bir dakika

Başka nasıl anlatayım? İngilizce mi söylesem? En iyisi bildiğimiz bir dil olsun. Tekrar “bir dakika” olsun.
Daha üzerinden bir yıl geçmeden Kaddafi’den “Kaddafi İnsan Hakları Ödülünü” alacaksın, sonra Libya vurulmayacak diyeceksin, bu yetmeyecek NATO’ya “Libya’da ne işin var?” diye soracaksın. Buraya kadar her şey tamam. Sonra Sarkozi ağzında sakızla Türkiye’ye geldi. Bu bir hakaretti. Tartışılacak bir şey yok. Hakaret her yerde hakarettir. Bu konuda tecrübeliyiz. Daha kaç yıl evvelden kalma Bülent Ecevit’in Clinton’un karşısında hazıroldaki fotoğrafı akıllarda. Tabi bu defa bir fark vardı o da Melih Gökçek ağzında sakızıyla Sarkozi’yi uğurladı. Bu intikam birçok kişiyi kanatlandırdı. Ama Sarkozi’nin intikamını kimse hesaba katmadı.
Fransa yanına İngiltere’yi ve Amerika’yı alıp Libya’yı vurduğunda Türkiye’yi takmadı. Daha Türkiye ne oldu diye sağına soluna bakarken Fransa Libya’nın köprülerini ve caddelerini vurdu. Bu defa 180 derece dönen Türkiye oldu, NATO girsin diye ısrar eden Türkiye oldu, ama Sarkozi Türkiye’yi yine takmadı. Paris toplantısına bile davet etmedi.
Gerçi bir bu eksikti. Maazallah bir de davet edilseydik ne olurdu? Nasıl anlatacaktık bu durumu? Buna rağmen Türkiye bu koalisyonda yer almak için elinden geleni yaptı. Daha tezkere meclise gelmeden 2 gemimiz Libya açıklarında bekliyordu. Yani bu tezkere kesinlikle geçecekti. Geçmese “ne arıyor bu gemilerimiz Libya açıklarında?” diye biri sorardı. Bu tezkere bana bir oyundan başka bir şey değildi gibi geliyor.
Şimdi biz de bu koalisyonun bir parçasıyız. Aslında Türkiye’nin neyin parçası olduğun tam bilmek gerekir. Koalisyon dediğimiz şeyi Fransa İçişleri Bakanı Claude Gueant “Haçlı seferi” olarak tanımlıyor, üstelik de Sarkozi’nin buna önderlik ettiği için Tanrı’ya şükrediyor.
Kimse Türkiye mecbur kaldı demesin. Hiçbir devlet hiçbir şeye mecbur değildir. Mecburiyet bağımlılıktır, oysa devlet bağımsızlık demektir. Yok eğer söz konusu “Ahde Vefa” ise Almanya’ya bakın ve ders alın. Katılmıyorum dedi ve katılmadı. Bu devlette kararlılıktır. “Ben Müslüman’a silah çekmedim” diyebilirsin ama ya biri “sen Müslüman’a silah çeken haçlı ordusunu destekledin” derse ve bu “aynı kapıya çıkmıyor mu?” diye sorarsa ne cevap vereceksin?
metin ulusoy
27.03.2011 / 11:48hocam çoğuna cevap yazmak için okurum, ama sizi dinlemek için okuyorum.<br>çizginizden ödün vermeden yazmanızı diliyorum.
ali karagöz
26.03.2011 / 15:46hocam türkiye bu kadar fena hale mi düştü.<br>artık türkiye gerçekten avrupalı görebilir miyiz?
ferah
25.03.2011 / 23:31hocam yazınızı çok beğendim. benim merak ettiğim bu sürek daha ne kadar devam edecek ve türkiye bundan ne kazanacak?
mehmet şimşek
25.03.2011 / 20:49hocam bu yazınız bir öncekinden daha vurucu.<br><br>böyle yazmayı devam etmenizi diliyorum.
ali ozay
25.03.2011 / 09:42haklısın hocam <br>almanya bile daha onurlu çıktı.<br>ahde vefa demek ki almanlara daha çok yakışıyormuş<br>utanmalıyız kendimizden, müslüman geçindiğimiz için, duyarsız olduğumuz için ve de en onemlisi bize yıllarca destek olan bir ülkeyi arkadan vurabildiğimiz için
hatice kurtaalan
25.03.2011 / 07:50hocam çok beğendim<br>keşke diğer yazarlar da böyle hakikati yazarete sahip olsaydılar.<br><br>yazılarının devamını dilerim