Barış Konuşmaları – Axaftınên Aşîtîyê
Barış Konuşmaları – Axaftınên Aşîtîyê
Mardin Kadim Akademinin düzenlemiş olduğu Barış Konuşmaları (Axaftınên Aşîtîyê) ile ilgili 11.1.2014 günü düzenlediği toplantının konuşmacısı Diyarbakır Akp. Eski milletvekili Abdurrahman Kurt idi. Abdurrahman Kurt, doğal olarak bağlı olduğu siyasi parti çizgisinde konuşmakla birlikte önemli bazı noktalara da değindi. Bazı gerçekleri dile getirdi. Yaklaşık 2 saat’lık konuşma ve soru cevaplardan aldığım önemli notları paylaşmak istiyorum.
“Osmanlı döneminde Kürt’lerin hiçbir sorunu yoktu ve istiklal savaşında Türklerle birlikte savaştılar. Asıl sorun 1923 yılında başladı. Cumhuriyetin kuruluşu ve Osmanlı varlığının sona ermesiyle birlikte Ulus devlet anlayışı, beraberinde Kürt sorunundan çok, Türk sorunu başlamıştır. Kürt’ler devlet olamamanın sorun ve sıkıntısını yaşarken, Türk’ler de Osmanlı geleneği ve Ulus Türk Devleti olma sorunu ile karşı karşıya kaldılar.
Ulus devlet anlayışı Kürt’leri görmezlikten geldi. Türk ırkının üstün bir ırk olduğunu, …… damarlardaki asil kan…. fikrinin öne çıkması, asimilasyon politikaları vs. gittikçe Kürt sorunun büyümesine neden oldu.
Devletin zaman zaman baskıları sorucu PKK’nın doğuşuna neden olmuştur. 30 yıldır bölgedeki çatışmalar, geçmişteki yanlış politikalar, köy boşaltmaları, toplu katliamlar, zorunlu göç vs. gibi nedenler halkın PKK’ye daha fazla sempati duymasına neden oldu ve Abdullah Öcalana karşı bağlılık daha da artmıştır.
Dünyanın neresinde bir Kürt varsa bölgedeki olayları takip etmekte, Türkiye’deki Kürt sorunu, PKK, Abdullah Öcalan gibi konuları yakından takip etmekte ve Abdullah Öcalan’a sempati duymaktadırlar, benim yurt dışı gezilerimde özellikle Avrupa ülkelerinde bunların bir çoğuna şahit oldum. (örneğin en son Afrika’daki bir gezimde dahi buna şahit oldum) Halkın Öcalan’a ciddi bağlılığı görülmektedir.
Bana göre barış süreci yeni başlamadı aslında 1990’lı yıllarda başlamıştır. Abdullah Öcalan’ın bu dönemde barış talebi var ancak muhatap bulamadı, çünkü hiçbir siyasi parti buna cesaret edememiştir. Bu nedenle Barış süreci şu anda sadece AKP tek başına götürmektedir ve tek muhatabıdır.
Avrupa Birliği Barış Sürecine karşıdır ve barış istememektedir. Çeşitli nedenleri var her devlet kendi çıkarlarını düşünüyor. Çünkü barış sürecinde AB. Yer almıyor, Sürece kendilerinin de dahil edilmesini istiyorlar.
Barış Sürecinin başlamasında Ergenekoncular ciddi bir hata yaptılar. AKP. Hükümetini devirmek istediler ve zaman zaman bunu denediler ama beceremediler. Amaçları Kılıçdaroğlunu CHP.nin başına getirerek yeni bir hükümet kurmaktı. Kılıçdaroğlunu CHP.nin başına getirmeyi başardılar, ancak AKP. Hükümetini devirmeyi başaramadılar.
Cemaat, Ergenekonun tasfiyesinde ciddi olarak Hükümete yardımcı oldu. Ancak barış sürecinde cemaat Kürt sorununda taraf olmak istedi Oslo süreci de buna dahildir. Cemaat devlet gücünü de kullanarak PKK ile mücadeleye devam etmesinden yanaydı, …
Bana göre Kürt sorunu eşit olmadan geçer. Bu eşit olmayı Türkiye’ye ve Türk kökenli insanlara inandıra bilirsek sorun kalmaz diye düşünüyorum. Bir az öncede söylediğim gibi Türklerin, damarlarındaki kanın aynısı herkesin damarında mevcut olduğunu inanmaları gerekir.
PKK. Örgütünün içinde çok iyi niyetli insanların olduğuna inanıyorum ve bu kesim, örgütün başlangıçta marksizm fikrini kısmen de olsa değiştirdi. Türklerdeki milliyetçilik Kürt’lerde yoktur. Örgüt içinde iyi niyetli Kürt’ler var, ideolojik Kürt’ler var. Aslında muhafazakar Türk’ler de Kürt’leri tam anlamış değildirler. Hata bazılar hepimiz Müslüman’ız ümmeti bölmeye ne gerek var diyorlar. Ümmet birliğini sadece Türkiye olarak algılıyorlar.”
Yukarıda yazılanlar Abdurrahman Kurt’un konuşmalarının özetidir. Herkes kendine göre yorum yapma hakkına sahiptir.