Bir seçimi daha geride bıraktık..

Gerek ülke genelinde ve gerekse Mardin özelinde ortaya çıkan sonuçlardan alınması gereken dersleri seçime giren partiler almalıdırlar.
Ben seçimin
sonuçlarıyla ilgili tahliller şimdilik yapmayacağım ancak seçim sonucunun
şekillenmesi ve ertesinde sosyal medyada yapılan paylaşımlar üzerinde duracağım
biraz.
Üzüntüyle takip ettiğim bu paylaşımlardan birkaç tanesini sunmak istiyorum şimdilik.
“Şu an kendimi; yarısına (yarıyı geçkin) kadar dolu büyük bir açık
hava ahırında davarlarla iç içe yaşıyor hissediyorum..”
“Yarından itibaren ağlayan çiftçi, işçi, memur, esnaf, emekli görürsem
Allah daha beter etsin diyerek ağlama duvarı olan İsrail’e gidin oraya ağlayın
diyeceğim. Küfür etmeyeceğim. Anlayan anlamıştır.”
“Geri zekalıya anlatır gibi anlatayım; devletin yaptığı yollar, parklar,
hastaneler, köprüler, metrolar vs. devletin yapmakla yükümlü olduğu asli
görevidir halka lütuf olarak sunamazsınız. Yemek siparişiniz eve gelince yemeği
getiren firma “sayemde aç karnınız doydu” diyor mu?”
“Kocasından her gün dayak yiyip, olsun yine de o benim kocam diyen kadın
gibisin Türkiye.”
“Dün AK Partili birinin belki oy’unu değiştiririm diye çaba gösterdim. En
son Berat. Albayrak’ın uzaya yol yapsak inanırlar yazısını okutup, bak burada
adam resmen size geri zekalı, diyor dedim. Yazıyı okuyup burada geri zekâlı
yazmıyor ki, dedi.”
“Celladına aşık olmuşsa bir millet, ister ezan ister çan dinlet. İtiraz
etmiyorsa sürü gibi illet, müstehaktır ona her türlü zillet. (Ömer Hayyam)”
Değerli okurlarım,
Seçim öncesinde olduğu gibi seçim sonrasına da sarkan bu tip paylaşımlar
herkesin ve her kesimin hemfikir olduğu düşünce özgürlüğünü sekteye uğratmakta
ve insanlar üzerinde örtülü bir mahalle baskısının oluşmasına neden olmaktadır.
Zira bu tip yaklaşımlardan dolayı insanlar, sahip oldukları fikirleri en
yakınlarına bile söylemeye çekinmektedirler. Bu tip yaygaraları yayarak halk
üzerinde etkili olmaya çalışanların şunu çok iyi bilmesi gerekir ki;
Hiç kimse oy’unun renginden dolayı hain olarak ilan edilemez.
Hiç kimse oy’unun renginden dolayı dinsiz kafir olarak nitelendirilemez.
Hiç kimseye oy’unun renginden dolayı aptal denilemez.
Hiç kimse oy’unun renginden dolayı koyun olarak gösterilemez. Ülkeyi dayak
yiyen ve yediği dayağa razı olan kadına benzetenler,
Ülkeyi açık hava ahırına benzetip içinde yaşayanların yarısından fazlasını
davara benzetenler,
İşçiyi, çiftçiyi, esnafı, memuru, emekliyi ağlama duvarı olan İsrail’e
gönderenler, İnsanlara geri zekalı muamelesi yapanlar,
Ve sonuç olarak kendileri gibi düşünmeyen nüfusumuzun yarısını aşan bir
kitleye “Ömer Hayyam” sözleriyle göndermeler yapanlar şunu çok
iyi bilmelidirler ki kendilerinin de mensubu oldukları bu milletin aşık olduğu
bir celladı yoktur ve bu millet aptal da değildir.
Bu millet, doğusuyla da batısıyla da ne yaptığını aslında çok iyi biliyor,
bilmektedir de.
Bu millet 90 yıllık cumhuriyetimizdeki geçmiş ile günümüz arasındaki
farkları çok iyi bilmektedir. Son dönemlerde kendi yaşam alanlarında hizmeti
hissetmeye başlayan bu milletin lafazanlıklara karnı toktur ve kendisini davara
benzeten davarlara da pirim vermemiştir. Kendisini hain, kendisini, kafir,
kendisini koyun olarak niteleyen gafillere de en güzel dersi sandıkta
vermiştir. Umarım ki milletin verdiği bu dersten, kendileri gibi düşünmeyenlere
“koyun, kafir, hain” diyerek göndermeler yapanlar da faydalanır.
Sonuç olarak diyeceğim o ki;
Bu millet koyun, hain, kafir, aptal değildir. Bu millet kime oy verirse
versin. Sonuç ne olursa olsun. Bu güzel ülke için hayırlısını dileyebilme
erdemliğine sahip olmamız gerekiyor. İşte bunu başarabilirsek hepimiz kazanırız. Seçimlerden
çıkan sonuçların tüm milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor saygılar
sunuyorum.