Belirsizliklerin Seçimi
Türkiye çok merak edilen, çok hassas olduğu kadar en açmazı olan seçimini sonuçlandırdı. 13 yıllık iktidar yorgunluğu yaşayan AK Parti elim bir düşüş kaydetti. Kılıçdaroğlu, dedi ki: “Demokrasi kazandı” üstü kapalı olarak ‘ben kaybettim’ demek istiyor. MHP kazançlı çıkan ikinci parti olarak yine hiçbir yaraya merhem olmayacak. Seçimin en kazançlı partisi HDP ise “emanet oyları farkında olduğunu” açıkladı.
Partilerin oy oranlarına baktığımızda koalisyon için bir iki ihtimal var ancak seçim öncesi taraflar öyle yaralayıcı üsluplar takındı ki bu ihtimallerin gerçekleşme imkânı yok gibi duruyor. Erken seçime gidilirse iki ayda nasıl bir toparlanma olacağı ise cevaplanması zor bir soru.
Seçimin iki kaybedeninden biri olan AK Parti(diğeri CHP) muhasebe yapması gereken tek partidir. Gülencileri sırtından atana Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtana kadar Ak Parti’yi hep eleştirdim. Lakin o zamanlarda bunları anlamayanlar benden hiç haz etmiyordu. Kadrolaşmaya hayır, diyorduk. Külhanbeyliğe hayır, diyorduk. Çelişkiye hayır, diyorduk. Pişman olunacak adımlara, hayır diyorduk. Bu hayırları dinlemeyenler, maalesef dün halkın ‘hayırı’ ile karşılaştı. Nevruz’a günler kala Dolmabahçe mutabakatını yap, bir ay sonra kavga et. Bu olmaz ey AK Parti. Bak kazanmayı düşündüğün oylar MHP’ye gitti. Buna karşılık Doğu’da yaşadığın senin gibi bir parti için hezimettir.
Bu seçimde AK Parti’ye destek verdim. Ne duble yollar, ne havaalanları, ne banka kredileri, ne de makam ve mevkii bana oy verdiremedi. Ta ki, İslam davası temel dava edilene kadar. İslam davası merkeze alındığında başka bir safta olmam elbette beklenemezdi.
AK Parti’ye seçim sürecinde en çok yüklenen kesinlikle HDP oldu. Bu da anlaşılması zor bir durumdu. Daha önce bir yazımda belirttiğim gibi, Kürt kardeşlerimiz kazanımlarında kendileri kadar Erdoğan’ın açtığı yola da borçludur.
Güneydoğu ve Mardin için fazla bir şey söylemeye gerek yok. Yukarıda bahsettiğim ‘hezimet’ gayet açıktır. Sen Diyarbakır’da Hatip Dicle’nin bir koltuğuna göz dikersen bir sonraki seçimde bir koltuğa kanaat etmelisin. Sen Mardin’de Halit Demir gibi, Ahmet Türk ile aynı yastığa yaslanıp dertleşebilen birini liste başı yapmazsan listenin başındakini bile meclise taşıyamama tehlikesi ile karşı karşıya kalırsın. Ali Dündar gibilerine temsil yetkisi vermezsen kalakalırsın işte. Sen o kadar açılım yapıp seçim öncesi onlara tekme atarsan Güneydoğu’yu öyle kaybedersin işte.
Olanlar oldu, geçti. İnşallah HDP artık bir Türkiye partisi olma bilincinde siyasetin önemli bir aktörü olur(Demirtaş bunu açıkladı zaten). AK Parti ise umarım hafif bir dinlenme sürecinden sonra “haydi bismillah” der. Yoksa on yıllarca öncesine döndürülmemiz, maalesef olamayacak bir şey değildir.
Allah ülkemize ve bütün Ortadoğu halklarına hayırlı kapılar açsın.