Battı - Çıktı ve Soru İşaretleri!

KÖŞE YAZISI

Kendine özgü özellikleriyle bir değerler manzumesi olan Mardinimizin, güzelliklerine güzellikler katarak gelecek nesillere aktarılması için alt yapı, üst yapı ve folklorik alanlarda yapılması gereken hizmetlerin ihmal edilmediğini görmek, gelecek adına bizleri ümitvar ediyor.

Gelişen ve geliştikçe betonlaşan şehrimizde nefes alacak alanlar azalırken yapılmakta olan ağaçlandırma çalışmalarının yanı sıra alt yapı ve üst yapı çalışmalarıyla önümüzdeki on yılların planlaması yapılıyor.

Bu planlamanın içinde ulaşım sorununu çok ayrı bir yere koymamız gerekiyor. TUİK verilerine göre; TRC 3 Bölgesi olarak tanımlanan Şırnak, Siirt Batman ve Mardin’in de içinde bulunduğu şehirlerarasında en fazla kayıtlı aracın bulunduğu kent olan Mardinimizin bu araçları kaldırcak ulaşım ağı altyapısına sahip bir şekilde geleceğe taşınması en önemli sorunların arasındaki yerini koruyor. Bu konuyu yaptığımız haberlerde, yazdığımız makalelerde defalarca işledik, işlemeyi de sürdürüyoruz.

Mardin’in tarih ve inanç turizmi bağlamındaki albenisi her geçen gün artmaktadır. Bu özellikleriyle de Mardin, herkesin yaşamında en az bir defa görmeyi içinden geçirdiği gizemli bir turizm şehridir.

Mardin tarımsal üretim ve buna bağlı olarak sanayileşmenin de getirdiği katkıyla her geçen yıl biraz daha artan ihracat rakamlarıyla  geleceğe önemli adımlarla yürüyen bir şehir.

Mardin, Irak ve Suriye’ye olan yakınlığı açısından ülkemizin uluslararası ulaşım ağı noktasında çok stratejik bir öneme sahip!

Uluslararası ulaşımda kavşak noktası olmasının yanında gıda üretimine yönelik olan ağır tonajlı nakliyeciliğin şehrin ulaşımına bindirdiği araç sirkülasyonu ayrı bir sorun teşkil etmektedir.

Bir taraftan turizm, bir taraftan tarımsal üretim, bir diğer taraftan da sanayileşmedeki gelişmeler taşımacılığı doruklara tırmandırmaktayken şehrin ulaşım altyapısının geç kalınmadan güçlendirilmesi, alternatif ulaşım ağlarıyla şehre nefes aldırılması gerekmektedir ki daha önceleri de yazdığımız yazılarla buna işaret etmiştik.

Şehrimizin yetkilisi konumunda bulunan makamların da bunun arayışı içerisinde olduklarını ve çözüm odaklı çalışmalarda bulunduklarına şahit oluyoruz bu arayışlar bizleri, bu şehrin geleceği adına heyecanlandırmaktadır.

Mardin Çevre Yolu Projesi’nin ihale aşamasına geldiğini, neredeyse 50 yıldır işlevsiz olan tren raylarının revizyondan geçirildiğini şehrimizin yetkililerinden öğrendik. Sevindirici olan bu gelişmelerin yanı sıra köy/mahalle yollarında yapılması planlanan parke taşı döşeme, sıcak asfalt ve asfalt kaplama çalışmalarında vatandaşlarımızın büyük bir beklenti içerisinde olduklarını görüyoruz. Yine Mardin merkezdeki şehir içi ulaşımı rahatlatacağına inanılan battı-çıktı çalışmaları imkanlar ölçüsündeki hızıyla devam ettiğini biliyoruz.

Kızıltepe kavşağı olarak tanımlanan alanda devam eden ilk battı çıktı çalışmasına geçtiğimiz Temmuz ayında başlandı. Bu çalışmanın tamamlanmasıyla diğer planlanan projelerin de ardı ardına hayata geçirilmeleri için gerekli ödenek ve planlamanın yapıldığını biliyoruz.

