Başkanlık Sistemi Mi Parlamenter Sistem Mi?
TBMM’de Yeni Cumhur başkanlığı sistemini getirecek olan anayasa paketinin oylanması yapıldı ve 330’un üzerinde oylanarak halkın önüne götürülecek. Son sözü halk söyleyecek yani Milli İrade.
Mecliste anayasal paketinin oylanması sürecinde AK parti ve MHP birlikte hareket etti ve gereken sayıya bu şekilde ulaşıldı. Öte yandan CHP ve HDP bu pakete muhalefet etti.
İşin doğası siyaset ya iktidar olunarak ya da muhalefet edilerek yapılır. Bu bağlamda şeklen bakıldığında CHP ve HDP’nin yaptığı normal bir durum.
Paketteki maddeler tek tek üzerinde her parti görüş belirtme hakkına sahipti ve bu haklarını genel anlamda kullandılar. Ancak bu süreç çok gergin sahnelere sahne olurken kimi zaman kavgalar yaşandı. Hatta mecliste iş kürsünün kırılmasına kadar vardı. Elbette millet olarak bu olanları, oluşturulan manzarayı onaylamıyoruz. Bu süreç sakin bir şekilde ve daha olgunlukla yapılabilirdi; ama ne yazık ki olmadı!
Sistem Değişikliği Mi?
Başkanlık sistemi, hatırladığım kadarıyla, Turgut Özal’dan bu yana tartışılageldi düşük yoğunluklu olsa da. Fakat AK Parti iktidarı döneminde, özellikle de son süreçte, daha yoğun tartışıldı. MHP de buna olumlu bakınca, çekinceleriyle beraber, Yeni cumhurbaşkanlığı sistemi adıyla bir taslak hazırlandı. CHP Lideri kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın yapmak istediklerini “Rejim Değişikliği” deyince Başbakan Binali Yıldırım, 1923’te rejim tartışmalarının kapandığını yapılmak istenenin sistem değişikliği olduğunu söyledi. Şimdi, olanlar sistem değişikliği üzerinde gitmektedir.
HDP’nin Tavri Garip!
CHP’yi cumhuryetin değerlerine olan hassaslığından ötürü anlamak mümkün. Örneğin CHP de anayasanın ilk dört maddesi hiçbir surette değiştirilmemesi gerektiğini açıklamaktadır. Bu noktada CHP, MHP ile aynı duyarlılığı göstermektedir ve bu nedenlerle parlamenter sistemden yana bir siyaset ortaya koymaktadır. Ancak HDP’nin izlediği siyaseti tuhaf! Parlamenter sistemin devamını savunan HDP de başkanlık sistemine karşı çıkmaktadır.
Parlamenter sistem Kürtlere, Kürt sorununun çözümünde bir katkı yaptı mı? Hayır. Kürtler 28 defa bu sisteme özellikle cumhuriyet döneminde, itiraz etmedi mi? Evet. Hak talepli Kürtlerin isyanları kanlı bir şekilde parlamenter sistem
tarafından bastırılmadı mı? Liderleri öldürülmedi mi? Alevi ve diğer dini inançların sorunlarını parlamenter sistem çözebildi mi? Türkiye’de yaşayan diğer etnik yapıların sorunları çözüm bulabildi mi?
Önerimiz
Bütün sorunlar devasa boyutlarıyla karşımızda dururken ve mevcut sistem bu sorunları çözememişken yeni arayışların gerektiği kanısındayız. Muhalefet partileri iktidar partisinin bir adım ileride yürümesi gerekirken iki adım gerisinde yürümeyi tercih etmektedir. Paketin mecliste oylanacağı gün gibi ortada iken halkın tepkisini çekecek tavırlardan uzak durmalıydı muhalefet partileri. Zor süreçten geçen halk, bir de meclisteki gerilimi tasvip etmeyeceği açık.
Bize göre, iktidar da muhalefet partileri birlikte Türkiye’de demokrasinin tam gelişmesi, hukukun daha da güç kazanacağı, her farklı kesimin sorununu çözebilecek bir sistemin arayışına gitmeleri gerekmektedir. Sistemin adı ne olursa olsun, mesela ANAMEZ olabilir (Anadolu-Mezopotamya Başkanlık sistemi usülü) ülkenin her metrekaresinde yaşayan insanların özgürce yaşayabileceği bir yönetim anlayışını hakim kılmak esastır ve bu meclisteki siyasetçilerin görevidir. Halk bunun için onları oraya göndermiştir yoksa kavga etmek, gerginlik yaratmak için değil. Saygıyla…