BİR GENÇLİK GERÇEĞİ (YA İHYA-YA İMHA)
İhya edemediğimiz bir neslin koskoca bir toplumu imha ettiğinin farkında mıyız?
En ürkütücü gelişmelerin temelinde gitgide saygısız ve sabırsız bir gençliğin toplumda hâkim konuma gelmesidir. Önümüzdeki yüz yılın toplumunu oluşturacak gençlerimiz arasında alabildiğince saygısızlığın, tembelliğin, merhametsizliğin yayıldığını endişeyle izliyoruz, izlemekteyiz.
Kolay kazanma hırsı, asi ve öğüt dinlemeyen yapısı, büyüklerini dikkate dahi almayan, aşağılayıcı tutum takınma hali ne yazık ki gençlerimiz arasında hızla yayılmaktadır. Bu yapısı ile bu gençliğin, toplumu ihya etmesi asla düşünülemez. Ne yazık ki bu anlamda başta ebeveynler olmak üzere, sivil toplum kuruluşları, sosyal medya, yazılı ve görsel basın ile sanatçılar ve diğer tüm rol model durumdaki herkes bu suçumüştereken işlemektedirler.
Sosyal medya fenomenleri (!), dizilerdeki meşhur karakterler(!), ebeveynlerin davranışları, sistemin çürük tarafları gençliğimizi bitirme noktasına getirmiştir. Hâlbuki hepimizin yakinen bildiği ve sürekli tekrarladığı “Nesli ihya etmeden, toplumu ihya edemezsiniz” sözündeki gerçeklik tokat gibi yüzümüze çarpmıyor mu?
Gün geçmiyor ki şiddete bulaşmış bir gençlik haberine tanıklık etmeyelim. Gün geçmiyor ki merhametsizliğin en acı şekilde ortaya çıktığı bir gençlik haberini okumayalım.
O halde hepimizin en güçlü şekilde bu konuyu gündemimize alma zamanı gelmedi mi? Hepimizin birinci öncelikli görevi gençlerimizi bu bataklıktan çıkarmak değil mi? Ya da en azından bu bataklığa sebep yolları bir bir kapatmamız gerekmez mi?
Acaba ebeveyn olarak veyahut toplum ve millet olarakevlatlarımızdan daha değerli varlıklarımız var mı? Bu durumu birinci gündem maddemiz yapmak için daha neler olması gerekir ki?
Önce ebeveyn olarak aile yaşantımızı düzeltmek sonrasında tüm aktörler bir araya gelerek bu soruna çözüm bulmamız noktasında hemen şimdi harekete geçmemiz gerekir.
Madde ve teknoloji bağımlılığı sorunun başını çekmektedir. Aile içi şiddet, örf ve ananelerimize aykırı şekilde çekilmiş televizyon dizileri, aykırı sosyal medya fenomenlerine en üst perdeden gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. Trafik, kafe ve diğer sosyal alanlar için gençlerimizi eğitici çalışmalara başlanmalıdır. Trafikte en ufak hata tartışma ve ölüme sebep olmamalı, kafeler gençler için kabalık ve vurma kırma yerleri olmamalıdır.
Başta sabır ve şükretmeyi öğretmeli sonrasında olaylar karşısında sükûnetini koruma eğitimi ve desteği sağlanmalıdır. Belediyeler, gençlik merkezleri, sivil toplum kuruluşları, devletin diğer kurumları gençler için cazibe üsleri haline getirilmelidir. Buralarda gençlerimizin daha çok vakit geçireceği, onları daha çok buralara bağlayacak alanlar oluşturulmalı ve bu manada seferberlik ilan edilmelidir. Tabiri caizse resmi alanlar, özel alanlara oranla gençleri daha çok cezbetmelidir.
Toplumda saygı, merhamet, sevgi gibi değerlerimizi sevdirecek çalışmalar, etkinlikler yapılmalı; geçmiş ile gelecek arasında güçlü bir köprü kurulmalıdır. Gerekirse her ortamda ve platformda geçmişte yaşamış, toplumca sevilen aktörlerin hayatları örnek seçilmeli ve gençlere bu hayatlar bol bol izlettirilmeli anlatılmadır.
Duraklara, kafelere, kahvehane ve diğer toplu alanlara gençlerimizin ilgisini çekecek kitaplar konulmalı, belediyeler ve sivil toplum kuruluşları gençlere yönelik daha çok etkinlikler düzenlemelidir. Yaşlıları ziyaret, hasta ziyaretleri, bayramlaşma etkinlikleri, taziye ve düğün merasimlerini adabınca teşvik edilmeli ve bu konuda kamu spotları oluşturulmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, her gün biraz daha ihmal ettiğimiz bu gençlik imar etmeye çalıştığımız koca dünyayı yakıp yıkacaktır. Özetle gençliği ihya etmeden ne toplumu ne de dünyayı asla ihya edemeyeceğiz. Harekete geçilmeli ama hemen şimdi.
Dua ile
X/ @muratdogan7735
Instagram/77doganmurat
Editör: Mehmet Nezir Güneş
Ziyaretçi
02.01.2025 / 14:12Çok önemli ve hassas bir konu, yetkililerin bir an evvel gençlerimize sahip çıkmaları gerekir.