Bel‘am b. Baura (Bel‘am meselesi üzerine)

KÖŞE YAZISI

Son zamanlarda Bel‘am söylemi çok kullanılmakla beraber, bu kişinin kim olduğu üzerine farklı ifadeler kullanılmaktadır. Bu nedenle mardinLife okuyucuları için sağlam ve sahih kaynaklardan faydalanarak özellikle TDV İslam ansiklopedisini tarayyıp derleyerek siz değerli okuyucuların istifadesine sunmaya çalıştım. Bu vesileyle kısa ve öz olarak kimdir bu Bel‘am b. Baura adlı şahıs çerçevesinde, özellikle A’raf suresindeki söz edilen ayetler ışığında incelenmeye çalışılmıştır.

İslami kaynaklarda, önceleri iyi bir mümin iken daha sonra Hz. Musa ve kavmi aleyhine hile tertiplediği için cezalandırıldığı rivayet edilen kişi olarak ifade edilir. Müfessirlerin çoğunluğuna göre Kuran-ı Kerim’de ismi zikredilmeksizin, “Onlara şu adamın kıssasını anlat: Ona ayetlerimiz hakkında bilgiler verdik ve o -bunlara önce uyduğu halde- daha sonra bunlardan tamamen sıyrılıp uzaklaştı; şeytan onu peşine taktı ve bu suretle azgınlardan biri haline geldi. Biz dileseydik o kişiyi ayetlerimizle yüceltirdik; fakat o dünyaya sımsıkı sarıldı, ihtiraslarına uydu. -Allah’ın ayetleriyle bilgilendirdiği, fakat tabiatının kötülüğü yüzünden bu bilgileri daima dünya menfaatlerine âlet eden- bu adamın durumu, kovsan da kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp durmadan soluyan köpeğin durumuna benzer. İşte ayetlerimizi yalanlayanların hali budur. Bu kıssayı anlat, belki düşünür, öğüt alırlar” (el-A‘raf 7/175-176) ifadeleriyle kendisinden söz edilen kişi Bel‘am b. Baura’dır. Kaynaklarda Bel‘am, Bel‘âm b. Baura, Bel‘am b. Eber veya şeklinde geçmektedir.

İslami kaynaklar umumiyetle yukarıda meali verilmiş olan A‘raf suresinin 175 ve 176. ayetlerinde kastedilen kişinin Tevrat’ta da zikredilen Bel‘am b. Baura olduğunu, söz konusu ayetlerden önce Hz. Musa ve İsrailoğulları’ndan bahsedilmesinin de bunu gösterdiğini belirtirler.

İslami kaynaklarda Bel‘am b. Baura ile ilgili çeşitli rivayetler yer almaktadır. Bu rivayetlerden birine göre Hz. Musa’nın, Kur’an-ı Kerim’de “cebbar bir kavim” şeklinde nitelendirilen bir toplulukla savaşmak için hazırlanması üzerine Bel‘am’ın kavmi ona durumu anlatarak Musa’nın etkisiz kılınması için dua etmesini isterler. Ancak Musa’nın peygamberliğine inanan ve iyi bir mü’min olan Bel‘am bu isteği reddeder; Allah’ın kendisine Musa’ya beddua konusunda izin vermediğini belirterek öteki isteklerini de geri çevirirse de kavmi onu hediyelerle kandırıp beddua etmesini sağlarlar. Ancak Allah bu bedduayı onun kavmine çevirir; Bel‘am’ın da Allah tarafından bir ceza olmak üzere dili göğsüne doğru sarkar. Artık dünya ve ahiretinin yıkıldığını düşünen Bel‘am, hiç olmazsa kavmini kurtarmak için onlara Hz. Musa ve İsrailoğulları’na karşı kullanılmak üzere bir hile öğretir. Buna göre bu kavim kadınları süsleyerek Musa’nın sefer halinde olan askerleri arasına gönderecek ve bu kadınlar onları baştan çıkaracaktır.

Bir başka rivayete göre ise Bel‘am Hz. Musa’ya beddua edemeyeceğini, çünkü aynı dine mensup olduklarını belirtmiş, çarmıha gerilerek öldürülme tehdidi üzerine ise ism-i a‘zamı okuyarak Hz. Musa’nın şehre girmemesi için dua etmiş, duası kabul olunmuş ve böylece İsrailoğulları çölde kalmışlardır. Bunun üzerine Hz. Musa, Bel‘am’dan ism-i a‘zam ile imanın alınması için dua etmiş ve ilgili âyette belirtildiği gibi Bel‘am’a verilen “ayetler” geri alınmıştır.

Bel‘am’ın İsrailoğulları’ndan, Ken‘aniler’den veya Yemenli olduğu, ona verilen ayetlerden maksadın ise “ism-i a‘zam”, “suhuf” veya “kitap” olduğu da rivayet edilmiştir. Hatta ona peygamberlik verildiği de söylenir. Ancak İslâm inancına göre kendisine peygamberlik verilen bir kişinin hak dini terk etmesi mümkün olmadığından bu rivayete itibar edilmemektedir.

Söz konusu ayetlerde kıssası anlatılan kişinin Bel‘am b. Baura olduğuna dair bir işaret yoktur. Burada hak ve hakikati gördükten sonra onu bırakıp şeytanın peşine düşenin kötü durumu ifade edilmektedir. Mutasavvıflar ise Bel‘am b. Baura’yı, kibir ve dünyevi arzular sebebiyle sapıklığa düşenlerin bir örneği olarak takdim etmektedirler.