Bade Harabel Mısır

Mısır’daki darbe sonrasında AB ve ABD’den duruma ad koyarak; darbe karşıtı açıklamalar bekleniyor. Daha önceleri Irak, Suriye ve daha birçok zülüm altındaki topluluklarda –ki çoğunluğu Müslüman- olduğu gibi.
ABD ve AB ülkelerinde yaşayan insanlarının durumu doğru analiz ettiğini ve sağduyulu yaklaştığını düşünürken; yönetimlerinin de kendi çıkarları doğrultusunda yaklaşım sergilediği aşikâr. Afganistan ve Irak’a demokrasi getirmek için (Bakara,11) giren ABD ne yaptı? Suriye ve Mısır darbe yönetimi de benzer bir anlayış ile ülkede sükûneti sağlamak için izledikleri yolda halklarına zulmü reva görmekteler.
Müslüman halka düşen ise AB ve ABD’den gelecek yardım beklentisini bırakmak, kendi içinde bir olmak ve bu birliği öncelikle kendi aile yaşantısında sağlamaktır ki bu temelde yükselebilecektir. Apartman, mahalle ve iş yaşantısında da bu birliktelik sağlanabilirse güçlü toplumlar inşa edilebilir.
Aile yapısı meflûç olmuş, iş hayatında gıybet ve haset, arka kapılarda şahsi yükselmeler için görüşmeler, kendine yandaş veya çıkarları ile örtüşenlerin eline güç geçtiğinde hizipçilik yaptığı bir ortamda, kendi ülkesine faydası olmayan bir insanın diğer coğrafyalara faydalı olması düşünülemez. Böyle bir topluluğa yardım mı edilir, kendi menfaatleri için kullanılır mı?
Yapılan darbelerin ABD’den habersiz veya onun planlaması haricinde olmadığını ifade edenler, yine aynı güçlerden darbe karşıtlığı beklentisinde. Kurda kuzu teslim etmeyelim.
Düne kadar Türkiye’de özellikle bir kesim –Gezi Parkı olaylarında da az sayıda genç- darbe istiyordu, darbenin nasıl sonuçlar doğuracağını bilmeden. Belki de sonuçlarını bir kısmı biliyordu, 27 Nisan bildirisi üzerine görüştüğüm bir bürokratın alıntı yaptığı üzere “Yeni Düzen” kurulur düşüncesinde idiler. Bu yeni düzende kendilerine uygun konumları rezerve idi.
Son olarak, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışından sıyrılarak ateş nereye düşerse düşsün beni yakar anlayışına gidemedikçe; yemek yerken izlediğimiz görüntüler sonrasında üzüntü ifadelerinin sathiliği ile o ateşin aslında bize burada ulaşmasa da asıl alemde ulaşabileceğini hatırdan çıkarmamalı ve bu şuura sahip nesiller yetiştirerek batıdan beklentilerden uzaklaşmalıyız.