Çevre Yolu ve Battı Çıktı Projeleri tam anlamıyla tamamlanıp, hayata geçirildiklerinde bu şehrin ulaşım ağında önemli oranda rahatlama olacağı iddia ediliyor. Şahsen ben yapımı devam eden battı çıktının Mardin'in trafik sorununun çözümü yada kısmen rahatlamasına çok önemli bir katkısının olmayacağını düşünmekle birlikte yapılan geçiş planlamasının tam tersi bir yol ile izlenmesi ve yeniden gözden geçirilmesi kanısındayım. Kadim şehrimiz Mardin için yıllar önce planlanan ve adeta bir yılan hikayesine dönüşen çevre yolu projesi hayata geçirilseydi eğer ve şehrin içinden geçmek zorunda olan ağır tonajlı araçların rotası şehir içi trafiğine karışmadan rotalarına devam etme durumu olsaydı şayet bugün yapımı devam eden battı-çıktı çalışmasına gerek kalmayabilirdi. Hadi, olmadı, yapılmadı, peki yapılan battı - çıktı projesinde yön ve kavşakların üzerindeki araç sirkülasyonun yoğunluğu göz önünde bulundurularak mı planlandı, ondan da çok emin değilim!. Zira planlanan çalışmanın alt geçidinde sadece şehrin içindeki araçların düz devam etmesi için bir kolaylık sağlayacağı kesin. Ancak aynı düzenlemenin kavşak geçişlerini tıkayacağından şehir içi trafiğini rahatlatmak bir tarafa, zorlaştıracağını düşünüyorum. İnşallah yanlış düşünen ben olurum.


   bugün yapımı devam eden  

Ciddi oranda sert bir kayalık kitlesinin bulunduğu zor bir çalışma sahasında devam eden battı-çıktı çalışması sürerken, gazetemizin iletişim ağları üzerinden bizlere yöneltilen can sıkıcı soruların da olduğunu ifade etmek gerekiyor. Kulak tırmalayarak kafa karıştıran bu soruların muhattabı biz değiliz elbetteki. Bizim görevimiz, insanımızın kafasındaki soru işaretlerini cevaplandırabilecek olan yetkililerimize aktarmak.

Gelelim bu soru işaretlerine;

Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından ihalesi gerçekleştirilen İlk battı - çıktı çalışmasının Aralık 2017 gibi tamamlanacağının planlandığı açıklanmıştı. Çalışmanın bitmesi ise açıklanan tarihten çok sarkacağa benziyor. Vatandaşımız ise bu işin uzayabilme olasılığından rahatsız.

Vatandaşta rahatsızlık yaratan bu duruma cevap verecek bir yetkili değilim ancak konuyla ilgili fikrimi ve endişelerimi de paylaşmak isterim.

  Tüm iyi niyetimle ifade etmem gerekirse, çok sert bir zeminde devam eden çalışmanın değil 2018’in Ocak’a, Şubat’a da ulaşması doğal bir sonuç olarak anlayışla karşılanmalıdır. Zeminin sertliği bir yana nihayetinde önümüz kış ve kış aylarında çalışma koşulları oldukça zor olur. Eli kulağında Kasım ayına giriyoruz. Ardından da Aralık. Anlayacağınız yağışlı havalar yaklaşıyor. 8 metre derinliğe ulaşmış olan çalışma alanında perde duvarları yükselmişken su drenaj kanallarının henüz tamamlanmamış olması, benim için endişe vericidir. Zira bu durum korkarım ki ciddi bir yağışın ardından çalışma sahasını yapay bir göle dönüştürebilir ki bu suyun tahliyesi bile uzunca bir süreye mal olabilir.)

Diğer bir yandan kulağımıza gelen dedikodular göre; inşaat sahasında kullanılan hazır betonun Diyarbakır’dan satın alındığı ve bu betonun Mardin’e getiriliş aşamasına kadar kulanım amacını kısmen yitirdiği, bir diğer iddiaya göre ise kullanılan inşaat demir oranı ile kalitesinin şartnameye uygun olmadığı dillendirilen sıkıntılar arasında.

İşte bu ve buna benzer sorunlardan ötürü de isimleri bizde saklı olmak üzere bugüne kadar inşaat sahası sorumlusu olan en az beş mühendisin ileride doğabilecek sıkıntılardan sorumlu tutulmamak adına aldıkları görevi bıraktıkları orta yerde dolaşan iddialar arasında.

Sonuç olarak şunu belirtmek isterim. Bu derecedeki ciddi çalışmaların üzerine hiçbir gölgenin düşmemesi gerektiğini düşünüyorum. İnsanımızın kafasındaki soru işaretleriyle oluşan bu gölgeler, yetkililerimizin girişimleriyle kaldırılabilir. Gerek kamuoyunu bilgilendirme, gerek kafalardaki soru işaretlerini cevaplandırma ve gerekse de yapılan çalışmaları etkili bir şekilde gözlem ve kontrol altında tutma konusundaki beklentilerin yetkililerimiz tarafından giderileceğine olan inancımla saygılar sunuyorum.