Bakanlık ve beklentiler...

KÖŞE YAZISI

Neredeyse 40 yılını bürokrasiye vermiş olan Sayın Güler’in ilimizden milletvekili seçilmesinin ardından gelen bakanlık beklentisi rötarlı olarak gerçekleşti. Sanıyorum ki bu gecikmenin temel nedeni, bürokrasiden gelen Sayın Güler’in siyasette de belli bir deneyim kazanması içindi. Gecikmenin nedenini bir kenara bırakalım da mevcut duruma bakalım.

Artık Mardinimizin de bir bakanı var. Mardinimiz için bir onur sayılabilecek bu görevi elbette ki hepimiz sevinçle karşıladık. Mardinlinin sevinci, Mardin’e gelebilecek hizmetlerin çoğalabileceği beklentisi üzerine oluşan bir sevinçtir tabiî ki ve umarım ki sayın bakan, sevinmekte ne kadar haklı olduğumuzu gösterecektir bizlere. Halkımızın daha fazla hizmet görebilme anlamındaki sevincine ek sevinçler de var tabi ki…

Mesela Ak Parti Mardin Teşkilatı!

Dağınık görüntülerini konu alan arkadaşımız Nezir Güneş’in eleştirel yazılarının ardından biraz daha toparlanan il teşkilatının arkasında bakan rüzgarı var artık. Daha da toparlanabilmeleri için bu bir şanstır ancak bu şans, kendisiyle beraber ağır sorumlulukları da getirecektir tabi ki. Bu sorumluluğun ilk snavını da geçen teşkilat, on yıldır ilk kez Mardin’de basın mensuplarının olduğunu hatırlayıp, gezi programı için araç tahsis etti!..

Sevinçlerden biri de farklı bir açılımla belediyemizden geldi. Adeta jet bir hızla, “milletvekili olan değil bakan olan Muammer Abi’nin”  ismi evlendirme dairesine verildi ve belediye cenahından gelen sevinç, bu şekilde ifadesini buldu. Sayın Güler’in Mardin’e bakan olarak ilk gelişinde yapılan karşılama töreninde bulunmadım. Hava alanını dolduracak yüzlerce araçtan fışkıracak olan farklı farklı amaçlarla bezenmiş sevinçleri görmek istemedim belki de!.. Ama bol kurbanlı karşılama töreniyle ilgili olarak aldığım haberlerin  yanı sıra ilçe gezilerinin çoğunda bulunarak edindiğim izlenim, bu sevinçlerin değil hava alanına Mardin’in tamamına sığmadığı yönündeydi. Her neyse artık!..

Bu sevinçlerin tamamını bir köşeye bırakıp sadede geleyim şimdi. Sayın Muammer Güler bakan koltuğuna oturarak seçim öncesi bizzat dillendirdiği siyasetteki bakanlık beklentisine kavuştu.

Mardin halkının ve belediye başta olmak üzere partililerin de sayın bakandan beklentileri olacaktır mutlaka ki… Ve bu beklentiler de ya halk için ya da halk(!) için olacaktır elbette ki.

Tabandaki beklentilerin haricinde Sayın Güler’e bu koltuğu emanet eden Sayın Başbakanın da Sayın Güler’den belli bir beklentisi vardır.  Nitekim Sayın Güler’e verilen görevin gerektirdiği sorumlulukların en büyüğü hiç kuşku yok ki ‘büyük şehir’ belediyesidir.

Ancak 2011 genel seçimlerinin sonuçları ele alındığında resmedilmiş olan tablo, bu işin zor olduğunu göstermektedir. Bakanlık koltuğu, bu zoru başarmak için yeterli bir argüman olur mu bilmem ama Sayın Güler’in bakan oluşu ile beraber sorumluluğu daha da büyüyen teşkilatın gireceği seçim çalışmalarında kullanacağı argümanı da merak ediyorum doğrusu. Umarım ki bu argüman bakanlık rüzgarıyla beraber aba altından sopayı gösteren cinsten olmaz.

           Ama bir yolun var olduğunu düşünüyorum;

           Barış!

           Sayın Güler, barışa uzanacak yolun en önemli kilometre taşlarından biridir artık. İmralı görüşmeleriyle başlayan bu sürece katkı sunabilecek en önemli makamlardan birinin mukimi olarak vereceği katkılar mutlaka ki vardır. Ve bu sürecin halkın beklentisi olan mutlu sonla nihayete ermesi, herkesin ve her kesimin dikkatini hizmete yöneltecektir. Zira otuz yıldan beri kanayan bu yaraları sarabilmek, memlekete her anlamda gelebilecek hizmetlerle mümkün olacaktır.

 Bir gazeteci ve daha önemlisi bu memleketin bir evladı olarak benim de beklentim budur. 

 BARIŞ!