Bir Mevlidin Hatırlattıkları
Mevlid Merhum Mehmet Aydın’ın bahçeli evinde okundu, hayrına yemekler verildi. Yaklaşık on yıl önce vefat eden mevlidi oğulları geleneksel hale getirmiş. Her yıl Haziran ayında bu mevlid okutulmakta. Hayırlı kadiri şinas evladları tarafından okutulan mevlidi Allah Kabul etsin!...Hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Dedim ya bir çok özelliği olan bu mevlide Isparta ve Urfa’dan da katılanlar vardı. Merhum Mehmet Aydın Hoca, Saidi Nursi ya da Saidi Kürdi’nin Mardin’de ilk ve sayılı talebelerinden biriymiş aldığımız bilgilere göre. Bu anlamda mevlidinde Isparta Kahramanları olarak tabir edilen cemaaatın önemli ve emektar simaları hazır bulundu. Keza Urfa’dan gelenler de aynı özellikleri taşımaktaydı. Kızıltepe’den de sayılı şahsiyetler mevlide hayırı paylaştılar.
Isparta ve Urfa’dan gelenler için mevlidin organizasyonu bakımından bir protokol oluşturuldu. Ses düzeni ve kamera çekimi de gerçekleştirildi.
Bir çok yönüyle olumlu değerlendirebileceğim bu mevlidin içeriğine bazı eleştirilerim söz konusudur. Hayrına verilen bu mevlide gölge düşürmek istemiyorum kesinlikle.
Bir defa mevlid boyunca anlatılanların yanı sıra Saidi Nursi ile ilgili olarak bizlere bir şey de hatırlatıldı. Örneğin Saidi Nursi/Kurdi’nin Kürtlerle ilgili birçok teşhis ve tespiti söz konusudur. Bu görüşlerinin Münazarat adlı eserinde toplandığını biliyoruz. Ustadın yaşamı boyunca Kürtçe konuştuğunu bu konuyla da ilgili olduğunu en iyi talebeleri bilir. Yine Kürt Sorununun çözümü amacıyla Medresetü’z Zehra adlı bir Barış Projesi’ni Abdülhamit Han’a sunduğu da bilinen bir gerçek.
Elimde Nesil Yayınları arasında çıkmış İsmail Çolak’ın Kürt Meselesi’nin Açılımı-Saidi Nursi’den Teşhis Ve Çözümler adlı eseri bulunmaktadır. Bakın İsmail Çolak, Abdulkadir Badıllı’nın Mufasal Tarihçe-i Hayat C.1 s.184’e atfen bir üniversite olarak kabul edilen Medresetü’z Zehra adlı projesiyle ilgili olarak neler demektedir:
“Bu üniversitede hem Arapça, hem Türke hem de Kürtçe eğitim verilmeli, eğitimde hem modern ilimler hem de din ilimlerle birlikte okutulmalı, akıl ve kalb ikilisi beraber hareket etmeli, kafa ile birlikte vicdanlar da eğitilmeliydi. Bediüzzaman’ın bu mevzudaki tespitleri aynen şöyleydi:
Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit birincisinde taasup, ikincisinde hile ve şüphe tevellüd eder.”
Bu proje için yukarıda belirttiğim gibi Sultan Abdülhamit’le 1908’de görüşür. 31 Mart Olayı patlak verince sultan tahttan indirilir, proje gerçekleşmez. İşin peşini bırakmayan Saidi Nursi daha sonra Sultan Reşad’a açmış projesini. Bu kez de Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi sonucu temelleri Van-Edremit’te atılan bina tamamlanmaz. Son olarak projesi için Mustafa Kemal ile görüşen Saidi Nursi söz almasına rağmen her şey kağıt üzerinde kalır ve böylece bu devasa ve tarihi çözüm içerecek olan bu proje, tabiri caizse güme gider.
Görüldüğü üzere düşünce ve projelerini hayata geçirmek isteyen Saidi Kürdi her türlü zorluğu göğüsleyerek deyim yerindeyse kapı kapı dolaşır ve mücadele eder. Ancak verilen mevlid dolayısıyla hatırladığımız husus şu:
Mevlid protokolündeki zatlar bütün dualarını Türkçe ve Arapça okudular. Tek bir Kürtçe kelime kullanmadılar. Yıllarca susuldu bu konularda. Aslında susanlar sadece Saidi Kurdi’nin ardılları değildir elbette Kürt Sorunu konusunda. Kürt Halkının nezdinde örgütlenen bütün dini anlayış ve cemaatlar yıllarca Kürt gerçeği konusunda ellerini taşın altına sokmadılar veya gerçekleri gizlediler. Bu yaklaşımlarını belki bazı dönemlerde anlayışla karşılayabilirim ama günümüzde bu gibi gerçeklerle yüzleşmemeleri aklımıza ‘Acaba samimi değiller mi?’ sorusunu getirmektedir. Otuz yılı aşkındır devlete karşı silahlı mücadele veren Abdullah Öcalan’ın görüşleri medyada ve siyasi zeminlerde tartışıldığı bir dönemde hala tarikat ve cemaatlar Kürtlerle, Kürt halkının değerleriyle ilgili olarak ketum davranmaları bizlere uyarı ve haklı eleştiri hakkını vermektedir.
Tekrar olarak belirteyim ki mevlidi verenler ve mevlide katılanların hayırlarını Allah Kabul etsin diyor ve saygılarımı sunuyorum. (kiziltepepost.com)