Ben Bir İnsanım!
Son dönemlerde "muhacir" kavramı yerine "mülteci, göçmen , düzensiz göçmen" gibi kavramları sık sık duyuyoruz.
Başta muhalefet olmak üzere ırkçılıktan beslenen malum güruhlar ve insanlık düşmanı yapılar bu konuyu bilinçli bir şekilde kaşımaktalar.
Özelde Suriye ve Afganlara karşı sistematik bir linç yürütülmektedir.
Suriye'li Ahmed'in "ben bir insanım" videosu bir anda gündem oldu. Bu video muhacir olanların ne kadar zor şartlarda yaşadıklarını gösterdi. Durumun vahametini gözler önüne serdi. İşin hangi boyutlara ulaştığını bize gösterdi. Meselelere ne insani, ne İslam'i, ne de vicdanı, bir çerçeve de bakılmadığını bir kez daha gördük.
Empatiden yoksun olduğumuzu, bencil davrandığımızı, sadece kendimizi düşündüğümüzü, kalplerimizin katılaştığını, taştan daha çok kaskatı kesildiğini, merhamet ve şefkatten ne kadar da uzaklaştığımızı bir kez daha hissettik. Genelleme yapmıyorum ama durum tespiti yapmak zorundayız. Nasıl bu hale geldik, getirildik üzerine kafa yormak gerekiyor diye düşünüyorum. Toplumun çoğunluğu olarak, merhamet timsali olan kadın ve yaşlıların on yedi yaşındaki muhacir bir gence acımasızca saldırmaları bizleri düşündürmeli ve çözüm üretmeye sevketmelidir.
Evet savaş nedeniyle bir göç sorunu var. Bunu inkar edemeyiz. Bu bir çok sorun ve sıkıntılara sebebiyet veriyor olabilir.
Ama kimse keyfi bir şekilde memleketini, evini, yurdunu, barkını terketmek. Ortada yaşanan bir vakıa var.
Evet, bütün bu sıkıntıları iyi bir insan olarak, paylaşarak, empati yaparak üstesinden gelebiliriz.
Dünya geniştir. Herkese, hepimize yeterlidir. İnsan değerlidir. Her insanın insanca yaşama hakkı vardır.
Hz Peygamber (sav) Hz Bilal'i ezanı okuması için Kabe'nin, Beytullah'ın üzerine çıkarırken Kabe'ye dönerek ey Kabe, ey Beytullah ne kadar aziz, ne kadar yüce olduğunu biliyorum ama insan senden daha azizdir, senden daha yücedir diyor. Yani tüm insanlığa evrensel bir mesaj veriyor. Her canın değerli olduğunu özellikle insanın değerine vurgu yapıyor.
Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır. (Hucurat Süresi Ayet-13) Bu evrensel mesajlara kulak verirsek bütün insanlık selamete erer.
İlahi ve nebevi mesajın gereği; kendimize gelmenin, paylaşmayı, kardeşliği merhameti, sevgiyi kuşanmanın tam zamanı. Irkçılık hastalığına yakalananlara ve şeytanın izini takip edenlere iyi bir ders vermek zamanı... Oynanan oyunları bozarak, oyuna gelmeyerek var olan sıkıntılara "Ensar" gibi çözüm üretmek ümidi ile...