Arıcılık

Türkiye arıcılığını inceleyen doktora tez çalışmamın saha araştırmaları nedeniyle uzun bir süredir gözlemlerimi ve düşüncelerimi aktaramadım. Sizlere öncelikle çalışmamızdan gözlemler ve anektodları anlatacağım.
Çalışma Türkiye arıcılığının durumunu ortaya koymayı amaçlıyor ve arıcılık uğraşısını hayatının önemli noktasına yerleştiren arıcıların ağzından direkt ve yerinde bilgiler alıyoruz. Hakkari Yüksekova’daki bir arıcımızın şu sözleri beni çok etkiledi: “Otuz yıldır bir devlet yetkilisinin buralara gelmesini ve bizleri dinlemesini bekliyordum. Nerede kaldınız?” Çocukları doktor, mühendis, öğretmen, hemşire olmuş ilkokul mezunu, geçimini arıcılıktan kazanan bu amcamız biraz sitem biraz da takdir ile bizleri karşıladı. Sitemi bu tip çalışmaların geç kalınmış olması, takdiri bizim orada o günün şartlarında (Yüksekova’da o gün kepenk indirme durumu vardı) olmamızdı.
Ülkemizin hemen her ilinde arıcılık faaliyeti yapılıyor. Güneydoğu’da özellikle köylerin boşaltılması ve çiftçilik faaliyetleri duran insanımız il veya ilçe merkezlerine geldiklerinde, yakın çevresinden arıcılık yapanlardan bu işi öğrenmiş ve başlamışlar.
Arıcılığın ülkemizdeki en önemli ürünü olan bal hakkında “Hakiki bal donar, tereyağı gibi olur.” sözü ile arıcılık konusunu şimdilik kapatıyorum.
Yol boyunca gördüğümüz en önemli hizmet, duble yollardı ki trafik akışını çok rahatlatmış ve son verilere göre de trafik kaza ve ölüm oranlarının azalması bunu teyit ediyordu. Çözüm sürecinin olumlu yansımalarını esnaflardan dinleme imkanı da oldu ve daha önceleri kepenk kapatmalarının kendilerine ekonomik yönden verdiği zarardan bahsettiler. Hakkari’ye gittiğimiz gün uzun zamandan beri ilk kez kepenk kapatma ve protesto eylemleri olduğunu öğrendik ki televizyonda izlemek ile orada şehrin sessizliğe gömüldüğünü, evlerinden insanların çıkamadığını ve taş atan çocukların gerçekten attıklarını görmek bizleri değişik duygu ve düşüncelere sevk etmedi değil.
Ülkemizde akademi camiasının sahada uğraşacağı çok problem var. Ülkemizde siyaset dünyasının asıl meselelerine yoğunlaşacağı çok konu var. Geçtiğimiz bir ay boyunca ilden ile gitmek (on beş il) ve yol boyunca arkadaşlarımız ile sadece alan çalışmamızı konuşmak, yerleşim yerimize döndüğümüz bir ay sonunda ülke gündemine baktığımızda ise bir yerlerde önemli hatalar olduğunu düşündürdü. Bir sonraki yazıda ülke gündemlerine yine farklı bir bakış açısı ile bakmaya çalışacağım.
Aydınlık günlerin bir an önce gelmesi ve sürdürülebilir olması için dualara devam etmeliyiz.