Bunlar Papatya Değil!...

KÖŞE YAZISI

Bir zamanlar rahmetli Özal’ın eşi Sayın Semra Özal, etrafında kümelenen birkaç bayanla bazı hayır işlerine kalkışmıştı. Ancak etrafındaki sosyete güzelleriyle yapmış olduğu bu icraatlar, halkın nezdinde pek bir değer bulmamış hatta tam aksine “Papatyalar” yakıştırmasıyla alay konusu bile olmuştu. “Papatyalar” yakıştırmasının altındaki nedeni biliyorum diyemem. Ancak bu ekip tarafından yapılan işlerin süreklilik arz etmemesi ile bu çiçeğin ömrünün kısa olması arasındaki bir ilişkiden kaynaklanmış bir yakıştırma olabileceğini tahmin ediyorum.

Gelelim konumuza!

Dört beş aydan bu yana ve hemen hemen her hafta, ortak arkadaşlar üzerinden facebook ve twitter adresim üzerinden yansıyan çalışmalar var. 

İlk gördüğümde gelip geçici bir ego tatmini olabileceğini düşündüğüm bu çalışmaların zikrettiğim zamandan şimdiye kadar hız kesmeden devam etmesine yine sosyal medya üzerinden tanık olmam, ilk düşüncemden uzaklaştırdı beni. Ve tabi ki Mardinimiz ve Mardinimizin insanı için yapılan her yanlışı yazdığım gibi her doğruyu da yazan bir gazeteci olarak yapılan ve yapılmakta olan bu güzel şeylere de duyarsız kalamadığım için kalemime sarılıp yazmam gerektiğini düşündüm yine. 

Gülseren Yaman!

Bir hukukçu olan ve halen EPDK’da çalışmakta olan Gülseren Hanım, tüm hafta sonlarını Mardin’de geçiriyor. Aile Sosyal Politikalar Müdürlüğü, Valilik Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, muhtarlıklar ve çeşitli hayır kurumlarından elde edilen verilerin verdiği bir istikametle kah yoksul aile ziyaretleri, kah işsiz gençlere ön ayak olma çalışmaları, kah yaşlı ziyaretleri, kah engelli vatandaşları ve sayamayacağım bir yığın iyi şeyin içinde olduğunu görüyorum.  Bu iyi şeylerden sosyal medyaya yansıyan fotoğraflara uzun uzadıya dikkat ettim. Uzun yıllardan beri fotoğraflarla haşir neşir olan bir gazeteci olarak ifade etmeliyim ki bu fotoğraflardan yansıyan duygulardaki samimiyet, beni bu yazıyı yazmaya itti.

Gülseren Yaman’la başladım ama bu iyi şeyleri beraberce yaptığı hanfendiler de var tabi ki;

Ceyda Bölünmez Çankırı başta olmak üzere,

Berna İzcan,

Canan Miroğlu,

Esra Dündar, 

Emine Pekcan.

Bu saydığım takdire şayan isimler, siz değerli okuyucularıma tanıdık gelebilir. Milletvekilimiz Ceyda Hanım’ı saymazsak eğer hiç şüphesiz ki diğerlerini sizlere tanıdık kılan şey, eşlerinin kim olduklarıyla ilgilidir ama sosyal medya üzerinden bana ve benim kalemim üzerinden bu sayfaya yansıyan fotoğrafta eşlerine bir yer bulamadım. Zira dört-beş aydan bu yana izlediğim fotoğraflara sizler de bakarsanız;  yaptıkları çalışmalarda ortaya koydukları şeyin yürekleri olduğunu, yüreklerinin derinliğinde yatan insan sevgisi olduğunu sizler de görürsünüz.

Evet, bunlar papatya değil. Fotoğraflarda gördüğüm yüreklerin güzelliği de papatyaların ömrü kadar kısa gözükmüyor. Hız kesmeden devam eden çalışmalarınızın aynen sürmesi dileği ile;

Teşekkürler Gülseren Yaman, teşekkürler Ceyda Bölünmez Çankırı, teşekkürler Berna  İzcan, teşekkürler Canan Miroğlu, teşekkürler Esra Dündar, teşekkürler Emine Pekcan.…