Arazi Olma Hali…

Toplum yapımızın ana unsurlarından biri olan,
hepimize ısrarla, üstüne basa basa öğretilmeye çalışılan, büyük ölçüde de
birçoğumuzun benimsemiş olduğu, milli değerlerimizden en önemlisini teşkil eden
genel geçer öğretimiz,“ arazi olmak “ tır.
Her ne kadar bu
ülkede yaşayan insanların ulaşmak istediği temel hedeflerden biri olan bir
araziye sahip olma tutkumuz ağır basıyor olsa da, alınan arazinin
değerlenmesini beklemek, imar izni çıkarmak, fazla kat almaya çalışmak sabır,
sebat ve uğraş ister.
Aradan geçen
zamanda ise; başımıza bir iş gelmemesi, herhangi bir sorumluluk almama,
tembelliğimizin gizli tescili olan yaşama kıyısından köşesinden tutunup belaya
bulaşmama olarak karşımıza çıkar, arazi olma hali.
Devamında suya
sabuna dokunmadan var olmanın gizli güçlerinden biri olarak tescil edilmiştir,
arazi olma hali.
Küçük yaşlardan
itibaren temel bilgi vasfıyla, dolaylı veya dolaysız olarak verilen arazi olmak
durumu somut olarak, askere gitmeden önce, askerlik zamanında da kamuflaj
kıyafetleriyle net olarak çıkar karşımıza.
Askerliği
bitirmenin en güzel yolu arazi olmaktan geçerken bu tecrübe; askerlik sonrası
iş hayatına, iş hayatında da görülen faydaları sonucunda evlilik yaşamına
yansıyarak, ev işlerine yardım etme noktasındaki arazi olmaya kadar uzanır.
Ne güzel hem
arazi oluyorsun, hem etliye sütlüye karışmıyorsun, hem de sorumluluk almamanın
verdiği rahatlıkla gevşiyor, gevşiyorsun.
Hem hiçbir şeyi
dert etmiyor, hem hiçbir şeye karışmıyor, hem elini taşın altına koymayıp
ezilme riskinden uzaklaşıyor, hem de üstüne üstlük eleştirme özgürlüğünü
kullanarak, deşarj olma imkânını değerlendirebiliyorsun.
Zaten
atalarımızın en güzel sözlerinden biri de “ Bana Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın”
değil mi?
Varsayalım bize
dokunması muhtemel bir yılan çıktı, ne yapacağız, tabi ki akabinde arazi
olacağız.
Üreten, içinden
bereketler fışkıran, ama eh biraz da emek gerektiren arazilerimizi elden
çıkarırken, hiç dönüp de arkamıza bakıyor muyuz ki.
Köyümüzü,
kasabamızı terk edip kentlere yerleşme sevdamız, bir göz gece kondu arazisi
değil mi?
Ama boş verin,
yine de en güzeli arazi olmak.
Göze batma,
hedef olma, bir şeyler yapma, faydalı olma gibi dezavantaj olacak birçok hayat
tuzağından kurtulmuş oluyoruz.
Arazi olmanın o
güzelim tadını aldınız mı zaten dönüşü de olmuyor.
Çünkü rehavet ve
tembellik bir kez vücuda girdi mi, bağışıklık sistemini çökerten virüs görevini
bir anda üstleniveriyor.
Dikkat etmek
gerekiyor.
Lakin…
Bugün arazi
olanların yarınında...
Arazisiz kalmak da bekliyor…