diorex
dedas

Barışın Gölgesinde Yeni Bir Başlangıç

Bugün, tarih yazılıyor. Bugün, yıllardır süren acıların, gözyaşlarının ve kayıpların yerini umut alıyor. Abdullah Öcalan’ın şartsız, koşulsuz silah bırakma çağrısı, sadece bir açıklama değil, bir halkın geleceğine dair atılmış en büyük adımlardan biri. Bu çağrı, Kürt halkı için yeni bir dönemin kapısını aralıyor.

Barışın Gölgesinde Yeni Bir Başlangıç

Bugün, bu topraklarda yankılanan bir ses var. Bu ses, yıllardır süren acıların, gözyaşlarının ve kayıpların ardından gelen bir umut çağrısıdır. Abdullah Öcalan’ın şartsız, koşulsuz silah bırakma çağrısı, sadece bir açıklama değil, bir halkın ve bir ümmetin geleceğine dair atılmış en büyük adımlardan biridir. Bu çağrı, Kürt halkı için yeni bir dönemin, barışın ve kardeşliğin kapısını aralıyor.

Acıların Gölgesinde Bir Halk

Biz Kürtler, bu topraklarda var olma mücadelesi verirken, nice bedeller ödedik. Evlatlarımızı kaybettik, köylerimiz boşaltıldı, dillerimiz susturulmaya çalışıldı. Ama hiçbir zaman umudumuzu kaybetmedik. Çünkü bizler, Allah’ın yarattığı kullar olarak, sabrın ve direncin ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:

"Kim bir canı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur." (Maide Suresi, 32)

Bugün, bu çağrıyla birlikte, artık canların kurtulacağı, kanın duracağı ve barışın hüküm süreceği bir döneme adım atıyoruz. Silahların susması, sadece bir halkın değil, tüm insanlığın kurtuluşu için bir adımdır.

 

Barış, İslam’ın özüdür. Silahların susması, sadece bir siyasi karar değil, İslam’ın "fitneyi ortadan kaldırma" emrine uymaktır. Rabbimiz, Enfal Suresi’nde şöyle buyurur:

"Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de barışa yanaş ve Allah’a tevekkül et." (Enfal Suresi, 61)

Bu çağrı, sadece Kürt halkı için değil, bu topraklarda yaşayan herkes için bir rahmettir. Çünkü barış, Allah’ın kullarına bir lütfudur. Bugün, bu lütfu kabul etmek ve kardeşlik bağlarını yeniden inşa etmek hepimizin görevidir.

Kardeşlik ve Birlik Zamanı

Kürt halkı olarak bizler, yıllardır bu acıların en ağırını yaşadık. Ama artık anladık ki, silahın olduğu yerde barış olmaz. Silahın olduğu yerde çocuklarımızın gülüşü, annelerimizin huzuru, babalarımızın gururu eksik kalır. Bugün, bu çağrıyla birlikte, belki de ilk kez gerçek bir barışa bu kadar yakınız. Artık çocuklarımızın dağlarda değil, okullarda büyümesini istiyoruz. Annelerimizin gözyaşlarının yerini kahkahalar almalı. Babalarımız, evlatlarını toprağa değil, hayata uğurlamalı.

Bu çağrı, sadece bir liderin sözü değil, bir halkın duasıdır. Artık silahların değil, kalemlerin konuştuğu bir dönem başlıyor. Artık dağların değil, şehirlerin, köylerin, tarlaların sesi yükseliyor. Bu çağrı, Kürt halkının barışa olan inancını ve bu topraklarda kardeşçe yaşama arzusunu bir kez daha gösteriyor.

Barışın Gölgesinde Yeni Bir Başlangıç

Bugün, Kürt halkı için bir dönüm noktasıdır. Bugün, barışın gölgesinde yeni bir başlangıç yapıyoruz. Bu çağrı, sadece bir liderin değil, bir halkın sesidir. Artık silahlar değil, barış konuşacak. Artık acılar değil, umutlar büyüyecek. Ve biz Kürtler, bu barışın en büyük savunucusu olacağız. Çünkü barış, bizim de hakkımız. Çünkü barış, hepimizin hakkı.

Rabbimiz, bizlere barışın ve kardeşliğin yolunu açsın. Bu topraklarda akan kanı durdursun, kalplerimizi birbirimize ısındırsın. Bugün, bu çağrıyla birlikte, artık geçmişin acılarını geride bırakıp, geleceği birlikte inşa etmeliyiz. Çünkü bizler, aynı sofrada oturup aynı ekmeği bölüşen bir halkız. Ve bu halk, barışın gölgesinde yeniden dirilecek.

"Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilet ve kalplerimizi birbirine ısındır." (Al-i İmran Suresi, 8)

Ruhumuzda barış, yüreğimizde umut, geleceğimizde kardeşlik olsun. Allah, bu barışı daim kılsın.

Yorum Yaz