Bir Ödüle Gıptayla…
Her işin
hassasiyeti, her görevin çekilmez yönleri, her mesainin insanı yıldıran
anlarıyla dolu günümüz dünyasının sanal ve gerçek ortamında; her mesleğin
kendine göre olan zorluğu, o mesleği icra eden kişilerce zaten anlatılıp dile
getirilir.
Lakin tüm
bunların arasında gazetecilik; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile
kurumunun temel dayanaklarını kollayarak yaşadığı ortama duyarlı olmayı
gerektirdiği kadar, çağımızın sorumluluk isteyen taleplerine katkıda bulunmayı
gerektiriyor.
Şahısları,
kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren ve müfteri konumuna
getirmeyecek hassasiyetle kişiselleştirmeden toplum faydasına sunabilmek, zaten
başlı başına bir marifet.
Üstüne birde
habercilik sanatının ince motiflerini; kalemini bir tığ gibi kullanıp dantel
şeklinde, el emeği göz nuru kadar zihin jimnastiğiyle eşleştirerek, senkronize
halde insanların kendi özgün bakışlarının değerlendirmesine sunmak, usta bir
aşçı maharetinin becerilerini de taşımanız anlamına geliyor.
İşte bu
incelikler eşliğinde; suya sabuna dokunmadan, toplumsal yaralara parmak
basmadan, çoğu olumsuzluğu görmezden gelerek toplum vicdanı olmayı bırakıp
halkın duyarlılığını göz ardı etme kolaycılığına kaçmadan, Mardin ve ona ait
coğrafyayı haber ve köşe yazılarıyla dile getiren Sevgili Kadir Üründü’nün
aldığı ödülü es geçmemek, şahsi kanaatim.
Hiç
kimsenin, hiçbir kuruluşun, hiçbir derneğin ve dahası hiçbir partinin gazetesi
değiliz, dahası tarafız ama Mardin’den taraf derken, Dandini Dandini Dastana…
Geçmiş
yıllarda yaşanan olumsuzlukların azalması noktasında sırtında parkesi ayağında
botuyla karla mücadele eden ekip ve o ekip başını anlatırken, Kardan Adam Değildi…
“Mardin’in
şansı da kaderi de köydür! Mardin’in sahibi yok nidalarına karşılık olarak bu
şehri sahiplenenlere ve şehrin olmayan sahipleri ile sahip çıkmak isteyenlere
atfen, Mardin de İmar ve Trafik…
Mardin de
hayvan barınağı var ama ne çocuklar ne de kadınlar için bir sığınma evi yok
tespitiyle, doğudan batıya sokak çocuğu konusunda ihracat şampiyonuz
söylemiyle, Sokak Çocukları’mızzz…
Çarşıdan
onca uzaklıkta olan bir hastanede bir yığın çekişme ve zıtlaşmanın dışında,
hasta yakınlarının temel ihtiyacını gidermesi beklenen bir kantinin dahi
olmamasını dile getiren, Sağlıkta Çözüm Mü, Şikayet Mi?
Dünyanın en
uzun adamı olan Sultan Kösen için kaleme alınan ve Mardin’in yaşayan bir değeri
olan, Mardin’in Sultan’ı Var…
Yazı, gözlem
ve tespitlerin altında imzası olan…
Haa hazır
daha tazeyken…
Bir de
Mardin’in sorunlarına hakim, ülke bazında ödüllü bir de gazetecisi var…
Bu ince
elenmiş ve sık dokunmuş yazılar arasında her ne kadar övgüyü yeren, en küçük
iltifatı bunun arkasında ne yatıyor diye değerlendirip, bu duruma mazhar olanı
kıskançlık ve kibrin cenderesine düşer diye, beni eleştirecek olanlar olsa da…
İçten
pazarlık, hadi ufak diyebileceğimiz minik kıskançlıkla(buna kendimi de katarak)
karşılayabileceklere nispet yaparcasına…
Marifet
iltifata tabidir söyleminin ışığında…
Mardin’in
Sultanı dışında; şimdi ciddi ve ödülle tescilli bir de gazetecisi var diye
tanımlamama müsaade etmenizi umuyor…
30.Yerel
Medya Özendirme Yarışması Köşe Yazarı Kategorisinde, ülkede en iyi köşe yazarı
seçilen ve ödülünü Sayın Başbakanın elinden alan…
Sevgili
Kadir Üründü’yü, gıptayla yürekten kutluyor..
“Çarıklı
Profesöre Veda” yazısını bir kez daha okuyarak…
Geçmiş değerlerimizi bir kez daha yad ediyorum…