Beğeninize Değil Duygularınıza Sunuyorum...
Şunu çok iyi anladım ki anadilimden bir başka dile şiir çevirmenin tadını,anadilinizde olduğu gibi içten duygularınızla dizerken ki gibi tatta bulamazsınız. Arapça'dan,
EY!..BÜYÜK KALICI BARIŞ
Sevginin ve insanlığın birlikteliği
Anamız,kardeşlerimiz
Ve bütün çocuklarla birlikteliğimiz.
Adalet önünde eşitlikte uzlaşı,
Yüreklerimizde ve ruhlarımızda
Uzlaşı;ateşleri söndüren ruhlar
Ve yürekler,bir daha hiç bir yerde
Kimsenin canını yakmadan,
İçten gelen seslere karşı çıkma!..
Ateşleri yakanlara karşı
Yüreğinle ve sevdiklerinle karşı çık.
Göğüs ger halkınla,halklarına ters düşme!..
Silahlarınla,ateşinle bizlere
Azap,işkence çektirme,
Bizleri bilim ve özgür düşüncenin
Hazinelerinden ayırma;aydınlat.
Ey kalıcı barış dinle!..
Ey büyük barış...
Sana balıkların pullarından
Aynalar yapacağım,canavarların pullarından değil!..
Ey!.. kalıcı barış
Sen ancak bizlerle güvencedesin.
İnan ki sana tuzak kurup,eline bomba veremem!..
Hayır,hayır,hayır!..
Büyüttüğüm gülleri,
Büyüttüğüm renkli gülleri,
Yüreğimin 'baharından' yeşili,
Balın alıcı sarısının güllerini,
Tertemiz ellerden beyazını,
Yüreklerimizin derinliklerinden
Kıpkırmızı gülleri sunarız;
Ey büyük barışı!..
Ey kalıcı barış!..
Duy sesimizi Mardin'imizden...
ÖNCE ANADİLİMLE DÜŞÜNDÜM
Her cenaze ve her patlama sonrasında her duyarlı insan gibi yüreklerde birikti derin acılar.Yıllarca kaçıldı sorunlardan,kaçırıldı çözümler,gizlendi gerçekler; ihmal edilen topraklarda kan akan nehirler.
Olup da hala derinleşerek bitmeyen bir türlü söndürülmesine gayret gösterilmeyen yangın değil cehennemlerin içindeyiz adeta.
İçimizde derinleşen yangının acılarını duymadan,başkasının kanlı gövdesine seyirci kalmak,duyarsız/tepkisiz kalmak ne denli insanlık dışı ise savaşlara karşı tepkisini ifade edememek de körelmek,savaşların yıkımlarına teslim olmaktır.
Önce hafızamdan uçuşan sözcüklerin arayışına çıktım.Lehçeden ağızlara dönüşen dilime sordum savaşı.Yüreğimi kazıyan anaların,gelin,çocuk ve acıları sessizce çekenlerin feryadını/çığlıklarını 'kelebek kanatları' üzerindeki vaadlere bırakmadan yangına bir damla serpebilir miyim? diye sözlerimi lehçemle kalıcı barışa bırakıp,anadilimle beğeninize değil duygularınıza sunuyorum dostlar,sevgili barışseverler :
YE SULH-UL KEBİR SULH-UL BEKİ
İttifek-kul mehebbe ve ittifek-kul insen
Ma-ıl üm, ma-ıl ığve vel ğevet;
Ma kul-lil atfal…
İttifek-kul adele bıs-seve,
Ve ittifek-kul kulub vel ervah;
Ervah-il tıffayin-nar.
Vele yeşalu-he marratan fi kulli meken…
Le teğtelif me elbek ve hub-bek le teğtelif!..
Le teğtelif me şaab-ek ve şuub-ek le teğtelif!..
Letu carcırna azep fi ıslahat-ek;
Şattırna fi ğeznet ilmek ve efkerek.
Ye sulh-ul müdevim isma-ani ye sulh-ul kebir!
Eseylek mire min pirpir-il semek vele min pirpir-il hut!..
Ye sulh-ul beki inte ib-emen…
Le bille ene me –atik kunbile le .
Le bille ene me-eseylek fuğağ! Le le le…Ebeden!...
Eni a-tii verid im-levven min rabi elbi ağzar,
Ve a-tii verid mit-lil asel asfar,
Ve atii verid min id nazifé, katifé bayza;
Min kul-li şaab ve şuub.
Eni a-tii verid min-ımk elbi
Eni a-tii verid min-umuk ulubene ahmar dem-mi…
Ye sulh-ul kebir,ye sulh-ul beki!
İsma-ani min beledi, min beledi-he Merdin...