BÜYÜK BİR TAKDİRİ HAK EDİYORLAR
Her yaşın kendine göre bedeni, zihni ve psikolojik durumu ve buna uygun imkân ve zaafları olur.
İlerleyen yaşlarda öğrenilen/öğrenilmeye çalışılan bilgileri hafızada tutmak da, alışkanlığa dönüştürmek de zordur. Tıpkı Barış Manço’nun bir şarkısında “Yaz dostum, Su üstüne yazı yazsan kalır mı…” dediği gibi.
Çocukluk ve erken gençlik döneminde öğrenilenler ise hem daha iyi belleğe yerleşir, hem de daha kolay alışkanlığa dönüşebilir.
Mardin İl Müftüsü muhterem Enver Türkmen’in proğramın açılış konuşmasındaki ilk cümlesi de bu gerçeği ifade ediyordu; “Çocuklara öğretilen bilgiler ve değerler tıpkı bir taşa yazılanlar gibi kalıcı olur.”
Pazartesi günü (28 Mayıs 2024) AKM salonunda yüzlerce anne ve beraberindeki minnacık çocuklarının katıldığı etkinliğe katıldım; iyi ki katılmışım. Duygulandım, sevinç gözyaşları ve derin hissiyat içinde pür dikkat izledim.
Eğitim-kültür alanında arzu edilen yerde olmadığımız ve gençlik hususunda ideal olana ulaşamadığımız sitemi ve eleştirisi birçok kesim tarafında ifade dilmektedir.
Oysa iyi şeyler de oluyor!
* * *
Diyanet İşleri Başkanlığı 2013 yılından beri 04-06 yaş gurubu çocuklar için kurslar düzenlenmesi talimatını il müftülüklerine iletmiştir.
Buna binaen bu yıl Mardin’de, 04-06 yaş aralığında toplam 1890 çocuğun devam ettiği 90 Kuran Kursunun ortak mezuniyet etkinlikleri programı icra edildi.
Büyük salon, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere hınca hınç dolmuştu; programa ilgi yoğun ve sıcacıktı…
Yanına aldığı öğrencileriyle, her bir Kursun hanımefendi hocaları, program akışı içinde sahnede hünerlerini ortaya koydular; disiplin içinde, sevecen, nitelikli ve ustaca…
Bir Kursun öğrencileri ezberledikleri kısa ve özlü Arapça Türkçe duaları okudular. Bir diğeri, kısa namaz sürelerini okudu.
Öbürü, Çanakkale savaşını sembolize eden teatral gösteri yaptı. Ötekisi, minnacık semazenler olarak “sağ elini kaldırıp sol ellerini daldırarak” şeb-i arusu canlandırdı.
Bir diğer Kurs öğrencileri, Mardin’in yerel yemek, giysi, müzik ve folklorunu ortaya serdi. Reyhani de vardı, ımlebbes ve haşu’da vardı…
Minnacık çocukların beden ve çevre temizliği, kişisel hijyen, tabiata karşı duyarlılık, genel ahlak konusundaki sözleri ve hareketlerini yansıtan gösterileri izleyicileri duygulandırdı.
* * *
04-06 yaş gurubu çocukların psikolojileri, hassasiyetleri, kırılganlıkları ve duygu dünyaları özel bir ihtisas gerektiriyor. Bu yaşlarda olup bitenlerin çocuk üzerinde bir ömür kalıcı etkileri olabiliyor.
Diyanet de, bu hassasiyeti gözeterek, öğretmenlerinin tümünün en az dört yıllık İlahiyat Fakültesi mezunu ve pedagojik formasyondan geçmiş olmasını gözetiyor. Ayrıca, ders veren öğretmenlerin bu hassas yaş gurubunun psikolojik, fizyolojik ve sosyal durumuna dair konuları içeren özel eğitimlerden geçtiği ve sertifikalarının da bulunduğunu not etmek gerekiyor.
Diyanet tarafından verilen bu önemli hizmeti nedeniyle, bazı farklı hassasiyetleri olan insanların endişelenmelerine gerek olmadığı kanısındayım.
Müfredatını Milli Eğitim Bakanlığı ile uyumlaştırdıkları ve devletin ilgili kurumları tarafından denetlendiği ortadadır.
Diyanet’in Yaz Kuran Kursları, zaman ve imkânlar nedeniyle yeterli olmamaktadır. Bu açığı daha profesyonel ve daha kalıcı olan 04-06 yaş gurubu kurslarla ikmal etmesi çok gereklidir.
Bu kurslar sadece dini bilgi ve ahlaki tavsiyeleri vermekle kalmıyor; çocuğun sosyalleşmesine, temizlik ve çevre duyarlılığının oluşmasına, saygı ve sevginin edinilmesine, medeniyet ve ruh köküne sadakat gibi çok yönlü katkı sunuyor.
Bu nedenle her ailenin yüksünmeden ve güven içinde çocuğunu teslim edeceği bir imkândır bu kurslar. Bu imkânın geliştirilmesi ve hizmetin daha iyi seviyelerde verilmesi için Milli Eğitim, Gençlik Spor, Aile ve Sosyal ile Sağlık gibi ilgili kurumların dayanışma ve işbirliği içinde katkı sağlamaları gerekmektedir.
Ayrıca ilin/ilçenin sivil dinamikleri ve sivil toplum kuruluşlarının da maddi ve manevi desteklerini esirgememeleri elzemdir.
* * *
Proğramı düzenleyen ve icra edenlerin alışılagelen resmi, soğuk ve sekter atmosferin dışına çıkarak gösterdikleri cesaret ve duyarlılıkları ayrıca kocaman bir alkışı ve takdiri hak ediyor.
Sahnenin her tarafında Filistin görselleri vardı. Çocukların kıyafetlerinde, hanım hocaların aksesuarlarında, okunan şiir ve marşlarda Gazze ve Filistin duyarlılığı paylaşıldı.
Kanaatim şudur; İnsanlık vicdanının yırtıldığı bu ağır dram ve yürek infialinde, soykırımcı siyonist İsrail’in karşısında ve mazlum Filistinlilerin yanında duruş sergilemeyen her söz eksik ve her etkinlik anlamsızdır.
Kursiyerlerini bir öğretmenden öte, bir anne ve müşfik bir arkadaş gibi eğiten hanım hocalarımız özel bir iltifat ve teşekkürü hak ediyorlar. Sınırlı imkan ve mekan sıkıntısına rağmen ortaya koydukları bu performanslarının, daha iyi şartlarda vereceği semere de şüphesiz daha bereketli olacaktır.
Editör: Kadir Üründü
Ziyaretçi
29.05.2024 / 10:37Diyanet de, bu hassasiyeti gözeterek, öğretmenlerinin tümünün en az dört yıllık İlahiyat Fakültesi mezunu ve pedagojik formasyondan geçmiş olmasını gözetiyor.bence gözetmiyor lise mezunu bu çocuklara eğitim veriyor