Asrın davasında karar

KÖŞE YAZISI

Ergenekon davası bu ülke tarihinde asrın davası olarak nitelendirilmeyi hak ediyordu.

Cumhuriyet tarihi boyunca devleti çepeçevre saran sarmalın ortaya çıkarılması ve tamamen tasfiye edilmesi açısından çok önemli bir davaydı.

Mevcut durumda henüz tamamı ortaya çıkarılmamış olsa da ve hatta belki de sadece buzdağının görünen kısmı deşifre edilmiş de olsa, gelinen nokta asla ve kat’a küçümsenecek bir nokta değildir.

Ergenekon, bu ülkede bizim isteğimiz dışında bir şey olamaz” diyenlerin mağlubiyeti tattığı bir davadır.

Canı istediğinde başbakan asan, canı istediğinde hükümetler deviren ve hükümetler kurduran, canı istediğinde ülkeyi karıştıran bir yapılanmanın beline vurulan esaslı bir darbedir Ergenekon davası.

27 Mayıs’ta Başbakan idam eden, 12 Mart’ta iktidar indiren, 12 Eylül’de tüm kesimleri silindir gibi ezen, 28 Şubat’ta din düşmanlığı üzerinden halkın kendisine cephe alan ve meşru iktidarı alaşağı eden ve 27 Nisan’da halkın içinden çıkacak bir cumhurbaşkanını engellemek için muhtıralar veren bir yapı ve bir süreçle olan hesaplaşmanın adıdır Ergenekon davası.

Tüm darbecilerden, darbeseverlerden, darbe destekçilerinden ve cuntacılardan hesap sorulan davadır bu.

Kürt coğrafyasında devlet adına terör estiren, adam öldüren, köy yakıp köy boşaltan, faili meçhullere ve yargısız infazlara imza atan “kudretli” devletlularla hesaplaşıldığı davadır Ergenekon.

Gerçi henüz Ergenekon’un asıl insanlık suçlarını işlediği Doğu ve Güneydoğu dosyası açılmış değil ve o dönem devleti yöneten Demirel, Çiller gibi isimlere henüz dokunulmuş değil ama başta Veli Küçük, Arif Doğan ve Atilla Uğur olmak üzere bu coğrafyada devlet terörü estiren isimlerin aldığı cezalar vicdanları bir nebze de olsa rahatlatan kararlardır.

Atilla Uğur demişken, bir dönem ilimizde görev yapan bu askerin o dönem çok içli dışlı olduğu bazı isimler aldığı cezayla ilgili ne düşünüyorlar merak ediyorum.

Özellikle son birkaç seçimdir adeta AK Parti kapısından ayrılmayan eskinin ANAP’lı şimdinin AK Parti’li bir siyasetçisi, geçmişte çok sıkı fıkı olduğu Atilla Uğur’un aldığı cezaya üzülmüş müdür acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Tekrar konumuza dönersek, verilen bu cezalar, her ne kadar nihai kararlar olmasa da, bundan sonrası için bir mesaj niteliği taşımaktadır.

Artık bu ülkede hiç kimse darbe yapmayı aklından geçiremeyecektir.

Bir zamanlar komisyonlara ifade vermek için bile tenezzül edip meclise gitmeyen; bakanları şehirlere sokmayan askerlerin olduğu bir ülkeden genelkurmay başkanlarının sivil mahkemelerde yargılanıp mahkûm oldukları bir ülkeye geldik.

Ve bu dönüşümün altında ülkenin son 10 yılına damgasını vuran AK Parti hükümetinin imzası vardır.

Şunu artık kimse unutmasın; Türkiye eski Türkiye değildir ve bir daha da olmayacaktır.

Bu ülkedeki halklar devlet teröründen, hukuksuzluklardan, darbelerden çok çekti.

Böyle bir yapıya geri dönüşü en başta bu ülkenin halkları kabul etmeyecektir.

Bu davayla sadece darbe heveslisi askerler yargılanmadı ama aynı zamanda her darbe döneminde ortaya çıkan ve darbe için zemin hazırlayan diğer odaklar da mahkûm edildi.

Medya, siyaset, üniversiteler, yargı ve sivil toplumdaki cunta uzantıları da ciddi bir darbe aldı bu dava sonunda.

Darbe ve muhtıra döneminde askerlerin seçilmiş sivillere verdileri muhtıraları zevkten dört köşe olmuşçasına yayınlayan medya; üniversiteleri birer kışla zihniyetiyle idare etmeye kalkan üniversite idarecileri; durumdan vazife çıkararak sivil siyasetin alanını daraltmak için elinden geleni yapan yargı ve sivil toplumdaki şakşakçıların ceza almış olması ileriye yönelik olarak verilmiş bir mesajdır.

Mısır’da kısa bir süre önce yaşanan askeri darbeye karşı Batı’nın takındığı ikiyüzlü tavır, Türkiye’de darbecilerin cezalandırıldığı bu davayla birlikte bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Bu ülke bundan sonra sivil siyasetin belirleyici olduğu; askeri ve bürokratik oligarşinin sözünün geçmediği bir ülke olacaksa bunda temel etken Ergenekon davası olacaktır.

Bu noktada davanın bugünlere gelmesinde büyük emeği olan o dönemin savcısı Zekeriya Öz ve sonraki savcılara; baskılara rağmen cunta zihniyetini cezalandırmakta tereddüt etmeyen hakimlere; Ergenekonla ilgili hayati belgeleri gün yüzüne çıkaran Taraf gazetesinin o dönemki kadrosuna ve diğer basın kuruluşlarına ve süreçte gösterdiği kararlı siyasi irade sebebiyle de AK Parti hükümetine teşekkür etmemiz gerekiyor.

Allah bu ülkeye bir daha böyle karanlık göstermesin.

 

Mubarek Ramazan bayramınızı tebrik eder, bayramın şehrimiz, bölgemiz, ülkemiz ve tüm İslam coğrafyası ve dünya için hayır, huzur, barış ve selamete vesile olmasını diler; yakın coğrafyamızda ve diğer İslam beldelerindeki savaşların sona ermesini ve akan kan ve gözyaşının bir an önce dinmesini Allah’tan temenni ederim.