Bu Kavga Bizim Ama Bu Hesap Bizim Hesabımız Değil.!
Bundan önceki yazılarımda “Bu Fitne Maya Tutmamalı” demiş, makul ve gerçekçi bir çözüm yolu bulunamadığı takdirde, ağır tempoda başlayan suçlamaların zamanla yerini en akıl almaz suçlamalara bırakacağından bahsetmiştim.
Makul çözüm gecikti ve ülke kan kaybetmeye devam ediyor.
Kiralık kalemşörler, kaleden kaleye atışlarını fütursuzca yapmaktan çekinmiyor ve kaledeki ar perdesini dahi yırtmaya kalkıyorlar.
Bu da tatmin etmemişçesine üretime sokulan yepyeni senaryolar havada uçuşturuluyor.
Akıl almaz iftiralar ve bu iftiralarla toplulukları galeyana getirenler..
İftiralara mukabelede bulunanlar ve bu fitneyi daha da alevlendirenler..
Daha dün bir aradayken hangi açığını bulurum diye ümidini eski yazı arşivlerine bağlayanlar.
Yaşananlar sanki gerçek değil de bir tiyatro sahnesi veyahut icra edilen önemli bir sanat…
Öyle ki, karşısında taraf diye gördüğü kesimi, kendi kendisi hakkında ürettiği yalanlarla tuzağa düşürüp sonra da bunun aslı olmadığını ilan edecek kadar dahiyane bir sanat..
Ve bu sanatın önemli bir seyirci kitlesi…
Bir at yarışı izlercesine zevkten dört köşe olmuş elitler..
Veyahut hipodromda ölesiye dövüşen iki kişiye iddia bileti almış beyaz adamlar..
Şahsi gelecek kaygısını ülke çıkarlarının üstünde gören kesimlerin kural tanımaz maçında 10 yıllık emeğin ürünü kazanımların tehlikeye girmesini beklerken keyfi bir kat daha artan savaş çığırtkanları..
Freni patlamış arabaların şiddetli çarpışmasında ülkenin son yıllarda dışarıya karşı yeniden elde etmeyi başardığı itibarın azaldığını gören ve bu itibarın sıfırlanması için iştahı daha da kabaran fitne oburları..
Masumları tasfiye etmeyi, çoğalan leş kargalarını tasfiye etmeye tercih edenlerin sebep olacağı ekonomik istikrarsızlığı şimdiden dişlerini bileyen eski leş akbabası haramzadeler..
Ve makul ve gerçekçi bir çözümü aramaktansa ha bire birbirini yiyen bizimkiler..
**********************************
28 Şubatın ıstırabını yakinen yaşamış birisi olarak 18 Aralıkta yazdığım yazıda şahsi uyarımı net yapmıştım.
Bu kavga bizim ama bu hesap bizim hesabımız değildir.
Bu hesap Ortadoğu’da önemli bir güç haline gelen Türkiye kalesini yeniden elde etmeye çalışan küresel aktörlerin hesabıdır.
Bu, hesabı gerçekleştirmeye yönelik bir senaryodur ve bu senaryoda bize biçilmiş rol “Akparti ve Cemaat arasındaki büyük mücadele” emziğinden başka bir şey değildir
Hırsızlık mı var? Hz. Peygamberin ifadesi ile “hırsızlık yapan kızım Fatıma bile olsa hiç acımadan elini keserim” de ve kangrene dönüşmesine izin verme..!
Haksızlık mı var? Hz. Peygamberin ifadesi ile “Haksızlık karşısında elbette susup dilsiz şeytan olma” ve akşamcıların hesabıyla birleştireceğine haksızlığı yüzüne haykır..!
Meseleni kendi aranda halledecekken küresel aktörlerin operasyonlarına sessiz kalmak suretiyle başrole oturup fitneyi körükleme..!
Veyahut memleketin akil köşe kapıcısı gibi küresel aktörlerin yaptığı her operasyonun altındaki imza sahibinin ismini kulağına ezan okuyup isim koyarcasına hemen koyma..!
Acil çözüm, makul çözüm ve bir an önce iletişim demiştim.
**********************
An itibarıyla sonuç ne mi oldu?
Maalesef ki, fitnenin sona ermesini kendi sonları bilen, fitnenin bitmesini gelecek menfaatlerinin bitmesi olarak hesaplayanların diretmesi yüzünden emzik olmaktan çıktı ve bu yollarda beraber yürüyen insanların birbirini zehirleyececeği şiddette tarafgirliğe dönüş(türül)dü.
Kimilerine göre cemaat kaybediyor. Kimilerine göre hükumet kaybediyor.
Cemaat kim?Aynı camide secdeye eğildiğiniz, aynı ülkenin ve ümmetin selameti için dua ettiğiniz, bir kısmıyla aynı evde veya apartmanda aynı merdivenden çıkıp aynı havaya soluduğunuz, bir kısmı ile Ak partinin çeşitli kademelerinde beraber bulunduğunuz insanlar değil mi?
Hükumet kim? Aynı camide secdeye eğildiğiniz, aynı ülkenin ve ümmetin selameti için dua ettiğiniz, bir kısmıyla aynı evde veya apartmanda aynı merdivenden çıkıp aynı havaya soluduğunuz, bir kısmı ile cemaatin mütevelli heyetlerinde beraber bulunduğunuz insanlar değil mi?
Bizatihi samimi bir uyarı olarak sosyal medyada paylaştığım “Bu Fitne Maya Tutmamalı” ifademden rahatsızlık duyan (sırf fitneye odun taşımamak adına isimini anmayacağım) kamuoyunun yakından tanıdığı birkaç ismin hakkımda başlattığı spam (engelleme) kampanyasını yaşamış birisi olarak son sözüm, böylesi uyarılardan hazzetmeyen mabeyni hümayun(lar)a değil, bu huzursuzluğu asgari zararla atlatmak ve ülkenin gidişatını yeniden olumluya çevirmek isteyen samimi yetkililere ve ülke sevdalılarına olsun.
Toptancı zihniyetle yapılan saldırıların sonucu kazanç değil, kayıptır.
Bu kayıp, Hem cemaat, hem hükumetin kaybıdır.
Bu kayıp özellikle masumların arada ezileceği top yekûn bir kayıptır.
Esas kayıp ise bu güzelim ülke ve bu ülkeye yüzünü dönmüş, umut bağlamış dünya Müslümanlarının kaybıdır.
Sağlıcakla kalın
USTAD 27.01.2014