyorum. Çocuk,
bu anlayış ile yalandan da uzak durur. Yalan söylemeyen de
kötülüklerden uzak durur.
Nasıl mı?
Çünkü çocuk, kötülük yaptığında yalan söylemeden bu kötülüğü yaptığını itiraf edecekse, neden kötülük yapsın ki?
Dua, çocuklarda güven duygusunu yaratacağı için, çocuklar
güveni/güvenirliliği amaç/hedef edinecektir. Güvenilir ve özgüvene sahip
çocuk nasıl başarılı olmasın! Evet, çocuklarınıza nasıl ta çocukluktan
hayat ve geçim yollarını öğretiyorsanız, onlara nasıl dua edeceklerini
de öğretmelisiniz. En azında yeme, içme sırasında da olsa,
davranışlarımızla çocuklarımıza dua etmeyi öğretmeli ve hatırlatmalıyız.
Bence bu, hayatî bir gerekliliktir.
Unutmayın ki yüzünü Allah’a çeviren çocuk şükür duygusunun farkına
varır, Allah’ın onun yardımına varacağını bildiğinden/inandığından en
ürkütücü ve zor durumlarda da ümitsizliğe düşmez. Bu inanç ve şiar,
çocukları hayata ve iyiliğe daha yakın kılar. Dua hayatın anlamı ve
ibadetin çekirdeğidir. Kul olmanın göstergesidir. Kendinizi ve
ailelerinizi dua ile zenginleştiriniz.
Dua beklentisi ve Dua ile…
@/MBHedbi
bu yazım 25 Mayıs 2012 Cuma günü haberevet.com da "ÇOCUKLARINIZA DUA ETMEYİ ÖĞRETİN" başlığıyla yayımlandı: http://www.haberevet.com/yazar/20120525/8274/cocuklariniza-dua-etmeyi-ogretin.html