Beyt ul Amara
Kürtler, Nisan ayında iki kutlama birden gerçekleştirdiler: Seçimden elde edilen başarı ve Abdullah Öcalan’ın doğum yıldönümü.
Bu sene PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 65.ci doğum günü Kürtler tarafından kutlandı. Bu kutlama bilindiği üzere pastalı-mumlu kutlama şeklinde olmadı; yaklaşık on yıldır otobüslerle kadınlı-erkekli-çocuklu Kürt illerinden ve batı metropollerinde yaşayan Kürtler kitlesel olarak Urfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Abdullah Öcalan’ın doğduğu Amara Köyü’ne doğru hareket ediyor ve doğum günü olan 4 Nisanda buluşuyor. İlk yıllarda yol boyu aşırı kimlik kontrolleri ve devlet tarafından alınan sıkı güvenlik önlemleri hiç kimseyi bezdirmedi, yıldırmadı. Hatta kimi yıllarda yaşanan ölüm olaylarına rağmen bu yolculuk devam etti ve devlet de süreç içerisinde aldığı sıkı tedbirleri bir kenara bıraktı. Sonuçta Kürtler bunu da hanelerine kazanım olarak yazmayı başardılar. Belki de gerçekten bu böyleydi…
Ben şahsen bu yolculukta hiç yer almadım; ama giden eş-dost- akraba veya konu-komşudan yaşananlarla ilgili izlenimlerini dinliyordum. Bu sene de Amara’da yaşananları, yolculukla ilgili yaşananları sordum, soruşturdum: Anlatılanları kısaca özetlersek,
“Önderlerine bağlılık ancak bu kadar olur. Öyle bir bağlılık ki psikoloji bilimi mevcut yöntem ve teknikleriyle bunu aydınlatamaz. Amara’nın toprağını yiyenler, bu toprağı poşetlere koyup eve getirenler; başlarına toprak sürenler; Önderliğin doğduğu evin avlusunun duvarından taş getirenler…hatta evin avlusundaki dut ağacı o kadar ziyaretçilerinin hedefi oldu ki bu ağacın yapraklarını koparıp yiyenleroldu. Hatta denebilir ki ağaçta yaprak kalmadı, ağacın ince kollarını bile kesip akıllanmak inancıyla başlarına sürenler oldu vs, vs…”
Öyle anlaşılıyor ki Amara Köyü ve Öcalan’ın doğduğu ev Kürtler için kutsal bir mekan, bir ziyaretgeh oluvermiş. Ben de bu anlamda yazımın başlığı olarak “Bey tul Amara” yazdım. Yani Amara’daki Kutsal Ev. Beyt, Arapça’da ev demek. Beytullah ise Allah’ın evi demek oluyor. Bir diğer anlamı Kabe. O kadar kutsal ki ‘Allahîn Evi’ denmiş. Bu mabet Müslümanlar için nasıl kutsal bir değer durumuna gelmişse Amara ve Öcalan’ın doğduğu ev giderek kutsallaşıyor. Kürtler de haklıdır, Ortaçağ karanlığından Hz. Muhammed nasıl Arapları zulümden, sömürüden kurtarmışsa Abdullah Öcalan da Kürtlerin sömürüden ve zulmün boyunduruğundan kurtulmaları için başkaldırmış ve bu işin önderliğini üstlenmiş durumda. Yıllarını, bütün enerjisini kendi halkının kurtuluşu adına harcayan, yaşamının hiçbir anında kendine özel hiçbir değer düşünmeyen böyle bir önder var mı yaşadığımız yer kürede? Kürt tarihinde böyle bir lider daha ortaya çıkar mı? Sanmıyorum. Ne kadar kutsanırsa azdır diye düşünüyorum…
Onun izinin olduğu her yer aslında kutsanmalı; ancak ne yazık ki Kürtler onu anlayamıyor. Anlayamadıkları için de hep dara giriyorlar. İşte Rojava’daki durum. Kimse çıkış bulamıyor girildiği darlıktan ve de yaşanan tıkanıklıkları aşmada herkesin ve her kesimin gözleri onda, kulakları onda. Aynı zamanda pragmatik çözüm bulabilen bir potansiyele sahiptir O. İşte Rojava sorununun çözümü için ‘Kanton Modeli’ ni ortaya atıverdi. Bu nedenle sahiplenme konusunda Kürtler ne yapsa azdır: Onun özgürlüğü için toprak yense de, ağaç yaprakları yense de emeğinin karşılığı ödenmez!
Suriye yıllarında gerek Türkiye basınına gerekse dünya basınına farklı zamanlarda verdiği röportaj ve demeçlerle sömürüye, zulme karşı yürüttüğü mücadele tarzının “peygamberane” olduğunu belirten Abdullah Öcalan, zaman kendisini Hz. Muhammed’e ve Nebi İsa’ya da benzetmişti. Bu kıyaslama o dönem bazı çevrelerden tepki almış olmasına rağmen bugün anlaşılıyorki kendisine inanan Kürtler için peygamber özellikler taşımaktadır. Hatta bu anlamda kendisine inananlar bir gün namaz kılarken kıblesini doğduğu yer olan Amara olarak seçerse şaşırmamak lazım!
Bu vesileyle bir öneride bulunmak istiyorum: Doğduğu ev ‘Liderlik Müzesi’ adı altında siyasi bir müze olsun. Eğer bu proje hayat bulabilirse tarihte bir ilk yaşanmış olur. Aynı zamanda bu proje kapsamında doğduğu ev koruma altına alınmış olacak. Bu şekilde hem doğaya karşı hem de her yıl binlerce Kürdün ziyareti nedeniyle doğabilecek aşınma ve yıpranmanın önüne geçilmiş olacak. (www.kiziltepepost.com)