Beni etkilemiyor
İzleye izleye izlete izlete doğal karşılanan ve bilinçaltı oluşturan haller ve uyarılara “beni etkilemiyor” yanıtı.
Eskiden televizyonda öpüşme sahnelerinde ebevynler kanal değiştirir veya çocuklarına gözlerini kapat uyarısı yapardı. Şimdilerde aleni öpüşme de öpüşme sahneleri de olağan karşılanır ve herhangi bir tepki veremez olundu. Bilinçaltında sistematik bir müstehcenlik altyapısı oluşturuldu zamanla. Bizden önceki nesilde ekilen bilinçaltı tohumları bizde nasıl tesir uyandırdı ise, bizim neslimiz için de ekilen bilinçaltı tohumlar çocuklarımıza öyle tesir uyandıracaktır. Temel çözüm anlayışı olarak “din nasihattir” Hadis-i Şerifinin ışığında “Kimin için nasihattir?” sorusuna Peygamber Efendimiz: "Allah, Kitabı, Resulü, mü'minlerin yöneticileri ve tüm müslümanlar için nasihattir" yanıtını vermiştir. Bizler müslümanlar olarak yaklaşan Ramazan ayı Kur’an ayını da değerlendirmek adına orijinal dili Arapça’yı okuyamıyorsak da en azından mealini okumalı ve emir-yasak ve mükafatları –çoğu zaman dikkat ediniz emir ve yasak söylenir, mükafat belirtilmez; oysa ki Kur’an ayetleri hem birbiri arkasına yasakladığına uyan ve uymayanlardan bahseder- hatırlamalıyız.
Konuya devam edecek olursak, yaz mevsimi ve havalr ısınıyor. Bay-bayan karışık havuzlar, plaj vb. mekanlarda “göz bakar gönül kayar” yaklaşımını unutarak veya ben sadece spor olsun diye gidiyorum diyenler olabilir. Bir de güzele bakmak sevaptır diyenler. Nerede veya hangi amaçla yazdığı belli olmayan veya belirli bir kısmı alınmış bir söz. Çarptırılmış, çarpıtılmış. Ama dinen kadın ve erkek için mahrem yerler net olarak belirlenmiş. Nasıl kişi beni etkilemiyor diyebiliyor ve bu demek oluyor ki seni etkiliyor, sen kötü düşüncelisin ben değilim, sen yobazsın ben değilim. Ölçü bir kez kaçınca ölçüsüzlük dizboyu oluyor. Yozlaşma da alabildiğine arttıyor. Şu hususta anlaşamıyoruz belki de, dinin açık emirleri ortada ve ben Müslüman’ım derken; din ile alakalı bir hususta alabildiğine tartışmaya katılıp mangalda kül bırakmayan, ama yukarıdaki ve aşağıdaki konularda yine alabildiğine gevşek ve geniş anlayış, hayat tarzı çelişkisi.
Dikkat ederseniz Türkiye'deki dizilerin birçoğunda sevinince kutlamak için içki içilir ve karartma uygulanmaz, üzülünce içilir veya dizilerde bir iftihar vesilesi olarak sunulan yıllanmış şarap koleksiyonu ve zengin ev imajı için konuğa ne içersiniz diye sorulur. Eski sinemalarda “aslan sütü” diye kafalara kazınan. Bakıyorsunuz adam üzüntülü içkiye başvuruyor, asayiş işi yapan karakterler akşam meyhanede buluşuyor, kutlamalarda başrollerde içki. İçki içince kafa güzel ve farklı yerlere kaymalar. Terfi alan kişi, işe giren kişi kutlama aracı olarak bu akşam nerede eğlenelim? Gece kulüpleri ve içki. Toplumun küçük kesiminin yaşadığı lüks hayatı konu alan dizileri izleyen gerçek kesimin yaşadığı toplumun büyük kesimi. Erkek-kadın ortamlarında yan masadan gönderdiler, yine şerefine nidaları, şampanya patlatmalar. Bu sayede bir algı oluştu. Sigaraya konusundaki hassasiyetin içki konusunda NEDEN gösterilmediğini anlamıyorum. Eski filmlerde ağır abilerin sigara içişi, hemen her başrolün filmde sigarayı efgarlı, ciğerlerine çekercesine içişi, acaba kaç kişide tesir bırakarak; sigaraya başlattı. Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, “Ülkemizde her üç lise öğrencisinden biri alkolle tanışmıştır. Biz de halk sağlıkçıları olarak bu seviye artmadan ortak akılla çözüm arayışına girmeye karar verdik” şeklinde açıklama yapmıştır. Verilen rakam çok ciddi. Bazı temel ahlaki ve toplum hayatının hayati damarları için birkaç yıl arka arkaya ilgili konuyu tüm ülke sathında temel konu yapmadıkça çözümlenemez. Gündelik hayata artık tamamen sirayet etmiş, bir yanda günü kurtarma telaşı, diğer yanda taraftar bakışı ile sadece ve sadece siyasi konuların baş köşede olduğu görsel ve yazılı medya unsurları ile asıl ve gerçek hayatı ıskalama noktasında kelebeklerin ateşe koşması gibi gidiyoruz. Ve bu temel meseleler ateş bize yaklaşınca önemli oluyor ve asıl konuşulması gereken konuların bunlar olduğunu düşünebiliyoruz.
Son olarak bir çigi film kanalından da bahsetmek istiyorum ki RTÜK’ün bu kanalın ülkemizdeki faaliyetlerini durdurması gerektiğine inanıyorum. Tüm karakterler yıkıcı, görüntüleri negatif ve şiddet içerikli. Toplumdaki şiddeti körükleyici olup olmayacağına uzmanları araştırmalı. Ağaç yaş iken eğilir. Yazının temel amacı da çocuklarımız için neler yaparız ki bizden daha iyi bir dünyada yaşarlar, yanlışların nasıl önüne geçer, yetkililerde ve ilgililerde bilinçlendirme oluştururuz ve biz de sorumluluğumuzu yerine getirmiş olarak hesap gününde alnı ak olanlardan oluruz idi.